Güncel
Giriş Tarihi : 16-01-2018 13:10   Güncelleme : 16-01-2018 13:10

Bahçeli: PKK'nın CHP'ye umut bağlaması, Pahalıya Mal Olacaktır!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

Bahçeli: PKK'nın CHP'ye umut bağlaması, Pahalıya Mal Olacaktır!

Bahçeli, 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti-MHP ittifakına ilişkin olumsuz yorum yapanları eleştirerek "FETÖ ve PKK'nın avucuna düşmüş CHP'ye, HDP'ye, İP'e ve diğer yedeklere sesleniyorum; Milliyetçi Hareket Partisi'nin hayal ve hedefleri sizlere büyük gelir, nitekim ucuz bedende pahalı kumaş durmaz, duramaz, yakışmaz, yakışamaz. Stajını Kandil'de yapıp, kariyerini FETÖ'yle sürdürmeye çalışanları, Türk düşmanlarının muavini olmaya çabalayanları 3 Kasım 2019'da Türk milleti silkeleyecek, alayını birden cüruf niyetine süpürüp atacaktır. PKK'nın CHP'ye umut bağlaması, el sallaması pahalıya mal olacaktır. Bunları uyarıyorum, az bekleyin, az sabredin; çünkü sonunuz yakın, bahtınız yanık, siyasi bağrınız delik deşiktir" dedi.

"FETÖ'CÜLERİ HAYAT VE GÜNDEMİMİZDEN KUYUMCU TİTİZLİĞİYLE AYIKLAYARAK ÇIKARALIM"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Devlet Bahçeli, FETÖ ile mücadelenin aksaması halinde bedelinin ağır olacağını örgütün kripto yüzleri perdelemek için her yolu denediğini söyledi. Devlet Bahçeli, FETÖ ile mücadelede cevabını aradıkları soruları madde madde şöyle sıraladı: "FETÖ'yle mücadelede devlet aklı topyekûn devrede midir? Yoksa sınırlı sayıda kişinin, kısıtlı sayıda devlet ve siyaset adamının gayret ve çabasıyla mı süreç ilerlemektedir? FETÖ'yle mücadelenin bir stratejisi var mıdır? Bir konsept hazırlanmış mıdır? Siyasi ve hukuki bir eylem planı kurgulanmış mıdır?

Fikri temelleri, milli hedefleri, hukuki sınırları berrak bir zihin ve siyasi kavrayışla belirlenmiş midir? Bu terör örgütüyle mücadelenin öncelikleri nedir? Neler olmalıdır? FETÖ'cülüğün standart bir tanım ve tasviri yapılmış mıdır? Biriken sosyal maliyeti, devlete karşı yükselen önyargıları, toplumsal tabana yayılan mağduriyetleri nasıl ve hangi tedbir zinciriyle bertaraf edeceğiz? FETÖ iblisi son kozuyla, son komplolarıyla sürdürülen tarihi mücadeleye gölge düşürmenin hesabındadır. Mağdur sayısının artışı, yargı süreçlerinin tıkanarak uzaması, dahası toplum nezdindeki inandırıcılığının sakatlanması hedeflenmektedir. FETÖ'nün askeri yapılanmasına ilişkin davada, yargılanan eski bir askeri hakime ait taşınır bellekte bulunan 'Nasıl ifade vermeliyiz' başlıklı talimat notunda, örgüt üyelerinin inkara, yalana ve mahkemeleri oyalama taktiğinin yer aldığı tespit edilmiştir. Her şey ortadadır, davaları kurnazlıkla sulandırma ve saptırma girişimleri bellidir. Bu suretle, suçlu ile suçsuz birbirine karışmakta, doğru ile yanlış iç içe geçmektedir. Böylesi bir durum FETÖ'yle mücadele sürecine kast eden bir aymazlık, akılsızlık ve savrulma halidir. Sayın Başbakan, 'geciken adalet vicdanları yakan ateştir' derken haksız mıdır?

