Artık AK Parti’nin zenginleri, AK Parti’nin bürokratları denen kişiler vardır ve bunlar milletin AK Parti’den uzaklaşmasına sebep olmaktadır. Evet, AK Parti döneminde devlet; katbekat büyümüş, zenginleşmiş ama aynı şekilde millet refaha erdirilememiştir.
AK Parti, kurulduğu günden beri milletin gönlünde yer etmiş; her geçen gün de milletin gönlündeki yerini perçinleyerek bugünlere gelmiştir.
Geldiği günden beri de ortaya koyduğu hizmetlerle geçmişin kara bulutlarını dağıtmış ve milletimizin geleceğe umutla bakmasını sağlamıştır.
Milletle devlet arasındaki buzları eritmiş, ceberut devlet anlayışını yıkmış; yerine millet için var olan, millete hizmet üreten devlet modelini ortaya koymuştur. Devletin millet için çalışmasını, milletin de devletine sahip çıkmasını sağlamıştır.
Devrimci bir ruhla birçok yenilik ortaya koymuş, sorunların üzerine çekinmeden gidip bürokrasi sultasını büyük oranda ortadan kaldırmıştır.
Bir avuç zenginin, tuzu kurunun, menfaatperestin değil de ortalama vatandaşın partisi, hükûmeti olduğu sürece de millet tarafından hep desteklenmiştir. AK Parti ne zaman sıkışsa, dara düşse milletin desteği çığ gibi artarak AK Parti’yi ve Reis’i rahatlatmıştır.
Ancak son birkaç seçimdir milletin desteğinde aşağı doğru bir ivme söz konusudur. Millet, daha önce müsamaha gösterdiği, AK Parti’nin yapmak isteyip de yapamadığını düşündüğü birçok konuyu, artık problem olarak görmeye başlamış ve eleştirir olmuştur.
AK Parti adına iş yapanların belli bir kısmı da Reis’in tüm uyarılarına rağmen artık eski tevazuunu kaybetmiş, eski devlet adamlarının kapıldığı hastalıklara kapılmaya başlamış, milletin sesine kulak vermeyi bırakıp millete tepeden bakar olmuştur. Milletin dertleriyle eskisi kadar dertlenmez ve çözümü için gereği kadar çaba göstermez olmuştur. Milletin talepleri, beklentileri ötelenir olmuş; “Siz devletin nasıl işlediğini biliyor musunuz? Bu işler, sizin bildiğiniz gibi yürümüyor.” denilerek milletle devlet arasına tekrar duvarlar örülmeye, engeller konulmaya başlanmıştır.
Millet, sıkıntılarını önceki yıllarda olduğu gibi rahat bir şekilde muhatabına iletemez, iletse de kısa sürede çözüme ulaşamaz olmuştur.
Artık AK Parti’nin zenginleri, AK Parti’nin bürokratları denen kişiler vardır ve bunlar milletin AK Parti’den uzaklaşmasına sebep olmaktadır.
Evet, AK Parti döneminde devlet; katbekat büyümüş, zenginleşmiş ama aynı şekilde millet refaha erdirilememiştir. Belli kişiler, zümreler zenginliklerine zenginlik katmış ama alt ve orta tabaka beklenen rahatlamaya erememiştir.
Şimdi AK Parti; zenginliği ve refahı tabana yayma, devletin imkânlarını alt ve orta kesime açma konusunda daha cömert davranmalıdır. Milletin özellikle ekonomi konusundaki eleştirilerini ciddiye almalı ve bu konularda ivedi çözümler getirmeli, oy aldığı asıl kesimleri yani alt ve orta gelir düzeyine sahip milleti rahatlatmalıdır.
Milletin dert ettiği ve sandığa yansıma ihtimali olan konularda devlet refleksiyle hareket etmek yerine milletin beklentilerine de kulak vermelidir.
Seçim öncesinde milletin gönlüne ve cebine dokunacak neler mi yapılabilir? Mesela,
*EYT konusunda makul bir çözüm önerisi ortaya konulup milletin tepkisi giderilebilir.
*Sözleşmeli memurların kadroya geçmesi sağlanıp zaten yapılacak olan bir şey, işe yaradığı zamanda yapılıp oy kaybettirecek şeyler oya tahvil edilebilir.
*Başta öğretmenler, emekliler olmak üzere, maaşı istenen seviyede olmayan belli kesimlere seyyanen 500 ile 1000 lira arasında zam verilip rahatlamaları sağlanabilir. (Askerler, polisler ve doktorlar için yapıldı, diğerleri için de yapılabilir.)
*Hizmet sektöründeki zamlar geri alınıp milletin hizmetlere daha ucuz ve rahat ulaşması sağlanabilir. Köprüler, otoyollar, akaryakıt, elektrik, doğalgaz, su, telekomünikasyon vb. ucuzlama sağlanabilir.
*Milletin belini büken gıda fiyatlarındaki fahiş artışlara daha etkin müdahalelerde bulunulup milleti soyup soğana çevirip haksız kazanç sağlayanlara daha caydırıcı cezalar uygulanabilir.
*28 Şubat’ta mağdur edilenler için hakkaniyetli düzenlemeler yapılmalı ve 28 Şubat yargısının yargısız infazıyla yıllardır hapislerde çürüyenlerin tahliyesi sağlanmalı ve tazminat ödenmelidir.
*“Süresiz nafaka” gibi mağdurlar ordusu oluşturan hakkaniyetsiz uygulamalara ve “çocuk haczi” gibi akıl, vicdan ve adalet kavramıyla bağdaşmayan nahoş durumlara bir an önce son verilmelidir.
Ancak bunların olabilmesi için de milletle iç içe olan, milletin derdinden, sıkıntılarından haberdar olan ve milletten aldığını yukarıya taşıyan parti mensuplarına ve yetkililerine ihtiyaç var.
AK Parti tekrar rüzgârı arkasına almak, milletin gönlündeki yerini pekiştirmek istiyorsa milletin sesine daha çok kulak vermeli, milletin beklentilerini karşılamalı; zenginliği, refahı tabana yaymalıdır.
Yarın çok geç olabilir.
Ferhat Ersin / Diriliş Postası
