ÇORUM (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Meclis Soruşturma Komisyonu haberlerine konulan yayın yasağına ilişkin, "Komisyon, anayasa ve iç tüzük gereği yasal bir görev yapıyor, yasal bir soruşturma yapıyor. Gizlilik kararı da bu yasalar çerçevesinde uygulanan bir durumdur. Herhangi hukuka aykırılık kesinlikle söz konusu değildir" dedi.
Çorum Valisi Ahmet Kara'yı makamında ziyaret eden Bozdağ, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir soru üzerine, yayın yasağıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Bozdağ, söz konusu komisyonun, diğer siyasi partilerin AK Parti'yi ve hükümeti yıpratmak için istismar ettiği bir komisyona dönüştüğünü söyledi.
Komisyonun çalışmalarına konu olan dört eski bakanın, AK Parti Grubuna bizzat başvurarak kendileri hakkında komisyon kurulmasını istediğini hatırlatan Bozdağ, şöyle devam etti:
"AK Parti Grubu, komisyon kurulsun diye TBMM Başkanlığına önerge sunmuştur. Önerge sonucunda da eski bakanlarımız hakkında komisyonun kurulmasını biz sağladık. Çünkü büyük bir iftira kampanyası yürüyor, karalama kampanyası yürüyor. İnsanların onuru, haysiyeti maalesef pervasız bir şekilde ayaklar altına alınmış durumda. Meclis'in bunu soruşturmasını biz sağladık ki hakikat ortaya çıksın. Meclis Soruşturma Komisyonu, anayasa ve iç tüzük gereği, diğer yasalarımız çerçevesinde cumhuriyet savcılarının bir suç isnadı nedeniyle yürüttüğü soruşturma neyse onun bir benzerini Meclis adına yürüten adli bir komisyondur. Dolayısıyla uygulama sürecinde Ceza Muhakemesi Kanunu kurallarını uygular ve ona göre hareket eder. Yasalarımız gereği soruşturma gizlidir. Gizli olan soruşturmanın ifşası, Ceza Kanununa göre suçtur. Soruşturmanın gizliliğinin ana nedeni de insanların lekelenmemesini temin içindir. Çünkü lekelenmeme hakkı, masumiyet karinesinden önce gelir. Siz iddianame düzenleyip bir dava açtığınızda bile insanlara suçlu diyemiyorsunuz. Çünkü anayasamız, 'Bir kişinin suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu ilan edilemez' diyor ancak maalesef siyasi partiler, bu gerçeğe rağmen şu anda ismi geçen sayın bakanları mahkum etmişler, cezalarını infaz ediyorlar. Böylesi bir devlet, hukuk devleti olmaz. Hepimiz anayasaya sahip çıkacağız, saygı duyacağız, anayasa çerçevesinde işimizi yerine getireceğiz."
Bozdağ, soruşturma sonucu savcının takipsizlik kararı verebileceğini veya komisyonun herhangi bir işlem yapılmasına gerek duymayabileceğini anlattı. Bu durumda, eski bakanlarla ilgili bir işlem olmayacağını dile getiren Bozdağ, şunları kaydetti:
"Siz şimdi böyle yaptığınızda, oradaki bütün çalışmaları çarşaf çarşaf gazetelere yansıttığınızda, televizyonlara haber konusu yaptığınızda, o insanları lekeliyorsunuz, kirletiyorsunuz, onurlarını, haysiyetlerini ayaklar altına alıyorsunuz. Buradan, Çorum'dan bütün muhalefet partilerine seslenmek istiyorum; insanların onurlarıyla, haysiyetleriyle lütfen oynamayın. Bırakalım, Meclis Soruşturma Komisyonu görevini yapsın. Komisyon, anayasa ve iç tüzük gereği yasal bir görev yapıyor, yasal bir soruşturma yapıyor. Gizlilik kararı da bu yasalar çerçevesinde uygulanan bir durumdur. Herhangi hukuka aykırılık kesinlikle söz konusu değildir. Anayasaya sadakatle bağlı kalmaya yemin etmiş milletvekillerinin Meclis kürsüsünde gizli olan soruşturma evraklarını okumaları, onları kamuoyuyla paylaşmaları her ne kadar Meclis'te kürsü masumiyeti varsa da kesinlikle ahlaki değildir, hukuki de değildir, kabul edilemez bir durumdur."
