Kent Kültürü
Giriş Tarihi : 02-02-2016 15:08   Güncelleme : 02-02-2016 15:08

Bakan Akif Çağatay Kılıç’tan İstirhamımızdır!

  AK Parti iktidarıyla birlikte hizmete açılan spor tesislerine, Stadyumlara Sponsor isimlerinin hemen yanında ‘Arena’ ismini vermek moda ve kötü bir alışkanlık haline geldi

Bakan Akif Çağatay Kılıç’tan İstirhamımızdır!
  AK Parti iktidarıyla birlikte hizmete açılan spor tesislerine, Stadyumlara Sponsor isimlerinin hemen yanında ‘Arena’ ismini vermek moda ve kötü bir alışkanlık haline geldi. Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Arena’nın Ortaçağ Avrupası Engizisyon Mahkemelerinin gelenekselleşmiş bir işkence türü ve merkezi olduğunu bilse bu ismi vermekten imtina eder miydi merak ediyoruz. Bilindiği gibi Avrupa’nın en büyük düşmanı Türklerdi. Türklerle savaşa savaşa yenmeyi öğrenen Avrupa ve Batı bunu Haçlı Savaşlarıyla başarmıştı. BİZ ALAH’TAN BAŞKA KİMSEDEN KORKMAYIZ; TÜRKLERDEN BİLE! Avrupa’nın bütün devletlerinin desteğiyle oluşturulmuş güçlü ordularla Türklerle savaşan Avrupa savaş talimlerini ise ortaçağdan kalma bir alışkanlık ve gelenek ile arenalarda yapıyorlardı. Esir aldıkları Türkleri Arenalarda aç ve yırtıcı hayvanların önüne atıyor, esirlerin parçalanmasıyla Arenadan zafer çığlıkları yankılanıyordu. Bu gelenek şuan değiştirilmiş bir şekilde İspanya'da hayvanlara karşı hala devam ediyor. Protestan mezhebinin kurusu olan Martin Luther’in meşhur bir ilahisinde “Biz Allah’tan başka kimseden korkmayız; Türklerden bile…” şeklinde sözlerin yer alması meramımızı en yuğun bir şekilde anlatıyor olsa gerek. Engizisyon arenasının kabul ettiği en büyük ceza yakılarak öldürülmeydi. Bu aynı zamanda kiliseye ve engizisyona karşı gelenlere bir ibret gösterisi anlamına geliyordu... Arenada toplanmış halkın gözlerinin önünde kimi mahkumun kafası kesilirken, kiminin parmakları kesiliyor... Vahşetin ve barbarlığın timsali haline gelen ortaçağ Avrupa’sında en büyük işkence yöntemlerinden biri ise boğarak öldürülmeydi. Bu metot genellikle "Cadı" olduğu düşünülen kişilere uygulanırdı. Mahkumun elleri ve ayakları bağlanır, ayaklarına bağlanan bir ağırlıkla birlikte suya atılırdı. Şayet kişi kurtulabilirse (!) cadı olduğu onaylanmış olurdu, zira sıkıca bağlanmış bir düğümden kimse kurtulamazdı. Şayet ölürse, mahkumun halâ iyi bir hıristiyan olduğu için ailesine teşekkür edilirdi... Netice itibariyle Avrupa’nın ortaçağı’nda Türklerin işkence ile öldürüldüğü geleneğin ve yerin ismi olarak nam yapmış Arena’nın neden Türkiye’deki spor merkezlerine büyük bir zevkle verildiğini anlayabilmiş değiliz. Lütfen bu kötü alışkanlıktan vaz geçelim. Bir isim verilecekse bu isimler kendi kültürel tarihimizden verilmelidir. En uygunu zannımızca ‘Spor Meydanı’dır.
adminadmin