Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 16-06-2017 08:39   Güncelleme : 16-06-2017 08:39

Adaleti konuşuyoruz da Vergi Adaletini Konuşan Yok

Siyasetin gündemine girmeyen kalmadı, ama herkesin doğrudan cebine dayanan vergi konusunda bir tek kelam eden yok.

Adaleti konuşuyoruz da Vergi Adaletini Konuşan Yok

Rahmetli Erbakan hocamızla birlikte vergi konusu siyasetin gündeminden kalktı.

Erbakan hoca vergide kadim geleneğimize geriye dönmeyi vergi mevzuatını basitleştirmeyi verginin gelirden değil, servetten alınması gerektiğini savunuyordu. 

Gerçekten de gelirden alınan vergi üretim maliyetinin bir kalemi haline dönüşüyor ve sonuç itibariyle adı konulmamış bir şekilde fiyatın içine gizlenerek tüketicinin yani garip gurebanın cebinden çıkıyor.

Büyük holdingler tüketici tarafından ödenen verginin aracısı durumunda. Yani vatandaştan alıp devlete ödemesi gerekiyor. Vatandaş satın alırken vergiyi peşin ödemek zorunda. Vergiyi vatandaştan tahsil ettiği halde devlete ödemeyen para babaları için herkes bir çözüm bulma derdinde.

Büyük firmalar tahsil ettikleri vergileri devlete ödememek için bütün örgütünü kurmuş durumda.

Devlet vatandaşın ödediği vergiyi tahsil etmek için büyük üretici firmaları aracı haline getiren sistemle niye çalışır anlamak mümkün değil.

Konu vergi olunca aşağı yukarı hiç bir şeyi anlamak mümkün değil.

Öyle karışık hatta öyle karma karışık bir mevzuat var ki.

Hukuk Fakültesi ikinci sınıfta vergi hukuku dersinde tarh usulleri dışında bir tek kavramı öğrenerek mezun olan varsa beri gelsin.

Bildiğimiz ve bir türlü anlayamadığımız hukukun temel ilkelerini yerle bir eden çelişkiler var da anlatsan dinleyecek kimse yok.

Belirli bir seviyeden küçük işletmelerin vergi beyannamelerini kendileri tarafından verilmesi kanunla yasaklanmış.

Beyannameler süresinde verilmez veya usulüne göre verilmezse özel usulsüzlük cezası kesiliyor.

Kesilen özel usulsüzlük cezalarının nerdeyse yüzde doksan dokuzu, beyannameyi kendisi vermesi yasak olan vergi mükelleflerine kesiliyor.

Bu mükellefler bir mali müşavirle anlaşmak ve beyannameyi anlaştığı bu mali müşavir veya muhasebeci vermek zorunda.

Mali müşavir veya muhasebeci beyannameyi hiç vermez veya usulüne uygun vermezse ceza mükellefe kesiliyor.

Bu uygulama cezanın şahsiliği ilkesine uygun mu?

Hem mükellefin kendi başına beyanname vermesini yasaklamışsın ve bu yetkinin bir mali müşavir veya muhasebeciye devredilmesini zorunlu hale getirmişsin hem de bu muhasebeci veya mali müşavirin kusurundan mükellefi sorumlu tutuyorsun.

Şu anda vergi mahkemelerinde açılan davaların yaklaşık yüzde altmış beşi özel usulsüzlük cezaları aleyhine açılan davalar.

Bu suçlarda esas yetkili olan muhasebeci veya mali müşaviri sorumlu hale getirin bakalım, özel usulsüzlük cezası gerektiren eylemler nereye iniyor.

Doğru bir çözüm olursa vergi mahkemelerinin iş yükü yarıdan aza iner ve gerçek vergi ihtilaflarına yoğunlaşırlar. 

Vergide konu bi tane değil ki.

Ansiklopediler dolusu yazılsa eksik bir şey mutlaka eksik kalıyor.

İş, mevzuatı sadeleştirip ne yapılmak isteniyorsa onun yapılmasında ve vergiyi zenginden alacaksın düzeni kurmada. 

Yaşar BAŞ

adminadmin