Eğer suçu günahı olmayan bir masum şu anda FETÖ iftirasıyla pençeleşiyorsa, kendini temize çıkarmak için çırpınıyorsa bundan sadece bir kişi değil, insanım diyen, insanlık değerlerine hürmet eden herkes karar görecektir. Mağdurların mahkûmiyet yaşaması, at iziyle it izinin karışması adalet duygularını köreltecek, devlete güveni zedeleyecektir. Nitekim yüksek risk ve belirsizlik karşımızdadır. Unutulmasın ki, Türkiye bir hukuk devletidir. Mahkeme kararı olmadan bir kişiye suçlu muamelesi yapmak kuşkusuz felakettir ve hukuken de anlamsızdır. FETÖ, düşmandır, haindir, üzerinden silindir gibi geçilmeli ve nihai olarak yok edilmelidir. Bunun arası, ortası, başı, sonu, şurası, burası, aması, ancağı yoktur. Acziyet gösterilirse acınacak hale geliriz. Ağırdan alırsak yüksek bedel öderiz. Haine hoşgörü, insan haysiyetine darbedir, bunu da aklımızdan çıkaramayız. Bunları yaparken, haksız ve hukuksuz yere sosyal enkaz ve beşeri yıkım yaratmaktan, adaletsizlikleri beslemekten, rövanşist eğilimleri bilemekten kaçınmalıyız. Mazlumların ahını almak, bir insan hak ve hukukunu hiçe saymak büyük bir vebaldir. Devlet umuru, devlet gururu, devlet şuuru, milli vakar böyle bir vebale ortak olmaz, asla olmamalıdır. Türk devlet felsefesinin dayandığı yegâne sağlam temel adalettir. Dinimiz adaleti emretmektedir. Ecdadımız adaleti öğütlemektedir. Hepsini geçtik Allah adaletle yönetmeyi, adaletsizlikten kaçınmayı buyurmaktadır. FETÖ'yü tümüyle imha edecek adaletin yaptırım ve caydırıcılığı, devlet ve siyaset adamlarının cesur tutumudur. Bu cesaret vardır, ümidim odur ki, FETÖ'nün mağdurlar üzerinden kurduğu istismar oyunu tutmayacak, Türk milleti varlığına kast etmiş namussuzları asla affetmeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi; FETÖ'yle mücadelede devlet ve hükümetin yanındadır, milli bekanın bekçisi, adalet ve hukukun destekçisidir. Bu işi bitirelim, bu rezilleri artık tamamen hayat ve gündemimizden kuyumcu titizliğiyle ayıklayarak çıkaralım, hak ettikleri cezayı bulmaları için gereği neyse yapalım."

"AFRİN TEMİZLENMELİ, MÜNBİÇ VE DİĞER FİTNE KAYNAKLARI, ADİ TERÖR KAMPLARI, TERÖRİST ÜREME ALANLARI YERLE BİR EDİLMELİDİR."

