Tarih
Giriş Tarihi : 17-09-2019 10:31   Güncelleme : 17-09-2019 10:37

​58 yıl önce Bir başbakanın nezdinde Millet idam edildi!

27 Mayıs 1960’ta başbakanlıktan indirilen, 17 Eylül 1961’de idam edilen Başbakan Adnan Menderes’in şehadetinin 58’nci sene-i devriyesi…

​58 yıl önce Bir başbakanın nezdinde Millet idam edildi!

Yarım asır önce demokrasiye darbe vurulurken, darağacında aslında bütün bir millet idam edildi. O günden sonra kontrolü eline alan güçler, ülkeyi istedikleri gibi yönlendirdi.

Demokratik yollarla, milletin verdiği oylarla ‘başbakan’ seçilen Adnan Menderes, tarihler 27 Mayıs 1960’ı gösterdiğinde bir “dış müdahale” neticesinde önce görevinden alındı, bir yıl süren dehşet verici zulümler sonunda da 17 Eylül 1961’de idam edildi. O tarihte idam edilen aslında yalnızca bir Başbakan değildi. 1950’de yüzde 53,5’lik ezici oy oranıyla ‘tek parti’ baskı ve zulmünü deviren Menderes’le beraber bir millet de idam edilmişti. O günlerdeki dikta yönetimi yüzünden sindirilmiş toplum, geçen uzun yıllar boyunca da hep dış müdahaleler ile geriletildi. Milletin gözyaşları eşliğinde, seçilmiş başbakan idama götürülürken; sene be sene acılar çekti. Üst üste darbeler, muhtıralar, ayaklanmalar, müdahaleler, karalamalarla ile kaos dolu günler geçiren Türkiye, 17 Eylül 1961’de Menderes’le toprağa gömülmüştü.

“YÜZDE 9” BÜYÜME RAHATSIZ ETMİŞTİ

Ülkesinin kalkınmasından, gelişmesinden, insanların inançları yüzünden horlanmamasından başka bir isteği olmayan nazik yapılı Başbakan, çocuklarımız müreffeh bir ülkede büyüsün diye; milleti kendi vatanında huzur içinde yaşasın, toplumu kendi bayrağı altında hür yaşasın diye dar ağacına götürüldü. Adnan Menderes ve bakan arkadaşları Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan’ın elektrik ve su olmayan günlerde, Türkiye’ye baraj yapmak, yol yapmak, fabrikalar kurmak, okullar inşa etmek, tarım ve sanayi atılımları gerçekleştirmek dışında ödeyeceği bir bedel yoktu. Başbakan Menderes, Dışişleri Mebusu Zorlu ve Maliye Bakanı Polatkan’ın Türkiye’yi her yıl “yüzde 9” büyütmekten başka veremeyecekleri hesabı yoktu.


Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun idam cezaları onaylanarak infaz edildi.

MENDERES'İN KIBRIS KAZANIMI

Kıbrıs’taki soydaşlarımızın çektikleri zulümleri bitirmek için uluslararası diplomatik başarı sağlayarak, Ada’da ‘Türk varlığını’ kabul ettiren Menderes ve arkadaşları ayrıca, Türkiye’yi NATO’ya “tam üye” yaparak da büyük bir başarı gerçekleştirmişti. O gün bugündür gelen iktidarların hiçbirinin hâlâ benzer bir anlaşma sağlayamaması tesadüf olmasa gerek.

KRİPTO YAPIYI İTİRAF ETMİŞTİ

Başkan Erdoğan’ı yargılamak için bekleyen savcılar olduğunu söyleyen CHP eski İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, devlet içindeki bir ‘kripto’ yapılanmaya mensup savcıların ise adını vermedi. Çiçek, hangi ülkeler ile ve hangi gizli servislerle pazarlık yapıldığını da belirtmedi. Eski kurmay albay Dursun Çiçek, planlanan operasyonun tarihine dair detay vermedi. Tek söylediği, fırsat kolladıklarıydı.

