Antalya ilinin Akseki ve İbradı ilçe kongrelerinde divan başkanlığı görevi yapan Milletvekili Köktaş, yaptığı konuşmalarda şu sözlere yer verdi: "Kongremizin, teşkilatımız, partimiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Coşkuyla gerçekleştirdiğimiz kongrelerimiz tazelendiğimiz, yenilendiğimiz, tecrübelerimizi paylaştığımız günlerden bir tanesidir.
Değerli yol arkadaşlarım; partimiz kurulduğundan itibaren uyumadan, yorulmadan, durmadan çalıştınız, evinizden, barkından ailenizden ödün verdiniz. Sizlerin bu gayretli çalışmalarınız ve emekleriniz partimizi her seçimde başarıdan başarıya çıkartırken, büyük ve güçlü Türkiye'nin kapılarını da sonuna kadar açılmasına vesile oldunuz. Allah sizlerden razı olsun. Herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
İçinde Milletin olmadığı hiç bir şey başarılı olamaz. Eğer başında millet yoksa o işi yapacakların şiarında millete hizmet etmek yoksa hiç bir iş kalıcı ya da başarılı olamaz.
AK Parti kurulduğu ve iktidara geldiği günden itibaren hep milleti merkeze alarak, bu şiarla hareket etmiştir. Ülkesine ve milletinin huzuru ve refahı için çalışmalarını sürdürmeye devam etmektedir.
Eski siyasi anlayışlar, milletimizin kararı ve AK Parti iktidarıyla tarihe karışmıştır. O eski siyasetçilerin "yaptığımız iş siyasettir biraz daha milletin gönlüne hoş gelecek cümleleri kullanalım" anlayışı, AK Parti ile birlikte tarih olmuştur.
Neden? Çünkü "dün dündür bugün bugün" siyaseti ülkemizi hiç bir yere taşımadı, aksine hep geri götürdü.
Hatırlayın A.B.D. Başkanı Clinton'un karşısında el pençe duran bir başbakan resmi vardı. Bugün ise yemekte ayağa kalkıp Cumhurbaşkanımızın yanına gelen bir ABD Başkanı var. İki resim arasında ne kadar büyük fark var değil mi?
O dönemde basın kuruluşlarının bir manşeti ile hükümet indirmesi ve belirlemesiyle ülkemiz bir yere gidemedi. Gittiğimiz yer ise IMF'ye olan borcumuz, aldığımız talimatlara uymamız, hastane kapılarında muayene kuyrukları, ilaç kuyrukları, iş ve aşını kaybeden insanlar, işyerini kepenklerini, şartellerini indirmiş iş adamları bunlardan başka bir olmadı.
Bu anlayış bizi hiç bir yere taşımadı. Ne zaman ki, 14 ağustos 2001 tarihinde Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve onun yol arkadaşları siyaset sahnesine geri döndüler, "Yeter artık söz de karar da milletindir" dediler işte o gün ülkemizin makûs talihi değişti.
Fakat onun bunu demesiyle iş bitiyor muydu, tabi ki hayır. Ona Milletin güveni ve desteği gerekiyordu. Hamdolsun vatansever milletimiz o güveni ve desteği her zaman verdi ve hamdolsun bugünlere geldik.
Çok şükür bugün büyük ve güçlü Türkiye'den söz ediyoruz. Gayrı safi milli hasılamız büyüdü. ihracatımız, istihdamımız arttı. Artık eskiden olduğu gibi kimseden borç ve yardımda istemiyoruz kimseden. Bugün en fazla yardım eden ve borç verebilen ülke haline geldik. Yollar, barajlar, hastaneler yaparak her alanda büyük hizmetler gerçekleştirdik.
Eksiklerimiz olabilir. Bunları yine bugüne kadar olduğu gibi yine milletimizle birlikte inşallah tamamlayacağız.
Yeter ki bizler bir ve beraber olalım. Bizler tek yürek altında kenetlendiğimiz takdirde Allah'ın izniyle üstesinden gelmeyeceğimiz hiç bir şey olamaz."