Türkiye'nin önünde mutlaka aşması ve sonuçlandırması gereken üç ayaklı terör sorunundan ikincisinin de PKK, diğerinin ise PYD/YPG olduğuna dikkati çeken Bahçeli, ABD'nin Suriye'nin Kuzeyinde PKK/PYD/YPG'yle gayri meşru birliktelik içinde olduğunu vurguladı. ABD'nin Suriye'de terörü ve teröristleri himaye ettiğini bildiren Bahçeli, şöyle devam etti: "ABD'nin YPG aşkı kara sevdaya dönüşmüş, silah ve mühimmatla kanlı ortağını ödüllendirmeye devam etmiştir. Yazıklar olsun ki, ABD Türkiye'ye kast etmek için kuyruğa giren katillerin ümit aşısı, geçim kapısı haline gelmiştir. Bu namertlik ABD'nin tutunduğu siyasi zemini çatlatacak, insanlık aleminde tartışmaya açacaktır. Beklentimiz de budur. ABD'nin terörle eşitlenmesi, terörizmle koyun koyuna girmesi züldür, zulümdür, zorbalıktır. Bu ülkenin her tarakta bezi, her taşın altında eli, her telde parmağı, her saldırganlıkta izi vardır. Terör örgütlerine sözde ordu kurdurulması ne demektir? ABD, böylesi bir kepazeliğe nasıl onay vermiş, ne hakla teşvik etmiştir? Terör örgütü PKK/PYD/YPG'den sınır muhafız birlikleri adında ordu kurulursa, bundan sonra dünyanın huzur ve istikrarından, ülkeler arası kalıcı ilişki ve işbirliğinden kimler, nasıl bahsedebileceklerdir? Sözde Kuzey Suriye Federasyonu'nun inşa ve ihya faaliyeti hızlanmıştır. Sınırlarımızın mücavir alanlarında konuşlanacak teröristlerden mütevellit sözde sınır birliklerinin komutası paravan ve paramiliter yapı olan Suriye Demokratik Güçleri'nin olacaktır. İddialar böyledir. Peki, Suriye Demokratik Güçleri ne demektir?  Elbette PKK'lıların, PYD'lilerin, YPG'li canavarların kamuflajı, kendilerini emniyete aldıkları kanlı bir maskedir. Bu sözde birliğin Türkiye ve Irak sınırlarını kontrol edeceği dile getirilmektedir. Bu ne rezalettir, nasıl bir ihanettir? ABD, PKK-PYD'ye devlet kurmuştur da bizim mi haberimiz olmamıştır? Terör devletinin mimarisi tamamlanmıştır da, Türkiye mi bunu öğrenememiştir? ABD, fenersiz ve frensiz şekilde terör örgütleriyle suçüstü basılmış, yakayı ele vermiştir. Suriye'nin toprak bütünlüğü gölgelenmiş, küstahça ateşe atılmıştır. Hedeflenen, Suriye'nin işgalini genişleterek Türkiye'yi teröristlerden oluşan haçlı birlikleriyle ablukaya almak, ilk fırsatta saldırıya geçmektedir. Türkiye şu saatten sonra, herkes şerefi kadar konuşsun dese, inancım odur ki, hayat boyunca çıtını çıkarmayacak, suspus birbirini kollayacak pek çok hasım devlet ve odak kendisini gösterecektir. Milletçe ne kimseye muhtaç olduk, ne de kimseye minnet ettik. Anamızın duasıyla geldik, hocanın selasıyla da gideriz. Ancak, Türkiye'ye parmak sallayanları, tehditvari ve emrivaki bir dille Türk milletini dize getirmeyi aklından geçirenleri anasından doğduklarına pişman ederiz. Bu itibarla, Türk devleti bütün milli güç unsurlarıyla terörizmi kaynağında imha etmek için harekete geçmelidir. Aksi halde Türkiye'nin yeni bir istila planı düşman kampında toplanan utanmazların gizli ajandasındadır. Afrin'e bir şafak vakti girip, terör koridorunun Akdenizle bağlantı yollarını kesmek, teröristlere Türk milletinin demir yumruğunu ve hakikat dolu müdahalesini göstermek helal-i hakkımızdır. Afrin temizlenmeli, Münbiç ve diğer fitne kaynakları, adi terör kampları, terörist üreme alanları yerle bir edilmelidir. İdlib'te huzur temin edilmeli, ateşkes rejimine dönülmeli, Türkiye gözlem ve kontrol noktalarını genişletmelidir. PKK/PYD'nin ABD gözetiminde sözde ordu kurması Suriye'nin varlığını bombalamak, Türkiye'yi ateşe vermek demektir. Düşman birse, kutuplaşmanın anlamı yoktur. Tehdit aynıysa, ayrı düşmenin, keskin uçlara sürüklenmenin alemi de yoktur ve olmayacaktır."

"PKK'NIN CHP'YE UMUT BAĞLAMASI, EL SALLAMASI PAHALIYA MAL OLACAKTIR,  AZ BEKLEYİN, AZ SABREDİN; ÇÜNKÜ SONUNUZ YAKIN, BAHTINIZ YANIK, SİYASİ BAĞRINIZ DELİK DEŞİKTİR"