Milli iradeye, 27 Mayıs 1960 müdahalesiyle vurulan darbe ve 10 yıl süreyle başbakanlık yapan Adnan Menderes’in 17 Eylül 1961’de idam edilmesi, Türkiye demokrasisi için unutulmayacak bir kara leke olarak tarih sayfalarına kazındı.

“ÇOK ACI BİR GÜN”

O dönemin en önemli şahitlerinden, merhum Adnan Menderes’in 2011’de vefat eden oğlu, siyasetçi Aydın Menderes’in eşi Ümran Menderes, Adnan Menderes’in 57 yıl önce vefat ettiği dönem ve Türkiye’de bugün yaşananlara ilişkin açıklamalarda bulundu.


Ümran Menderes

Adnan Menderes’in idam edildiği dönemde genç bir kız olduğunu ve henüz aileye katılmadığını anımsatan Ümran Menderes, o günün tüm vatandaşlar açısından çok acı bir gün olduğunu ve 1960’taki darbenin insanları ayrıştırdığını ifade etti.

BABASIYLA HELALLEŞEMEDİ

1960 darbesinin ardından düzmece bir mahkeme tarafından verilen kararla Adnan Menderes’le Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idam edildiğini hatırlatan Ümran Menderes, yaşanan bu acı olaya yönelik, “Onların idam edilerek, hayattan koparılmaları başta aileleri olmak üzere tüm sevenlerini yasa boğdu. Rahmetli eşim Aydın’ın da en büyük ukdesi, babasıyla helalleşememekti; hep ‘helalleştirmediler’ derdi. Bu idamlar, Türkiye’nin büyük bir ayıbıdır. Tarih sayfalarında da hep bu şekilde anılacaktır” diye konuştu.

“İÇERİDEKİ PİYONLAR BOŞ DURMUYOR”

Menderes, sözlerini şöyle sürdürdü: “Darbeler, ülkemizin gelişip büyümesine hep engel olmuştur. Dış güçlerin asıl istediği de tam olarak budur. Onlar, kirli ellerini hiçbir zaman üzerimizden çekmediler, çekmiyorlar. İçerideki piyonları da asla boş durmuyor. Kişiler değişse bile asırlardır süregelen oyunlarını ülkeler ve maşaları oynamaya devam ediyor. Bunun en yakın örneği 15 Temmuz. 15 Temmuz 2016’da yaşamış olduğumuz korkunç darbe girişimi hâlâ hafızalarımızda.

Cumhurbaşkanımızın cesur ve soğukkanlı duruşu, milletimizin canı pahasına bu girişimi engellemesiyle tehlike atlatıldı”

NATO ÜYELİĞİ, MARSHALL PLANI

Menderes döneminde Türkiye’nin dış politikası ile ekonomisinde de önemli gelişmeler yaşandı. 1951’de Kore’ye asker gönderen Türkiye, 1952’de NATO’ya tam üye oldu.

Serbest piyasa ekonomisine geçişi hızlandıran DP iktidarı, yabancılara petrol arama ve çıkarma izni verdi. Yabancı sermayeyi teşvik yasası çıkaran DP, gelen kredileri özellikle tarım alanında kullandı. Marshall Planı’nın da katkısıyla ülkede yeni sanayi tesisleri kurulan DP döneminde, Türkiye’nin gayri safi milli hasılası yılda ortalama yüzde 9 büyüdü.

Menderes başkanlığındaki DP, 2 Mayıs 1954’te yapılan seçimlerde de oyların yüzde 57,6’sını alarak büyük bir zafer kazandı.

MİLLİ İRADEYE İLK DARBE

Tüm bu süreçler içerisinde Türkiye demokrasisi ilk darbesini 27 Mayıs 1960’ta aldı. Sabaha karşı saat 04.00’te radyoda Kurmay Albay Alparslan Türkeş, TSK olarak yönetime el koyduklarını ilan etti ve askeri darbenin sebeplerini bir radyo bildirisi ile halka duyurdu.

