AK PARTİ’NİN KENDİSİ İLE İMTİHANI

Tabi bu şehrimizde  siyasetin  ağır ağır kızıştığının bir belirtisi. Seçimlere kadar bu süreçte siyaset kulvarında yaptığım çeşitli tespitleri sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
 
Partilerin aday belirlemede tam demokrat davranamayışı ( yargı denetiminde ön seçim ya da yargı denetiminde teşkilat yoklaması gibi) her partide kariyeri, liyakati ve Samsun sevgisiyle temayüz etmiş pek çok aday adayının siyaset sahnesine çıkmasını engellediğini çok iyi bilenlerdenim.

Aday belirlemede iktidar partisinin genelde takip ettiği yol ise öncellikle bir kamuoyu araştırmasıyla başlıyor. Daha sonra teşkilat üyeleriyle yaptıkları bir temayül yoklaması ile devam ediyor. Fakat sonunda merkezi otorite bu sonuçlara ne kadar uyarak karar veriyor o tam belli değil. Bunu Ak Parti’ nin Samsun’ da Büyük Şehir adayını açıkladığı gün daha net anlayacağız. Nedenine gelince mevcut Başkan Yusuf Ziya Yılmaz’ ın bilhassa son dönemde Samsun’ da hemen hemen takışmadığı, zıtlaşmadığı kesim kalmadı. Bunu o da çok iyi biliyor olmalı ki  hala yakın dost çevresindeki birkaç iş adamı tarafında verilen yemekli toplantılarda ve hemşehrilik geleneği gereği ona destek veren bir ilçe derneğinin yarattığı sosyal zeminde gündemde kalmaya çalışıyor.

Daha da önemlisi bugüne kadar Ak parti teşkilatlarını adeta hiçe sayan, önemsemeyen davranışları ile teşkilat bireylerince pek de sevilmemesidir. Bunun en yakın misalini mazereti ne olursa olsun kendisinin de başkan adayı olduğu bir yarışta teşkilat yoklamasına katılmayarak göstermiştir. Bunun aksini söyleyecek çıkarsa kendini aldatmış olur kanısındayım.

Bugüne kadar uyguladığı taktik ise her tepki toplayacak olayda genel sekreteri Kenan Şara’ ı halkla karşı karşıya bırakıp halkın öfkesini onun üzerine yönlendirip kendisini geri planda tutmaktı. Benim de bizzat bulunduğum bu kabil bir toplantıda Kenan Şara’ nın bu görevi hiçte isteyerek yapmadığını yüzündeki ifadeler de bizzat gözlemledim.  Çünkü Şara kendini adeta feda edercesine başkanı için paratoner görevi görüyordu. Bu taktik uzun yıllar başarılı oldu. Ama Samsun halkı artık icraatın başı varken Genel Sekreterin günah keçisi olmasındaki fedakârlığı yani iyi polis kötü polis olayını çoktan çözmüş durumda. Şehir halkının yapılan uygulamalardaki her hatanın veya eksiğin bizzat Başkan’ ın kararından kaynaklandığını ve bütün sonuçların sevabıyla günahıyla başkanın hanesine yazıldığını artık anlamış durumda.
 
Şimdi gelelim Ak Parti zirvesinin bütün bu gerçekleri nasıl yorumlayıp karar vereceğine:
 
İki yol var. Bunlardan birincisi şu Ak Parti Samsun’ da Büyük Şehir seçimini ne olsa alacağını biliyor. Çünkü Samsun teşkilatının yapısı ve çalışmaları ile Ak Parti Samsun’ da bunu hak ediyor. Öyleyse Yusuf Ziya Yılmaz’ ı bir dönem daha aday gösterip ne şiş yansın ne kebap misali işi geçiştirmek. İkicisi ise Samsun halkının ve Ak Parti teşkilatlarının sesine kulak verip teşkilatla daha uyumlu çalışacak, icraatlarında ben yaptım oldu değil de istişare sünnettir hep birlikte düşünelim diyebilen böylece de daha az hata yapan ve gönül kırmayan başka bir adayda karar kılması.

Böylece Ak Parti özüne de dönerek Samsun’ da seçim kazanmadaki kerametin Yusuf Ziya’ da değil Ak partinin genel havasının ve Samsun teşkilatlarının çalışmasından kaynaklandığını bütün Samsun’ a tescil ettirmek.

İşte Ak Parti genel merkezi bu ikilemle karşı karşıyadır.

Ya bütün handikaplara rağmen Yusuf Ziya’ da ısrar edecek ya da Ak Parti kimliğinin ve teşkilatlarının Yusuf Ziya’ sız bir seçimde daha çok oy getireceği gerçeğini bizzat yaşayacağıdır.

Bu ikinci şık ise Samsun’ da hem Ak Parti teşkilatlarını rahatlatacak hem de Yusuf Ziya’ sız bir Ak Parti’ ye yönelişi arttıracaktır.
 
Kanımca bu seçim Samsun’ da adeta Ak Parti’ nin kendisi ile imtihanıdır.

http://www.hedefhalk.com/root.vol?title=ak-partinin-kendisi-ile-imtihani&exec=page&nid=590324

Yücel TÜRE – HEDEF HALK Gazetesi - SAMSUN