Haberin oluş biçimine bakıldığı zaman tamamen iftiralarla dolu ve karalamaya yönelik haber olduğu bariz ortada yıllarını bu mesleğe vermiş bir kişinin bunu görmemesinin imkanı yok.
Çünkü basın etik kuralları çerçevesinde, sorumlu ve tarafsız gazetecilik yapan meslektaşlarım bunu bilir belgesiz tamamen iddiaya dayandırılarak, kulaktan dolma, dedikodu ürünü yapılan haber yapmaz, önce araştırır, muhatapları ile görüşür, tanıkları olur, resim - görüntü bulur öyle kamuoyuna sunar.
Gazeteci, haber ve bilgi kaynağına çabuk ulaşmak ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri okurlara sunma işini üstlenmiştir. Bir nevi kamu görevi yürütmektedir. Öyle milleti kandırmak, yalan iftiralarda dolu haberler yaparak insanları karalamaz, para ve reklam karşılığı şantaj yapmaz. Varsa elinde kanıt, belge haber yapar...
Aldığım bilgilere göre Masum Gök, önce hem elimde belge var demiş, sonra ya benim elimde belge falan yok, ben haberi yaparken savcılık ve emniyet kaynaklarına dayandırdım bu iddiaları demiş...
Bak bak bak.... haberi yaparken iddiaya dayandırdım savcılık ve emniyet bu görüntüleri yayınlaması gerektiğini söyleyeceksin kamuya mal olmuş kişileri bir kalemde itibarsızlaştıracaksın sonra bunun adına gazetecilik diyeceksin, yok öyle yağma...
Ne oldu şimdi de haber elinde bizim deyimimizle elinde patladı.
Masum Gök şimdi masum olduğunu kanıtlaması için öncelikle tanımadığı, hiç bir zaman biraraya gelmediği, hatta telefonda bile görüşmediği kişiler olan AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş ve İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan'a bu iftirayı atanları kamuoyuna açıklaması gerekmektedir.
Öyle ben gazetecilik yaptım kaynağımı açıklayamam demeyecek...
Adam gibi bu yalan haberi Samsun'da öncelikle iki haber sitesine uçuran daha sonra bununla ilgili bir bayan muhabirin 2016 yılının aralık ayında savcıya gidipte "Adil Öksüz'ün Samsun'dan kaçırıldığı ve iki siyasinin yardımcı olduğu" sorusunun sorduğunu ve savcının da yok öyle bir şey dediğini biliyoruz, bununla birlikte yine Gazete Gerçek sahibi Hayati Kaynar'ın 21 Aralık 2016 yılında "Taş üstünde Taş kalmayacak" köşe yazısında ;
"İster inanın, isterseniz inanmayın' dediler!!!.. Bizi alıp, götürdüler!!!.. Nedir, ne değildir? diye sorduğumuzda? 'Çok yakın bir süreçte SAMSUN, FETÖ olayında Türkiye gündemine bomba gibi düşecek' dediler!!!.. Dahası... Yine altından o eski FETÖ hayranı siyasilerin çıkacağını söyleyince, Merak edip? Mevzuyu sorduk!!!!.. Ne kadar doğrudur bilmiyorum!.. Ancak? 'Türkiye'nin yana yakıla ARADIĞI skandal adam' dediler!.. Ben, küçük dilimi yuttum!.. Kulaklarımı diktim!!!.. Dinledikçe, dinledik!!!!..."
İşte bu cümlelere yer verdi.
26 Mart 2017 tarihinde Aydınlık Gazetesinde çıkan "Adil Öksüz AKP'li vekilin aracıyla kaçtı" haberinden 3 ay önce yazıyor bu yazıyı...
Kendileri bu işin içinde olup olmadığını bilmiyorum ama onlarında varsa bildikleri savcıya söylemeleri gerekmektedir.
Yoksa onlarda zan altında kalacaklardır.
Yazımın başında da dedim Masum Gök ne tanır Köktaş'ı ne tanır Tok'u fakat onların üzerinden planları olanların tamamen itibarsızlaştırmak için yaptıkları bu haberi üfüren kişiler yerel de...
Kendi içlerinde şizrofrenik, hayal dünyasında ürettikleri düşüncelerine kendilerini inandırarak daha sonra çevrelerindekine aktararak onlarıda kandıran bu zatı muhteremleri Masum Gök'ün çıkıp adam gibi açıklaması gerektiğini düşünüyorum.
Benden söylemesi yoksa Masum Gök'ün gazeteciliği her zaman sorgulanır...
Yalçın KARATAŞ – Gazetenizolsun.com
