Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 17-03-2018 09:29   Güncelleme : 17-03-2018 09:29

Ali babanın bir çiftliği var!

İmece mi dersiniz ne dersiniz bilemem ama birlikte hareketin güç doğuracağı aşikardır. Bilen bilir ki Amerika'yı bugünlere ulaştıran 2 kavramı vardır; patent ve hisse senetleri. Birini bizdeki kul hakkı yerine düşünebiliriz, diğerini de ortaklık gibi. Yani her iki kavrama ümmet coğrafyasında maalesef ki yer yok. Ama çözülmemizle birlikte bütün kavramlarımızı yitirdiğimiz gibi bu mefhumlarda diğerleri gibi tarihin tozlu raflarındaki yerlerini aldılar. Fıtraten insanoğlu birlikteliğe ihtiyaç duyar. Üst perdeden devletleşmeye giden bir haslettir bu eğilim. Hele zor zamanlarda oldukça da manidarlığı kapsar.

Ali babanın bir çiftliği var!

Misal ben Tokatlıyım. Zile ilçemizin insanları imparatorluğumuzun son demlerinde, savaş zamanı para toparlayıp askeriyemize bir uçak hediye etmişlerdir. Yine millet sultanı Abdulhamit'le hareket edip Hicaz demiryolunu birlikte inşaa etmişlerdir.
İşte bu duygu depreşir durur. Kapitalist ahlakın egemen olduğu toplumumuzda ise bu duygunun suistimali her an mümkündür. Özellikle bir de durumu dini duygularla bezemişseniz burdan müthiş bir kazanım ve fiyasko çok rahat bir şekilde peydahlanabilir. Hele bir de yattığın yerden yüksek miktarda kazanç teklifi üretilmişse durum kaymaklı ekmek kadayıfına dönüşebilir. Banker facialarını hatırlayanımız var mıdır? Ama Selamet Köy, Milli Gazete, TGRT, Kanal 7 desem ve hatta desem ki yeşil sermaye holdingleri, muhafazakar kesimi incitebilirim. Jet Fadıl mevzuuna hiç girmek istemem. Parsadanlar, Titanlar... Ama gelin görün ki bir tombili veletin Çiftlik Bank adı altındaki son volesi geçmişin madrabazlıklarını da hatırlatmaya en azından bana yetti. 
Ali Baba'nın bir çiftliği var, çiftliğinde inekleri var...Bir çocuk şarkısı olmakla birlikte Allah'ın Çinlisi Alibaba.com u üretip...ki patronu Jack Me Forbes'in Dünyanın en zenginleri arasında ilk sıralarda 40 milyar dolarla yer alırken...
Bizim tombili tam 57.000 kişiyi bir inek sağar gibi sağmış ve tam 511 milyon liralık bir rakam elde etmiş. Hem de Şeker Fabrikalarımızın 30 küsur milyon dolar karşılığında özelleştilmeye çalışıldığı dönemde, millet patır patır NBŞ lerle kansere yakalanıp dökülürken. 
Ulen tombili devlet o kadar vergi toplayamıyor ya hu!
Aferin len! Nasıl becerdin kısmına girmeyeceğim. Çünkü ilk kekler mühim. Sonrası çorap söküğü zaten, sürü psikolojisi yani. 
Ben beceremiyorum misal. Gelin bir milli marka ortaya koyalım, Herotürk'ü gerçekleştirelim diyorum. İlk 5 sene sonrası 25 milyar dolarlık bir kazancı işaret ediyorum. Ne bir destek bulabiliyoruz ne de muhatap. Ben de kendimi akıllı sanıyorum oysa! Çoluğumuzu çocuğumuzu kurtarmaktan bahsediyorum, tınnn!
Aferin lan tombili. 
Çiftlik Bank! Adam niyetini başlarken koymuş. Hem çiftlik hem banka. 
Ben de Dinbank mı kursam ne? Bak bu işte de para var ha! Hem dünya hem ahiret pazarlaması. Potansiyel her şeye rağmen mümbit!
Hem kim hatırlıyor ki Rachel'i?! Sarı saçları al kanlara bulanarak ölen kız! Senden başka hiç kimsenin cesaret edemediğini tek başına sen yaptın. Dünyanın en güzel vicdan şiirini Gazze’nin kalbinde kanınla yazdın. Sahte Amerikan rüyasını tam orta yerinden yırttın. Ümmetin kahreden sessizliğini çığlıklarınla deldin. Sen hayalindeki o güzel dünya için sahip olduğun en kıymetli değerini, biricik canını çekinmeden verdin. Bizse bakakaldık ardından. Orada değildik. Çünkü önemsemiyorduk… Çünkü Çiftlik Banktaki mevduat hesaplarımıza yoğunlaşmıştık. Çünkü tombililerimiz o kadar çoklar ki! 
Ki bize anlatılanları fıkra niyetine okuyup geçiyoruz. Alın size bir Ali hikayesi daha...
Küçük Ali, yaşlı bir çiftçiden 500 liraya eşek satın alır.

