Samsun Haber
Giriş Tarihi : 28-02-2019 12:52   Güncelleme : 28-02-2019 12:52

AK Parti Samsun SKM’de 28 Şubat Darbesi konuşuldu

28 Şubat Post Modern Darbesi'nin 22. Yıldönümü dolayısıyla AK Parti Samsun İl Seçim Koordinasyon Merkezi’nde program düzenlendi.

AK Parti Samsun SKM’de 28 Şubat Darbesi konuşuldu

AK Parti Samsun İl Seçim Koordinasyon Merkezi’nde düzenlenen programa, AK Parti Çevre Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, AK Parti İstanbul Milletvekili ve PAB Türk Grubu Başkanı Dr. Ravza Kavakcı Kan, AK Parti Samsun İl Başkanı Ersan Aksu ve Cumhur İttifakı Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Demir katıldı.

28 Şubat Post Modern Darbesi'nin 22. Yıldönümü münasebetiyle düzenlenen program, 81 İlde eş zamanlı gerçekleştirildi.   

Burada yapılan açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti, 28 Şubat 1997 tarihinde Demokrasiye Balans Ayarı bahanesiyle karanlık bir sürecin içerisine itildiği, ‘Post Modern Darbe’nin yıldönümünde demokrasiye yönelik tüm müdahalelerin bir insanlık suçu olduğunu haykırmak için bugün bir biraraya geldikleri belirtildi.

28 Şubat'ta, demokrasiyi hazmedemeyen vesayet odaklarının yetkilerinin dışında devlet gücünü kullanarak, millet iradesiyle seçilen siyasi iradeye müdahale etme girişiminde bulunduklarını, Tanklardan aldıkları güçle devirlerinin 1000 yıl süreceği rüyasını görenlerin birliğimizi ve bütünlüğümüzü gasp etmeye teşebbüs ettikleri belirtildi. "Devletin gerçek sahibi olan milletimizin iradesine vurulmaya çalışılan pranga Allah’ın izniyle 10 yıl sürmeden tarihin derinliklerinde kaybolup gitmiştir." ifadeleri kullanıldı.

Onarılması güç değişimlere sebep olmuştur

İrtica kılıfıyla vatandaşların düşünce ve inanç özgürlüğünü zapturapt altına almaya yönelik gerçekleştirilen post modern darbe sonrası; siyasi, idari, hukuki, ekonomik ve toplumsal alanlarda yaşanan dönüşümler onarılması güç değişimlere sebep olmuştur.

Darbeciler 28 Şubat’ta meşru bir iktidara karşı tıpkı 12 Eylül’de olduğu gibi gayrimeşru bir müdahalede bulundular. Bürokraside yer alan üst düzey yöneticilere haksız ve hukuksuz operasyonlar yapılarak sindirme politikası izlediler. Siyaseti bir araç olarak kullanarak toplumsal düzeni, özgürlükler ve demokrasi üzerine değil korku ve dayatmalar üzerine kurdular. Ülkemizi hukuk devleti olmaktan çıkarıp ideolojik zulümleriyle insanları değerlerine, inançlarına, kültürüne göre bölerek kategorize ettiler.

Demokrasi faciası yaşanan Türkiye’de dini inançları gerekçesiyle eğitim ve çalışma hakları başta olmak üzere sosyal ve ekonomik haklarından yoksun bırakılan bir nesil toplumsal hayatın dışına çıkartıldı. İnançlarının yükümlülüğünü yerine getiren başörtülü kadınlarımız bu nedenle bedel ödedi, çok acılar çekti. Bugün gözyaşları dindi yaralar kapandı ancak izleri asla silinmedi.

 

adminadmin