Kültür
Giriş Tarihi : 30-11-2012 10:07   Güncelleme : 30-11-2012 10:07

21. yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı olacak

Başbakan Yardımcısı Babacan, "Kuvvetle inanıyorum ki; 21. yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı olarak tarihe geçecektir''

21. yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı olacak
Babacan, son aylarda gelişmekte olan ülkelerde de ciddi sıkıntıların baş gösterdiğini, gelişmiş ülkelerin iç pazarının bir türlü toparlanamaması nedeniyle Çin, Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızlarının da artık düşmeye başladığını söyledi.
 
Brezilya'da büyüme hızının 3 yıl arka arkaya düştüğüne, Çin'de yüzde 9-10 gibi büyüme oranlarının artık konuşulamadığına dikkati çeken Babacan, şunları kaydetti:
 
''İşte böyle bir küresel ekonomik ortamdayız. Böyle bir ortamda Türkiye'nin nasıl bir çizgi izleyeceği, nasıl bir ekonomi politikası uygulayacağı çok çok önemli. Allah korusun; hemen yanı başımızda tarihin en derin krizinden birini yaşayan Avrupa var. Yine hemen yanı başımızda çok ciddi bir siyasi dönüşüm içerisinde olan, bu dönüşümün getirdiği kısa vadeli güvenlik riskleri içeren coğrafya var. İşte bu siyasi sıkıntılı coğrafyayla ekonomik sıkıntılı bir coğrafya arasında Türkiye, şu anda bir güven ve istikrar adası olarak yükselmekte. Bunun devamı çok çok önemli. Bunun devamı ne olursa olsun doğru politikaları uygulamaktan geçiyor ve hep uzun vadeye bakmaktan geçiyor, asla kısa vadeli, fırsatçı, popülist yaklaşımlara taviz vermemek gerekiyor.''
 
''21. yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı olacak''
 
Herkesin üzerinde büyük bir sorumluluk olduğunu belirten Babacan, dolayısıyla doğru politikaları uygulayarak yanlış politikalara ya da yanlış bazı önerilere kesinlikle taviz vermeyeceklerini, bildikleri yolda devam edeceklerini dile getirdi.
 
''Türkiye'nin uzun vadeli istikrarını garanti altına alacak tedbirleri bugünden aldığımız takdirde, yapısal reformlarımızı kararlı bir şekilde devam ettirdiğimiz sürece ve belki de hepsinden önemlisi demokrasi ve hukuk zeminini güçlendirdikçe kuvvetle inanıyorum ki 21. yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı olarak tarihe geçecektir'' diyen Babacan, buna yürekten inandıklarını ve bu hedef doğrultusunda azim ve cesaretle çalıştıklarını kaydetti.
 
Babacan, ekonomi politikaları ve yargı reformlarının önemli olduğunu, ancak en kritik alanın eğitim olduğunu ifade ederek, ''Eğer Türkiye, eğitimde cesur adımlar atmazsa, eğitim reformunu planlanan şekilde tamamlayamazsa Türkiye'nin hiçbir zaman arzu ettiğimiz gelişmiş ekonomi seviyesine ulaşması mümkün olamayacaktır. Çünkü ancak daha iyi yetişmiş bir nesille Türkiye daha çok katma değer üretecek ve daha güçlü bir ekonomi haline gelecektir'' dedi.
adminadmin