Samsun Haber
Giriş Tarihi : 01-12-2017 13:10   Güncelleme : 01-12-2017 13:10

Abdulvahap Bilen, Faizin olduğu yerde adaletten bahsedilemez!

Saadet Partisi Samsun Gençlik Kolları Başkanı Abdulvahap Bilen, ‘’Bugün örtülü ödenek diye bir serbestliğin olması ile Hz. Ömer’in azıcık bir balı beytülmalden alması için izin istemesi arasındaki hak, hukuk farkını akl-i selim herkes idrak eder. Kendi aile efradına ticareti yasaklayan bir devlet başkanından bahsediyoruz.‘’dedi.

 Abdulvahap Bilen, Faizin olduğu yerde adaletten bahsedilemez!

Saadet Partisi Samsun Gençlik Kolları Eğitim Başkanlığı tarafından organize edilen ‘Çarşamba Konferansları’ serisinin ikincisi gerçekleştirildi. Konferans da Saadet Partisi Samsun Gençlik Kolları Başkanı Abdulvahap Bilen, ‘İslam Adaleti ve Hz. Ömer’ konusunu anlattı.

ÖNCE SUÇLUYA DEĞİL, SUÇA CEZA KESİLİR!

İslam’da suçluya ceza kesilmeden önce suça ceza kesildiğini söyleyen Bilen, ‘’İslam dininde devletin temel direğini adalet oluşturur. İslam’da adalet bütün konuları kapsayıcıdır. Günümüz hukununda suç, suçlu, ceza vardır. İslam adalet mekanizmasında ise bu üçlüden önce insanların vicdanına Allah korkusunu yerleştirmek vardır. İslam’da suçluya ceza kesilmeden önce suça ceza kesilir. Suça giden bütün yollar kapatılır. Hastayla mücadele etmeden önce hastalıkla mücadele etme anlayışı İslam’da hakimdir. İslam anlayışında suçu bitirmek için ceza kesmek ilk adım değildir. Günümüz sistemlerinin en temel problemlerinden birisi suçu cezayla bitirebileceğini düşünmesidir. Ülkemizde yaşadığımız problemlerin çözülmemesi de bu sakat anlayışın tezahüdür. Bugün uyuşturucuyla kapsamlı bir mücadelede plan ve stratejilerin yapılmasına rağmen her geçen gün uyuşturucu kullanımının artması bunun en bariz delilidir. Bir topluluk da Allah korkusu vicdanlar da yer bulmadıkça korkuyla, ceza ile suç oranları düşürülemez. Dünyada hiçbir sistemin ortasında vicdan yoktur, Allah korkusu yoktur. Onun için günümüzdeki herhangi bir sistemin insanlığı saadetine vesile olması imkansızdır.

İslam adaletinin suçu bitirmedeki ikinci büyük adımı ise suçluya gerektiği kadar ceza vermedir. Eğer bir hukuk sisteminde suçluya gerektiği kadar ceza verilmezse bu o hukuk sisteminin adaletsiz olduğu anlamını taşır.

İslam’da adalet sadece hukuksal bir kavram alarak telakki edilmemiştir. İslam, her alanda adaleti öngördüğü için ekonomide adaletsizliğin temeli olan faizi topyekün kaldırmıştır. Faizin olduğu yerde adaletten bahsetmek mümkün değildir.’’ifadelerini kullandı.

AİLESİNE TİCARETİ YASAKLAYAN BİR DEVLET BAŞKANI; HZ.ÖMER

Tarih’de ilk defa mal beyanın Hz. Ömer tarafından getirildiğini ve bunun yolsuzlukların önlenmesinde en önemli adımlardan biri olduğunun altını çizen Bilen, ‘’İslam’da devletleşmeyi Hz. Ömer döneminde görmekteyiz. Hz. Ömer, İslam’daki adaleti pratik hayata geçirmiş ve bunu sistematik bir hale getirmiştir. Tarih’de ilk defa yargı bağımsızlığını Hz. Ömer döneminde görmekteyiz. Bugün medeniyet diye bize örnek gösterilen batı alemi yargı bağımsızlığına ancak 18.yüzyılda erişebilmiştir ve bunu da Hz. Ömer’den esinlenerek gerçekleştirmişlerdir. Yine tarih’de ilk defa bir yöneticinin ve ona bağlı memurların mal beyanını Hz. Ömer döneminde görmekteyiz. Mal beyanı meselesi hem yöneticilerin hem memurların yolsuzluk yapmalarını engelleyen en önemli adımlardan biridir ve Hz. Ömer’in bu konudaki hassasiyeti takdire şayandır. Verdiği ilk hutbe de bana sizin idareniz hakkında emri bil mağruf da, nasihatte bulunun diyerek toplumun yöneticileri kontrol etme mekanizmasını ortaya koymuştur. Hz. Ömer, devletin malından izinsiz tek bir kuruş almamış ve hatta öyle ki, hastalandığı zaman kendisine bal yemesi gerektiği ifade edildiğinde beytülmalden azıcık bir bal almak için bir Cuma günü hutbe de tüm müslümanlardan izin istemiştir. Böyle bir yönetim hassasiyeti tarihte görülmemiştir. Bugün örtülü ödenek diye bir serbestliğin olması ile Hz. Ömer’in azıcık bir balı beytülmalden alması için izin istemesi arasındaki hak, hukuk farkını akl-i selim herkes idrak eder. Kendi aile efradına ticareti yasaklayan bir devlet başkanından bahsediyoruz. Hz. Ömer’in yanında hukuksal olarak halife ile sıradan bir insanın hiçbir farkı yoktur. Zengin ile fakir eşittir. Kabile reisleriyle köleler eşittir. Bu konuda hiç kimseye tölerans tanımamıştır. Valilerine gönderdiği mektuplarda bu konu üzerinde uzunca durmuştur. Kendisyle bir yahudinin mahkemesinde hakimin Hz. Ömer odaya girince ayağa kalkmasından dolayı “senin hakimliğin geçersizdir. Sen şimdiden ayrımcılık yaptın” demesi Hz. Ömer’in hukukta eşitlik anlayışının ne kadar muazzam olduğunu bize bariz bir şekilde gösterir.’’şeklinde konuştu.

 

adminadmin