Aleksander Dugin, oldukça önemli bir şahsiyet . Bu kişi 14 Temmuzda, Putin tarafından Türkiye'ye gönderilmişti. Darbeden bir gün önce Türkiye'ye gelerek Ordu'nun darbe yapabileceğini ifade etmişti.
Dahası 15 temmuz öğleden önce hükümet içerisinde bulunan 15 tane milletvekili ile görülmüştü. Aleksander Dugin'in 15 Temmuz günü akşam saatlerinde ülkeyi terk etmesinden bir süre sonra darbe girişimi başlamıştı.
Bu gösteriyor ki Rus istihbaratı darbe olabileceğini öngörmüş ve Türkiye'yi uyarmışlardır.
Bunu temel nedeni ise darbe sonrası tamamen ABD merkezli bir Türkiye, Rusya’nın asla işine gelmeyecektir.
ARVASİ HAZRETLERİ VE DUGİN'İN ZİYARETİ
Çok önemli bir mutasavvıf olan Arvasi Hazretleri özellikle, Necip Fazıl üzerinde ciddi bir etkide bulunmuştur.
Bu önemli şahsın Aleksander Dugin tarafından ziyaret edilmesi oldukça manidardır.
Bu ziyaretin sebebi Dugin'e sorulduğunda ise enteresan bir cevap vermektedir.
Rusya’nın, Türkiye’yi Sünni Blokta lider bır ülke olarak görmek istediğini ifade ediyor.
Bu cümleyi analiz ettiğimizde şöyle yorumlayabiliriz;
1- Sünni ekol gittikçe Selefi ve Vahhabi bir yapılanma içerisine giriyor. Bu yapılanma İngiltere merkezli olduğu için, Rusya adına sakıncaları vardır.
2- İslam dünyasının Türkiye ekseninde hareket etmesi ve Türkiye'nin de Rusya ile sıcak ilişkiler kurması Rusya'nın ulusal güvenliği açısından oldukça önemlidir.
3- şöyle bir sorun gündeme getirilebilir. Neden Iran İslâm Dünyası'nın lideri olarak görülmüyor? Rusya bunun asla mümkün olamayacağını çok iyi bildiğinden, Bu pozisyon için Türkiye'yi uygun olarak görmektedir.
TÜRKİYE NE YAPMALIDIR?
1- Öncelikli olarak günümüz savaşlarının istihbarat üzerinden gerçekleştiğini söylemeye bile gerek yok. Bu durumda devletimizin istihbaratı güçlü olmalıdır.
Türkiye'de profesyonel anlamda saha içerisinde oyun kuracak istihbarat elemanlarının yetiştirilmesi gerekmektedir.
ABD, İngiltere, Almanya vakıflar üzerinden bölgede istihbarat elemanlarını kullanıyor. Türkiye kesinlikle sınır ülkelerin içerisinde vakıflar kurarak bu fonksiyonu icra etmelidirler.
2- Dış işlerinde özellikle görev alacak kişilerin sahadan gelmeleri elzemdir.
Teorik bilgisi olan ancak saha bilgisi olmayan bürokratlar ülkeyi uçuruma götürürler. Bunu da son yıllarda çok iyi gördük.
3- Özellikle Dış işleri Bakanı olacak kişilerin, Hem Coğrafya bilgisine hem tarih bilgisine hem de Dünya Tarihî bilgisine sahip olması gerekir.
Çünkü iç işleri Bakanı hata yaparsa bu tolere edilebilir. Ancak Dış işleri Bakanı hata yaparsa bu tolere edilemez.
4- Türkiye'nin Dış politikası, stratejik bir temel üzerine oturtulmalıdır.
Bu temel;
a- Ülke bağımsızlığı
b- komşu ülkelerin toprak bütünlüğü
c- İslam Dünyası'nın problemleri
d- Türk Dünyasının problemleri
e- Mazlum coğrafyaların problemleri ekseninde olmalıdır.
Cenab-ı Hak Devlet ve milletimizi korusun inşallah
Suat ZOR
