Güncel
Giriş Tarihi : 27-02-2015 19:30   Güncelleme : 27-02-2015 19:30

"100. Yılında Ermeni Meselesi" konferansı

RİZE (AA) - TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof

RİZE (AA) - TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Sarınay, "Ermeniler kendilerine bir vatan yaratmak, bir nüfus çoğunluğu oluşturmak için silahlı terörizmi bir mücadele metodu olarak görmüşlerdir" dedi.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tarih Topluluğu tarafından kültür merkezi salonunda düzenlenen "100. Yılında Ermeni Meselesi" konferansına, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Karaman, öğretim üyeleri ve öğrencilerin yanı sıra Prof. Dr. Sarınay, Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu ile İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Bal konuşmacı olarak katıldı.

Prof. Dr. Sarınay konuşmasında, Ermeni meselesinin pek çok batılı ülke ve özellikle Ermeni diasporasında tarihi bir bütün olarak ele alınmadığını, sadece 1915 yılında çıkarılan Sevk ve İskan Kanunu üzerinden işlerine gelen belgelerle bunu yürüttüklerini söyledi.

Ermeni diasporası için 1915 olaylarının adeta bir "iman" haline geldiğini savunan Sarınay, "Neden başaramıyoruz? Çünkü, karşımızdaki diaspora ile mücadele ederken adamın imanını sorguluyoruz. Bundan asla taviz vermek istemiyorlar. Hükümetin pek çok girişiminin sonuçsuz kalmasının temel nedeni budur. Ermeni diasporası soykırımı bir kimlik, iman meselesi haline getirmiş. Bunu çekip çıkarırsa kimliğinden, adeta imanından 'vazgeç' demek gibi algılıyor. Bunun için Türkiye'nin olumlu görüşme teklifleri karşılık bulmuyor" diye konuştu.

Türk aydınlarının ve üniversitelerin olayları "1915 yılına hapsetme oyununa" düştüğünü vurgulayan Sarınay, şöyle devam etti:

"Savunma psikolojisi ile hareket ettiğimiz için biz de bu tarihe kilitlendik. 1915 yılına kilitlenmek yerine 800-900 yıl birlikte yaşadığımız milletle bu duruma nasıl gelindiğini sorgulamalıydık. Özellikle Osmanlı devleti her türlü hak hukuku vermişken neden bunlar yaşandı? Türkler eğer onları öldürme eğiliminde olsaydı neden en zayıf zamanında bunu yapsın? Daha güçlü zamanında neden bunu yapmadı? Büyük devletlerin Ermenileri kışkırtmak için yaptığı politikaları ve arkasından bu coğrafyayı elimizden alarak bir Ermeni devleti kurma gayretinde olan örgütlerin rollerini hem dünyadan gizlemek hem de bizlere unutturmak için tarihi 1915 yılına kilitlediler."

Sarınay, 19. yüzyılda geleneğe bağlı devletlerin Fransız İhtilali ile sarsıldığını belirterek, "Fransız İhtilali, Orta Çağ ve Yeni Çağ'ın en adaletli devletini kuran Osmanlı devletini de derinden sarsmıştır. İmparatorlukta milliyetçilik hareketleri artmış, bir sürü isyan ve yaşanan olaylar ile özellikle büyük devletlerin desteğini alan Balkan devletleri imparatorluktan kopmuştur. Kırım ve Kafkasya'da başlayan katliamlar büyük göç dalgasını beraberinde getirdi. 1820-1920 yılları arasında 5.,5 milyon Müslüman işgal atındaki topraklarda katledilmiştir. Bunu hafızamızın unutmaması lazım. Bu rakamlar envai harp ve sürgün olaylarının Osmanlı topraklarında Türk ve Müslümanların başına geldiğini göstermektedir" ifadesini kullandı.

Türklerin ağlamayı, sızlanmayı, yaşadıklarını başkalarına anlatmayı küçüklük olarak gördüğünü ve bu nedenle yaşadıklarını anlatmadıklarını savunan Sarınay, "Ermenilerin 'bize yapıldı sadece' şeklindeki anlattıklarının üzerine kararlı bir şekilde gitmemiz lazım. Bu coğrafyada sadece acı çekenlerin Ermeniler olmadığının altını çizmemiz lazım" dedi.

Ermenilerin, Bulgarlar ve Yunanlar gibi bağımsız devlet kurma peşinde koştuklarını ancak hiçbir yerde nüfus çoğunluğunun olmadığını aktaran Sarınay, şöyle devam etti:

"Ermeniler kendilerine bir vatan yaratmak, bir nüfus çoğunluğu oluşturmak için silahlı terörizmi bir mücadele metodu olarak görmüşlerdir. 1890 yılından itibaren başta Doğu Anadolu Bölgesi olmak üzere birçok yerde 40 civarında büyük isyan ve terör olayı gerçekleştirmişlerdir. Bu isyanlarla Anadolu'nun her yerini yangın yerine çevirmişlerdir. Hafızamızda bunları canlı tutmamız lazım. Bütün bu olaylara rağmen devletine bağlı olan çok sayıda Ermeni'nin de varlığını hatırlamamız lazım."

Osmanlı Devletinin tehcir kararını alırken kendi vatandaşlarına ayrıcalıklı davranmadığını aktaran Sarınay, Ermenilere kötü davranan, malına mülküne el koyan bin 673 kişinin yargılandığını, 57 kişi hakkında idam kararı alındığını kaydetti.

Katliamlarda toplam 524 bin Müslüman'ın katledildiğinin ve kayıtların devlet arşivlerinde mevcut olduğunun altını çizen Sarınay, isimlerinin baba adına, köyüne kadar devlet arşivlerinde mevcut olduğunu sözlerine ekledi.

Konuşmaların ardından, katılımcılar soruları cevapladı.

adminadmin