Menderes, 27 Mayıs 1960 günü Kütahya’da Albay Muhsin Batur tarafından gözaltına alınarak, Ankara’ya götürüldü ve diğer tutuklu DP üyeleri ile Yassıada’da hapsedildi.

Darbeci subaylar, Cemal Gürsel başkanlığında kurulan Milli Birlik Komitesi ve Kurucu Meclis ile beraber ülke yönetimine el koydu. Menderes ve diğer DP üyeleri, bulundukları Yassıada’da kurulan Yüksek Adalet Divanı tarafından yargılanmaya başladı.

13 AYRI DAVA

27 Mayıs darbesini yapan cuntacıların özel olarak kurdukları mahkeme olan Yüksek Adalet Divanı’nda 13 davadan yargılanan Menderes, ‘Bebek Davası’ dışındaki bütün davalardan suçlu bulundu. Mahkeme, 9 ay 27 gün süren yargılama süreci sonunda aralarında Menderes’in de bulunduğu 14 kişinin idamına, 31 kişinin de ömür boyu hapse mahkum edilmesine karar verdi. Geri kalan 418 sanık hakkında ise 6 ay ile 20 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezaları veya beraat kararı verildi.


Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesi’nin yönetime el koyduğunu Kurmay Albay Alparslan Türkeş radyodan halka duyurdu.

Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesi, Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti. Celal Bayar’ın cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan, 16 Eylül 1961’de sabaha karşı idam edildi.

“MİLLETİME EBEDİ SAADETLER DİLERİM”

Menderes ise 17 Eylül 1961’de sağlık muayenesini yapan doktor heyetinden “sağlam” raporu alınmasının ardından İmralı Adası’na götürüldü.

Komutanın odasında idam kararı yüzüne okundu. Menderes’in dilinden “Allah, milletimize zeval vermesin.” cümlesi döküldü. İdam sehpasına gitmeden önce din görevlisi ile birkaç dakika konuştu. Ardından beyaz gömlek giydirildi.

Menderes’in idam sehpasına çıkarıldıktan sonraki son sözleri, “Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim. Bu anda karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum...” şeklinde oldu. Menderes, 17 Eylül’de saat 13.21’de İmralı Adası’nda idam edildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1990’da çıkardığı yasayla Menderes, Polatkan ve Zorlu’ya itibarlarını iade etti.

MENDERES KİMDİR, DP NELER YAPTI?

Aydın’da varlıklı bir çiftçinin oğlu olarak 1899’da dünyaya gelen Adnan Menderes, İzmir İttihat ve Terakki Mektebi ve ardından da İzmir Amerikan Koleji’nden mezun oldu. Menderes, 1931’de CHP Aydın milletvekili seçildikten sonra ise Ankara Hukuk Fakültesi’ne girerek, 1935’te bitirdi.

İsmet İnönü ile “Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu” görüşmeleri sırasında görüş ayrılığına düşen Menderes, parti içi muhalefetten dolayı 1945’te CHP’den ihraç edildi. Menderes, CHP’den birlikte ihraç edildikleri arkadaşları Celal Bayar, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan ile 7 Aralık 1945’te Demokrat Parti’yi (DP) kurdu.

DP, 14 Mayıs 1950’deki seçimlerde büyük bir başarıya imza atarak yüzde 52,7 oyla 420 milletvekili çıkardı.

10 yıllık başbakanlığı döneminde Türk iç ve dış politikasında büyük değişimlere imza atan Adnan Menderes’in döneminde Türkçe okunan ezanın Arapça okunmasının serbest bırakılması hafızalara yerleşen en önemli uygulamalardan biri olarak tarihteki yerini aldı.

Diriliş Postası

adminadmin