Bazı çevrelerin AK Parti- MHP ittifakından sonra Türk-Kürt ayrımını gündeme getirdiklerini anımsatan Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: "Türk-Kürt ayrımını kaşımak ve kanatmak kanlı bir cinayet, kara bir cehalettir. İçeride kaplan, dışarıda kedileşenlerin kuyruklarını kıstıracakları, kabaran nefislerinin kesilen nefesleriyle balon gibi patlayacağı günler yakındır. 2019 yılı için samimiyetle ve dürüst bir vicdanla tesis edilen milli ittifakı çekemeyenler Kürt kökenli kardeşlerimizi dürterek, tahrik ederek hem nalına hem de mıhına vurmaya başlamışlardır. Bunların Kürt kökenli kardeşlerimizi falan umursadığı zaten yoktur. Maksat farklı, uyandırılmak istenen fesat bildiktir. Güya AKP-MHP ittifakının Kürt kökenli kardeşlerimizi ürküteceği ima ve dolambaçlı yollardan ifşa edilmeye çalışılmaktadır. Ahlaklarının çivisi çıkmış bu eyyam ağaları milli ittifakı yıpratmak, yaralamak için gözlerini fal taşı gibi açmaya, kalemlerini silah gibi kullanmaya başlamışlardır. Korku dağları sarmıştır. Bunların vicdan tezkiyesi bozuk, sicilleri lekeli ve karanlıktır. MHP'yi kim Kürt düşmanı gösteriyorsa, bilinmelidir ki, alçaktır, haindir, sütünde haram, kanında irin vardır. Kürt kökenli kardeşlerimiz bizdir, bizim eşit ve saygın vatandaşımız, kardeşimiz, kader ortağımızdır. Kalleşlere ise buradan ekmek çıkmayacaktır. Ayrıca MHP'yle yatıp MHP'yle kalkanları özenle ve dikkatle izliyorum. Hatta CHP sözcülerini bile gülümseyerek takip ediyorum. Bazı kalem sahiplerine, televizyon yorumcularına, ipsiz sapsızlara, FETÖ kalıntılarına, CHP'li tetikçilere diyeceğim odur ki, elbette sözünde ölçü bilmeyen, edepsizlikte eşik ve sınır tanımaz. Anahtarı teslim etmişiz. Dükkânı kapatmışız. Saraydan kadro almışız. Havlu atmışız, eriyormuşuz. Yüzde bilmem kaça inmişiz. Daha neler neler, saymakla bitmez, bu iftira ve kara çalmaların anlatmakla sonu gelmez.

Çıldırmış gibi bağırış çağırışları duyunca, taşı doğru yere attığımızdan emin oluyor, huzur doluyorum. İttifak diyorum, PKK kıvranıyor. Varsın kudursunlar, aşıları inşallah 2019'da sandıkta yapılacaktır.

CHP'nin marazi sözcüleri binmişler bir alamete, gidiyorlar kıyamete. Verimsiz topraktan farksızlar, ne ekseniz çürüyor, ne atsanız kuruyor, ne koysanız kokuyor. Bazen acıyayım diyorum, sevinsin fukaralar istiyorum, biraz oynasınlar diye düşünüyorum; ama abartıyorlar, birbirlerini ayartıyorlar, film çevirip, iftira tekeri döndürüp sabrı zorluyorlar. Bardağı taşırdıklarında, gaza geldiklerinde dala konmuş papağana dönüyorlar. Aynı ezber, aynı nakarat, dinleyen ve duyanlar bıkıyor, bunlar bıkmıyor.Kalabalıkta yiğitlik yapıp tenhada siniyor, pısıyorlar. Gerçi hep böyleydiler, hep aynı havadaydılar.Biraz adam olmalarını isteyeceğim, gelin görün ki zor durumda kalacaklarını, bunalıma gireceklerini bildiğimden vazgeçiyorum. FETÖ ve PKK'nın avucuna düşmüş CHP'ye, HDP'ye, İP'e ve diğer yedeklere sesleniyorum; Milliyetçi Hareket Partisi'nin hayal ve hedefleri sizlere büyük gelir, nitekim ucuz bedende pahalı kumaş durmaz, duramaz, yakışmaz, yakışamaz. Stajını Kandil'de yapıp, kariyerini FETÖ'yle sürdürmeye çalışanları, Türk düşmanlarının muavini olmaya çabalayanları 3 Kasım 2019'da Türk milleti silkeleyecek, alayını birden cüruf niyetine süpürüp atacaktır. PKK'nın CHP'ye umut bağlaması, el sallaması pahalıya mal olacaktır. Bunları uyarıyorum, az bekleyin, az sabredin; çünkü sonunuz yakın, bahtınız yanık, siyasi bağrınız delik deşiktir. Milli ittifak Türk milletinin karar ve iradesidir; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türk milletinin tercih ve takdiridir, meşale yanmış, gelecek hamdolsun aydınlanmıştır. CHP'li sözcüler, yardakçı közcüler, düşmana gözcülük yapanlar, hepinize geçmiş olsun, hepinize uğurlar olsun. Alan almış, bu defter burada kapanmıştır."

adminadmin