Ama çiftçi eşeği sabah verecektir. Sabah yaşlı çiftçi Ali’ye;─ Oğlum eşek dün gece öldü, paranı da yedim bitirdim! der.
Küçük Ali çiftçiye;

─ Ben eşeği yine de istiyorum, der.
Yaşlı çiftçi;

─ Ölü eşeği ne yapacaksın? diye sorar.
Ali de;

─ Ölü olduğunu söylemeyeceğim, tombala düzenleyip satacağım, der.
Aradan bir ay geçer, yaşlı çiftçi Ali’ye rastlar, sorar;─ Eşeği ne yaptın?
Ali;

─ Eşeği tombalaya koydum, 10 liradan 500 kişiye bilet sattım. 5000 lira kazandım! der.
Yaşlı çiftçi;

─ Peki, ölü olduğunu görünce kızmadılar mı?
Ali;

─ Yok yaa… Sadece kazanan şarladı, ona da 10 lirasını iade ettim sevindi! der.
Küçük Ali büyür, eşeklerin sırtından para kazanmaya devam eder…


Bu ülkede ne Ali’ler Veli’ler biter, ne ölü eşekler, ne de kolay yoldan para kazanmaya çalışıp bunlara parasını kaptıranlar.
Tombililerimiz sağlıklarını muhafaza etsinler deyu biz daha nice fedaKARlıklar yapmaya devam ederiz. 
Yeter ki ucunda KARımız olsun!

Orda bir köy var, uzakta!
o köy bizim köyümüzdür!
gitmesek te, kalmasak ta,
o köy bizim iki gözümüzdür!
...
köyün az ötesinde,
sonradan kurulan bir çiftlik,
çiftliğin sahibi sam amca!
bu çiftlikte var bir hinlik!
acele edin,
dinleyin!
anlatacağız dilimiz vardığınca!
...
çiftliğin asıl sahibi aslında, ali;
yani ilk sahibi!
...
yezidin çocukları satıverdiler,
üç kuruşa koca çiftliği!
....
sam amcanın bir çiftliği var,
çiftliğinde kuzuları var,
ekmek, iş, özgürlük diye bağırır,
çiftliğinde sam amcanın...
...
sam amcanın bir çiftliği var,
çiftliğinde inekleri var,
emeklilik, maaş, tatil diye bağırır,
çiftliğinde sam amcanın,
...
sam amcanın bir çiftliği var,
çiftliğinde köpekleri var,
dur yasah hemşerim diye bağırır,
çiftliğinde sam amcanın,
...
sam amcanın bir çiftliği var,
çiftliğinde tilkileri var,
dershane, avm, para diye bağırır,
çiftliğinde sam amcanın,
...
sam amcanın bir çiftliği var,
çiftliğinde domuzları var,
oy, seçim, iktidar diye bağırır,
çiftliğinde sam amcanın,
...
sam amcanın bir çiftliği var,
çiftliğinde bir çok hayvanı var,
her hayvan, her kafadan ses çıkarır,
çiftliğinde sam amcanın!
...
sam amca diye birisi yok aslında,
çiftliği de hepten palavra,
ki;
demokratik, hukuk, sosyal bir köy burası,
umutlar ekmek arası,
...
kapalı kapılar ardında,
portakallarımız washington!
güreşte ne, milli spor badmington!
...
sam amca,
anca gidersin!
...
biz ali babanın çiftliğini istiyoruz,
kuzuların meleştiği,
kuşların ötüştüğü,
...
çocukluğumuzun şarkıları aslında,
istediğimiz!
....
daha dün annemizin kollarında yaşarken,
tuna nehri akmam diyor,
etrafımı yıkmam!
...
bu şiirde,
tastamam!

Fehmi Demirbağ

adminadmin