Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 22-02-2018 15:10   Güncelleme : 22-02-2018 15:10

Afrin Ve İstismar

Afrin Ve İstismar

Türk Silahlı Kuvvetleri Afrin hareketini başlattığı tarihten bu yana, siyaset ile ilgilenen ve ülkesinin çıkarlarını düşünen herkes öyle veya böyle görüşlerini ifade ediyor. Bölücü PKK sempatizanları haricinde, görüş beyan etme ihtiyacı duyan herkes; bu hareketin meşru olduğunu ve yapılması gerektiği hususunda söz birliği ederek milli mutabakat sergiliyorlar. Arada çatlak ses çıkaranlar da yok değil ancak, onlar önemsenmeyecek azınlıktalar ve bu beşerin doğasında var. İnsan ve şeytan olan ortamlarda yanlışlıkları sıfırlamak hiçbir zaman mümkün olmuyor.

Siyaset yapan lider kadronun bir sorumululuğu da; her konuda ve özellikle dış politikada ve bilhassa yabancı unsurlara karşı verilen mücadelede, taraftarları uyarmak ve nasıl tavır konulacağını göstererek çizgi dışına çıkılmaması ve siyasi duruşun yara almaması mesajını iletmektir. Başta ifade edildiği üzere zihniyetleri bilinen istisnalar dışında ülke siyaseti bu imtihanda son derece başarılı olmuştur.

Bunun yanında, her olaydan siyasi çıkar sağlamak, siyasetin doğasında olan bir şeydir. Muhalefet bazen iktidarın aldığı kararın yanında yer alarak, kendi seçmenlerine sağlıklı bir çizgide olunduğu kanaati vererek oy kaybına neden olmayacak şekilde bir duruş sergiler. Bazen de yapılan yanlışları hatırlatılarak hatanın düzeltilmesi için iktidarı uyarır. Ama uluslararası ilişkileri yakından ilgilendiren böyle küresel olayları her siyasetçi az da olsa lehine kullanır.

Ancak, iktidarın aldığı kararlara destek vermek veya eleştirmek; ülkenin âli menfaatleri zarar görmeyek şekilde yapılır. Yapılan yanlış varsa, hataları veya eleştirileri sadece taraftarlığını ortaya koymak için alkışlamak veya sadece siyasi çıkarları için tenkit etmek son derece zararlı ve tehlikelidir. Burada milli mutabakatı sağlamak ve orta yolu bulmada en büyük sorumluluk iktidra ve ondan sonra da ana muhalefete düşmektedir.

Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ; belki gereği yokken “Afrin üzerinden siyaset yapılmasının doğru olmadığı” şeklinde bir ifade kullandılar. Bu ifade; leh veya aleyhte söz söyleyerek siyaset yapan tüm siyasi partiler ve hatta taraftarları için geçerlidir. Öyle olmasına rağmen, buna sadece AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan’ın alınganlık gösterdiler.

Normal zamanlarda bir birimizi sevmeyebilir hatta karşı da olabiliriz. Ancak; içinde bulunduğumuz ortam alınganlık gösterme, nefsani hareket etme veya duygusal davranma zamanı değil; birlik olma ve bu birlikteliği dost düşman herkese gösterme zamanıdır. Herkes biliyor ki, bu son derece ağır yükün en büyük sorumluluğu Sayın Cumhurbaşkanının omuzlarındadır. O zaman onun; milli bütünlüğün zarar görmemesi adına halktan gelen tepkiler, imalı ve hatta iğneleyici olsa bile sineye çekmesi, duymaması ve görmemesi; taşıdığı son derece ağır sorumluluğun bir icabıdır. Sayın Erdoğan’ın bu kültür birikimine sahip olduğu herkes tarafından bilinen bir şey ancak, her zaman duygusal hassasiyetleri öne çıkıyor.  

Allah (c.c), milletimizin de onun da yâr ve yardımcısı olsun. 23.02.2018

Nuri Başar  

adminadmin