Bu tür Prestij Bölgelerinde eskiden beri Emlakcılık yapan ekspertizlerin bize gönderdikleri bazı sorular ve endişeleri ise aşağıda özetlenmiştir. Kanal İstanbul projesinde yaşanan cemaatif arazi rant oyunları Ankara'da da 2. kez yaşanmasın diyorlar:
Sürümden kazanan bu kooperatiflerde yüksek yargı üyeleri, 290 milyar tek odeme ile uye yapiliyor ve 2 sene sonra 2 trilyonluk 5 oda 2 salon 450 m2 ultra lüks konut sahibi oluyorlar. Bazi üyelerin ise 3 veya daha fazla hisseleri de var.
Bazı sorular:
1. Ankara’da özellikle; 2013 - 2017 yılları arasında Ankara'daki prestij yeni yerleşim alanlarında yer seçen; 1000 birim ve üstü bazı önemli ultra lüks konut yapı kooperatifleri üyelerinin "düşük tek ödemeli" hisselerinin çoğunluğunun; Danıştay, Yargıtay, Savcı, YÖK bürokratları ve yakınları üzerinde yoğunlaştığı iddiası doğru mudur?
2. Bu yapı kooperatiflerinin üyelik belirleme işlemleri; merkez bir emlak bürosunun kurucu yöneticilerinin kontrolü altında mı idare edilmektedir.Bu kişiler Gülen cemaatiyle bağlantılı kişiler midir?
3. . Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı bağlamında; Bizatihi yargı üyelerinin elini bağlayıcı bu tür korunaklı örgütlenmeler acaba cemaatif faaliyetlerin, rant ekonomisi çerçevesinde, yapı kooperatifleri olarak, alt seviyelerde örgütlenmesi ve devamı olarak da yorumlanabilir mi?
4. Bu konuda özellikle 2013- 2017 yılları arasını kapsayan yapılmış bir araştırma, inceleme ve adli soruşturma var mıdır?
Birden çok hisse ile konut edinme amacını aşan, Konut borsasına katılım; hakim tarafsızlığına olumsuz sonuçlar doğurması yanında, cemaaatif konut örgütlenmelerine de, zımmen yargı kalkanı altına almasının yanında, ileriye dönük cemaatle hukuki mücadelede zaafiyete neden olabilecek fiili durumlar yaratması mümkün müdür?
5. Bu şahibeli durumu önlemeye yönelik; Adalet Bakanlığı'nın özellikle yargı mensublarını "konut sahibi" yapmaya yönelik resmi bir kooperatif projesi var mıdır?
durusgazetesi