Fikir
Giriş Tarihi : 27-09-2018 12:58   Güncelleme : 27-09-2018 12:58

Anneyi Kaybediyoruz

Anneyi Kaybediyoruz

Mağaradakiler gibiyiz.

Birbirimize bakmıyoruz, sadece görüyoruz.

Birbirimizi dinlemiyoruz, anlamıyoruz, sadece işitiyoruz.

Tuhaf haldeyiz.

Defalarca yazdım: aileyi kaybediyoruz.

Çünkü anneyi yani, ailenin her şeyi olan anneyi kaybediyoruz.

Aile Bakanımız hala çözülmeyi teşvik etme yolundalar!..

Geçen gün açıkladılar; çalışmak isteyen annelere kurslar verilecek, bu kurslara katılacaklara da yevmiye 70 TL verilecek.

Öte yandan kreşler kamu kurum ve kuruluşların çevresine ve içlerine kadar yaygınlaşacak, özel sektörde de aynı durum teşvik edilecekmiş.

Kreşe çocuğunu gönderen çalışan anneye de 400 TL aylık destek verilecekmiş.

Buradan Bakanımız Hanımefendiye soruyorum: İngiltere gibi, Yalnızlar için bakanlık ne zaman kurulacak Sayın Bakan?

Zira bu gidiş oraya.

Zira aile diye bir kavram kalkıyor artık, yok olma yolunda adımlar hızlandı.

Güçlü kadından, sadece çalışan kadını hatırlayan bir anlayışı terketmeden, bu işin düzeleceği de yok ne yazı ki.

Çalışan kadını korudukça; bir yandan erkekler tembelleşip kahvede oturmaya başladı, öte yandan evde köle gibi çalışıp iş yapan, aileyi ayakta tutan ve çocuk yetiştiren kadın ile ikisini birbirine karşı kinlendirdik ve böylece öteki kadını da aklında hiç yokken, çalışmaya özendirdik.

Çalışan kadının çocuğuna evde baksın diye para verdiğimiz Babaannelerle anneanneleri de birbirine düşürdük.

Baba, evin direği diyoruz ama anne evin her şeyidir; bir evin temeli, tavanı, çatısı annedir.

Anne yoksa ev yoktur, aile yoktur.

Komşuluk yoktur.

Akrabalık yoktur.

Anneyi evden koparıp, çocuklardan, mahalleden, komşulardan, akrabalardan koparıp kapitalizmin azgın dişlilerinin arasına terk ediyoruz.

Televizyonlarda, bana bir tek ürünün reklamını gösterin ki içinde kadın olmasın.!

Kadını, sabahın köründe metrolara, metrobüslere konserve balık gibi doldurup öğüten bu zalim, azgın ve acımasız çarkların insafına bırakan ve bu gidişi sürekli körükleyen anlayışı Allah aşkına bırakın artık.

Evde kadın olmayınca ev yoktur, aile yoktur bunu, neden anlamak istemiyorsunuz?

Sanayileşmeye başlayalı beri adım adım dedeler ve nineler aileden koptu.

Geriye anne, baba ve çocuklar kaldı yani büyük ve geleneksel köklü aile yapımız gitti onun yerine, çekirdek ailemiz oluştu.

Çekirdek ailenin de annesi ve babası işe, çocuklar bakıcıya, kreşe veya okula gidince evler evlikten çıkıp otele dönüştü.

Yasaları yapanlar, uygulamaya çalışanlar, yönetenler hiç kimse kendini kandırmasın, hem eşleri ve hem de nineleri birbirine düşman ettik.

En ufak bir tartışmada evinden, yuvasından kovulan Anadolu insanının onurunu zedeleyen batıcı, seküler ve materyalist anlayış yüzünden kadın cinayetleri git gide çığırından çıktı.

Aynı fakülteden mezun olup çalışan, evlenmeyen ve ya evlenip en çok bir çocuk yapan, Türkiye’yi hızla yaşlandıran, çocuğunu anne şefkatinden mahrum ederek toplumu uçuruma doğru sürükleyen kadını güçlendirmek adına, yani çalışan kadın lehine sürekli yasa ve yönetmelikler çıkarıp güya ödüllendirirken, diğer yandan fakülteyi bitirip yuvasını kuran, üç-dört çocuk yapıp ülkemizi gençleştiren, kaliteli annelik yapan ve evinde köle gibi çalışan, komşuluğu, akrabalığı, dayanışmayı, geleneksel aile bağlarını sıkı bir şekilde devam ettiren kadını görmezden geliyoruz.

Evvela genç kızlarımızı yani, anneyi yani, aileyi kurtarmalıyız.

Vakit geç olmadan, Batılılar gibi iyice uyuşturucu bataklığına saplanmadan, aileler dağılmadan, cinnet ve cinayetler çoğalmadan kadın, aile, çocuk ve gençlik üzerine dini, ahlâki, ilmi çalışmalar yapmalı, uygulamalıyız.

Biz, biziz.

Bizim aile yapımızı, Batılıların uyguladığı ve aileyi iyice çözdüğü gibi yasa ve yönetmeliklerle koruyamazsınız.

Bizi, Peygamberi metodlar ve öğretim (eğitim değil, öğretim) kurtarır.

Şu anda gidilen bu yol, yol değildir.

Bu yol ve yöntemlerle aileyi iyice çözüyor ve parçalıyoruz.

Biz bize, kendimize dönmeliyiz.

Geç kalıyoruz.

Ferman Karaçam / Haber 7

adminadmin