- "Bir kaset operasyonuyla geldi"
Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bu göreve getirildiği süreci anımsattı.
O dönem bazı yasa dış işler yapıldığını ifade eden Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ana muhalefet partisinin liderini, geçmişte bazı montaj kasetleri getirdi. 'Gerçek' diye Meclis'in çatısı altında aleni bir suç işledi. Hukuka aykırı kişisel verileri kamuoyuyla paylaştı ve suç işledi. Şimdi tekrar soruşturma komisyonunun gizlilik talebinde bulunduğu ve hakimin de gizlilik kararı verdiği konuda, 'Mahkeme kararını tanımıyorum, anayasayı, yasaları tanımıyorum, iç tüzüğü tanımıyorum, bunları çiğniyorum, gelin bunu engelleyin' demek, hukuka, anayasaya sadakat üzerine yemin etmiş bir parlamenterin yapacağı bir iş değildir. Bu hem hukuksuzluk hem de ahlaksızlıktır. Maalesef böylesi çirkef bir siyaseti Türkiye'ye mal ettiler ve Türkiye'de yapıyorlar. Milletimiz de bu çirkef siyasete prim vermez, vermesini de kimse beklememelidir. Türk milleti, temiz siyaseti istiyor. Pek çok kişilerle ilgili montaj, düzmece veya başka şekilde elde edilmiş görüntüler, kayıtlar var. Söylemek istemiyorum ama CHP'liyle ilgili de... Sayın Kılıçdaroğlu neyle geldi oraya? Bir kaset operasyonuyla geldi. Yarın birileri çıksa o kaseti orada seyrettirse ahlaki bir iş mi yapmış olacak? Ahlaksızlık yapmış olacak."
- "Bu da onların uyduruk anketlerinden biri"
Bozdağ, bir araştırma şirketi tarafından yapılan ve kamuoyuyla paylaşılan seçim anketlerine de sadece güldüğünü belirtti.
AK Parti'nin gücünden rahatsız olan yeminli bazı anketçiler bulunduğunu söyleyen Bozdağ, "Onlar her seçim yaklaştıkça, 'AK Parti gidiyor', 'AK Parti kaybediyor' diye böyle anketler yapıyorlar. Bu da onların uyduruk anketlerinden biri" ifadesini kullandı.
Partisinin kazandığı 2002, 2004, 2007, 2009, 2011, 2014 ve en son geçen ağustos ayında gerçekleştirilen cumhurbaşkanı seçimlerinin sonuçlarının ortada olduğuna işaret eden Bozdağ, şöyle konuştu:
"Sonra kalkıp konuşuyorlar. Rüya görüyorlar ama 7 Haziran'da kabusla uyanacaklardır. Ondan hiç endişem yok. Milletimiz iktidarına, AK Parti'ye güvenmektedir. Şu anda objektif yapılan anketlerin hiçbirinde, AK Parti'nin yüzde 51'in altında göründüğü anket yok. Bazı anketçiler, özellikle seçmen eğilimlerini yönlendirmek için böyle uydurma anketleri yayınlıyor. Aynı firmanın her seçim öncesi benzer anketleri var. Yeni bir anket de yapmamış olabilir, o anketin aynısını yeni bir anketmiş gibi servis etmiş olabilirler. Onlar biraz sevinsinler."
Bakan Bozdağ, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Tunceli ziyaretinin de "etki-tepki ziyareti" olduğunu dile getirdi.
Bu ziyaretin, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun çağrısına bir refleks olarak yapıldığını savunan Bozdağ, "Baktığınızda, 'Sen şunu yapamazsın, ben bunu yaparım' iddiasını yapar insanlar. Bu da onun gibi bir şey. Ziyareti, kendini ispatı vücut etme gayreti olarak görüyorum. Gidip ispat etmiştir ama Tuncelilerle temas etmeden dönüp gelmiştir. Valiliğin önünde konuştu, kendi adamlarına konuştu, döndü geldi. Bilmiyorum dinleyenlerin içinde bir tane Tuncelili var mı?" değerlendirmesinde bulundu.
