Bediüzzaman İslâm’ı dava ederken örf ve geleneğinden de taviz vermemiştir. İsteseydi bir eli yağda, bir eli balda olabilirdi. Ancak basit ve sade yemeyi her zaman tercih etmiştir. Hayatı boyunca hep memleket meseleleri ve insanlığın aile yapısının temellerini düşünmüştür.
Bunu her yerde ve her fırsatta haykırmış, özellikle doğudaki insanların durumunu nazara vererek doğru eğitim ile sağlam temel atılacağını iddia etmiştir.