Siyaset
Giriş Tarihi : 07-06-2017 09:11   Güncelleme : 07-06-2017 09:11

5 Soruda Katar Krizi

Körfez bölgesinde yaşanan güç savaşı, başta Suudi Arabistan olmak üzere Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır ve Yemen gibi ülkelerin Katar ile olan siyasi ilişkilerini kesmelerine yol açtı ve son yılların en büyük diplomatik krizini doğurdu.

5 Soruda Katar Krizi

Öyle ki 5 Arap ülkesi Katar ile olan tüm hava, kara ve deniz trafiğini kestiği gibi Katarlı diplomatlara kendi ülkelerine dönmeleri talimatı verdi.

Türkiye’nin meseleye yaklaşımı ne?

Türkiye’nin Katar ile ilişkileri bugüne kadar hep olumlu bir seyir izledi. Körfezde böylesi bir krizin yaşanması haliyle ortaya can sıkıcı bir durum ortaya çıkardı. Krizi değerlendiren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bölgede yaşananları üzüntüyle karşıladıklarını söyledi.

Çavuşoğlu açıklamasında "Biz Körfez bölgesinin istikrarını kendi istikrarımız olarak görüyoruz. DAEŞ'le, radikalizmle, mezhepçilik ve İslamofobi gibi konularla mücadelede dayanışma önemli… Elbette ülkeler sorunlar ya da görüş ayrılıkları yaşayabilir. Ancak her şartta diyaloğun devam etmesi lazım. Mevcut tablodan üzüntü duyduk. Durumun normalleşmesi için de elimizden gelen her türlü desteği veririz" ifadelerini kullandı.

İlişkiler nasıl bu noktaya geldi?

Son aylarda hem Katar hem diğer Körfez ülkeleri arasındaki gerilim oldukça üst seviyelere tırmanmıştı.

Özellikle Suudi Arabistan tarafından dillendirilen iddialarda Katar sert bir dille hedef alınıyor ve “Orta Doğu’da terörizme destek vermekle” suçlanıyordu. Suriye’de adını “Şam’ın Fethi Cephesi” olarak değiştiren Nusra Cephesi’ne ve terör örgütü DAEŞ’e destek verdikleri iddiası sıklıkla dile getirilirken Doha yönetimi köşeye sıkıştırılmaya çalışılıyordu.

Bu köşeye sıkıştırma çabasına Mısır ise dile getirdiği bir diğer suçlama olan Katar'ın 'Müslüman Kardeşler hareketine hem siyasi hem de finansal destek verdiği' iddiasıyla destek oluyordu.

Zira Mısır ve Suudi Arabistan Müslüman Kardeşler hareketini de “terör örgütü” olarak kabul ediyor.

Bahreyn’in gerekçesi ise Katar’ın ülkedeki “İran destekli silahlı gruplara destek vermesi” iddiasına dayandırıldı. Bahreyn açıklamasında “Medya yoluyla ülkedeki terörist faaliyetler kışkırtıldı ve ülkede kaos ortamının oluşması için çabalandı” ifadelerine yer verildi.

Katar iddialara nasıl cevap verdi?

Katar hükümeti en başından bu yana “teröre destek verdikleri” yönündeki bütün iddiaları mesnetsiz bularak üst üste yalanladı. Katar Emiri es-Sani ise iddiaların ülkesi aleyhinde yürütülen karalama kampanyasının bir parçası olduğunu söyledi. 

Aynı görüş Doha yönetiminden yapılan son açıklamalarda savunuldu. Yönetim aynı şekilde Katar'a karşı bir karalama kampanyası başlatıldığını vurguladı.  

Bu arada krizi doğuran son gelişmeyle ilgili Katar Dışişleri Bakanlığı tarafından yazılı bir açıklama geldi. Diplomatik ilişkilerin kesilmesi kararının şaşkınlıkla karşılandığı belirtilen açıklamada suçlamalar için "dayanağı olmayan, gerçek dışı iddialar" değerlendirmesi yapıldı.

ABD’den gelen ilk tepkiler ne oldu?

İlk olarak krizin yol açabileceği dengeleri gözeten Trump yönetimi, Körfez ülkeleri arasında tırmanan gerilimin bölgede gidişatı değiştirmeyeceğini belirtti.

Konuyla ilgili açıklamayı ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson yaptı. Tillerson açıklamasında “Bölgede bir süredir var olan ve giderek artan rahatsızlıklara şahit olduğumuzu düşünüyorum. İşlerin büyümesi sonucu ülkeler adım atma gereği duydu” ifadelerini kullandı.

Bu noktada hatırlatmak gerekirse Trump, Riyad ziyareti sırasında Suudi Arabistan ile 110 milyar dolarlık bir silah satış anlaşması imzalamıştı.

Hal böyleyken perde arkasında bu ziyaretin, siyasi ilişkilerin kesilmesine kadar giden bu radikal karara ne derece etki ettiği zihinlerdeki bir başka soru işareti.

Diğer yandan ABD'nin Ortadoğu'daki en büyük askeri üssü de Katar'da bulunuyor. Ülkenin başkenti Doha'nın yaklaşık 30 kilometre güneybatısında bulunan El Udeyd askeri üssünde 11 bin ABD askeri görev yapıyor. Üs Suriye ve Irak'ta DAEŞ karşıtı operasyonlarda kullanılıyor.

Petrol fiyatları ne sebep ile yükseldi?

Katar her şeyden önce petrol ihraç eden ülkeler birliği OPEC'in üyelerinden biri. Bu yönüyle ülkeye uygulanan diplomatik yaptırımlar bir anda petrol fiyatlarında sert yükselişe yol açtı.

Piyasalardaki tedirginlik Brent petrolün varil fiyatını yüzde 2'ye yakın yükselterek 50 dolar seviyesinin üzerine çıkardı.

Ayrıca bölge ülkelerin karasularını kullanarak sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) sevkiyatlarını yapan Katar’ın bu faaliyetini sürdüremeyeceği kaygısı, enerji piyasalarını sarstı.

Böyle bir ortamda Japon yatırım bankası Mitsubishi UFJ, yatırımcılara gönderdiği piyasa notunda, “Bölgedeki krizin büyümesi durumunda Katar'ın OPEC'ten ayrılması ihtimali bulunuyor. Böyle bir senaryo, petrol fiyatlarında ciddi artışa yol açabilir” öngörüsünü iletti.

Muhammed Şimşek/Diriliş Postası

 

adminadmin