Kültür
Giriş Tarihi : 20-10-2019 11:30   Güncelleme : 20-10-2019 11:30

Akıl ile peynir-ekmek

Kapitalizmi bitireceğim, sanayii rafa kaldıracağım, teknolojinin dibine kibrit suyu dökeceğim.

Akıl ile peynir-ekmek

Ben aklımı peynir-ekmek ile yemedim. Üfürükten tayyare yapmanın lüzumu yok.

Ancak!

Yukarıdaki eylem için hazırım.

Kalben hazırım, zihnen hazırlanıyorum, fikren daha çok fırın ekmek yemeliyim. Âmentüye inananlar “pes” etmez. Galip olan Cenab-ı Hak’tır.

Elbette ki mücadele gerekiyor ve bunun birinci adımı “zihnen” olacak; “ilmen” olacak. Kalbini karartmış olanın ruhu da bitmiştir. Onları geçiyorum.

Milletimiz ruhunu kaybetmemiştir. Kaybetmiş olsaydı hiçbir güç onu tankın önünde yatıramazdı.

Ancak şuuru yaralanmıştır. Asırlardır baskı altına alınmıştır. “Adamlar yapmış kardeşim, kabul etmek lazım” diyerek teslim bayrağını çekenlerin; “Rızkı veren Cenab-ı Allah” dedikten sonra “ama” diyenlerin “itikadı” da tehlikededir.

Tevekkül dahi irademiz altında değildir. O, ancak Cenab-ı Hak “ol” deyince olur. İrâde-i cüz’iyye sadece “istek” çerçevesindedir. Onların zenginliği, gücü seni korkutmasın. Cenab-ı Hak dilediğini doğru yola iletir, dilediğini isyan içinde bırakır. Zafer inananlarındır. Belki bu dünyada, ama muhakkak öte dünyada.

Bu öncelikle Müslüman zihninin “yeniden inşa ve ihyası” ile mümkün olur.

İslâm “teslim olmak” demektir.

Kime?

Sadece Cenab-ı Hakk’a.

Müslüman sadece “rüku”da başını eğer ve “secde”de teslim olur. Kalben, ruhen, zihnen ve fikren.

Hiçbir güç ona boyun eğdiremez.

“Garbın âfakını sarmışsa çelik zırhlı duvar

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var

Ulusun korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

‘Medeniyyet’ dediğin tek dişi kalmış canavar?”

“Hakkıdır, hakka tapan milletimin istiklâl”

İstiklâl Marşımız tam bir iman ve itikat metnidir.

“İstiklâl” kalbî, ruhî, zihnî ve fikrî olmalıdır. Bu mukaddes suya bir damla “inkâr” mürekkebi damlarsa vay hâlimize!

İmanî özgürlük Allah’a “kul olmak”la mümkün. Siyasi, iktisadi vb. özgürlükler ardı sıra gelecektir.

Şimdilerde, ülkemize-insanımıza-İslâm âlemine ve Batı’ya bakıp bakıp “Vay hâlimize” diyoruz.

Yok öyle şey!

“Yenilmişlik sendromu”nu reddediyorum. Hangi gün vardır akşam olmamış.

Bugünün yarını var. Âhiret var. Mahkeme-i Kübra var, Cennet ve Cehennem var. Kur’an-ı Kerim neredeyse bir baştan bir başa peygamberler tarihidir. Hz. Nuh’a kaç kişi inandı. Ad Kavmi’ne, Semud Kavmi’ne ne oldu? Biz Kur’an-ı Kerim’de anlatılanlara “efsane” mi diyeceğiz? Mercimek kadar beynimizle âyetleri eğip bükecek miyiz? Yorum aşağı, yorum yukarı. Bu bir lüzumsuz didişmedir. “İşittik ve iman ettik” diyenlere ne mutlu!

Tarih hükmünü vermiştir. Sayısız tartışma olmuştur. Mutezilesi, Cebriyyesi bilmem nesi çıkmıştır.

Ehl-i Sünnet bize yeter. Onu dahi tartışma zeminine çekenler olacaktır. Bu tuzağa düşmeyelim.

Asıl tuzak “cebrî” olarak kabul ettiğimiz kapitalizmin kanunlarıdır. Tüm dünyada hemen bütün alanlarda “gücün hukuku” yürümektedir ve bunun sıfatı “evrensel”dir. Eğitim, bilim, iktisat, ticaret, siyaset, sanat bu kanunlar ile belirlenir, biçim kazanır, yönetilir. Bu ABD’de, AB’de, Çin’de, Japonya’da, Hindistan’da, Lüksemburg’da, Angola’da, –henüz ayak basılmamış, orman içinde kalmış bazı kabileler hariç– tüm dünyada böyledir.

Bu kanunlar (Tanrıtanımaz bilim-Teknoloji-Sanayi-Endüstri-Felsefe-Ticaret-İktisat-Siyaset-Sanat) dünyayı-insanlığı nereye getirdi?

Şuraya: Dünyanın en yoksul %20’si, 1969’da dünya kaynaklarının %2.3’üne sahipken en zengin %20; 1969’da kaynakların %69’una sahipti. Bu oran 1994’te %86’ya yükseldi.

Bir İsviçrelinin bir günde kazandığını bir Etyopyalı bir yılda kazanıyor. İşte hayran olunan, içine girmeye can atılan çağdaş sistem bu.

Tüm kalbimle “kahrolsun” diyorum.

Peki bu düzene “mülga” dedik. Fiilen değil, zihnen dedik. (Keşke diyebilsek)

Yerine neyi koyacağız?

İşte bunu konuşalım. Bizim (Müslümanlar) için bundan daha önemli bir mesele yoktur. Ötesi sade suya tirit.

Not: Okurlar biliyor ki bu sütunda çıkan yazılarım bir fikri dile getirmek için peyderpey yayımlanıyor. Bir süre daha böyle devam edecek.

Sanılmasın ki ordumuzun askerî harekâtına biganeyiz. Cenab-ı Hak Mehmetçiğin yar ve yardımcısı olsun, zaferler ihsan etsin.

Mustafa Kutlu / Yeni Şafak

adminadmin