Türkiye
Giriş Tarihi : 25-03-2015 10:38   Güncelleme : 25-03-2015 10:38

Başbakan Davutoğlu: İki Açıklama Da Yanlıştır

Başbakan Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek'in açıklamalarına ilişkin, "Her iki açıklama da yanlıştır

Başbakan Davutoğlu: İki Açıklama Da Yanlıştır
Başbakan Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek'in açıklamalarına ilişkin, "Her iki açıklama da yanlıştır. Gerekli disiplin işlemlerini yapacağız" dedi.  Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in açıklamaları ile ilgili, ''Dün yapılan her iki açıklama da hem partimizin kurulları, kuralları ve disiplini açısından hem de ortak siyasi kültürümüz açısından yanlıştır'' dedi.  Davutoğlu, Milli Savunma Bakanlığı Atış Test ve Değerlendirme Merkezi'nin açılış törenin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.   Davutoğlu, savunma sanayi ve savunma teknolojisinin bir ülkenin istiklalinin en önemli garantisi olduğunu belirtti.  Türkiye'nin son dönemde bu alanda çok büyük atılımlar gerçekleştirdiğini dile getiren Davutoğlu, geçen hafta da ASELSAN'ın Radar ve Elektronik Harp Teknolojileri Merkezi'ni açtıklarını anımsattı. Son dönemdeki bu yoğun çabaların Türkiye'nin birliği ve beraberliği, devletin bekası için çok zor bir coğrafyada atılması gereken adımlarlar olarak niteleyen Davutoğlu, son 12 yıl içerisinde savunma sanayiinde olağanüstü bir atılım gerçekleştiğini, iki büyük savunma sanayi şirketinin dünyanın ilk 100 şirketi arasında girdiğini söyledi.  Davutoğlu, 90'lı yıllarda en basit teknolojiler için bile dış yardıma ihtiyaç hisseden Türkiye'nin bugün yüzde yüz kendi yapımı olan tanklarla, gemilerle, toplarla ve bugün teslimini gerçekleştirdikleri ve bizzat sizlerin de gözlediği son derece başarılı atışlarla testi ortaya konmuş roketler, mühimmatlar, seyir füzeleri son etkin ve bütün testlerden başarıyla geçmiş ürünleri ortaya koyabildiğini, dünya piyasasına satabildiğini söyledi.  Davutoğlu, ''Bizim coğrafyamız kudretli ülkelerin yaşayabileceği bir coğrafyadır. Zaaf içindeki, siyasi istikrarsızlık içine girmiş ülkelerin, özelikle din ve mezhep temelli kimlik çatışmalarına girmiş ülkelerin akıbetleri çevremizde görünüyor açık bir şekilde. Buna karşı biz, demokrasisiyle, silahlı kuvvetleri ile  milli birlik ve beraberliği ile ve son dönemde daha da ivme kazanmış çözüm süreci üzerinden ortak aidiyet bilinciyle geleceğe emin adımlarla yürüyen bir ülkeyiz. Bu çerçevede de bugün Silahlı Kuvvetlerimizin personelinde gördüğüm, kararlılık,  etkin müdahale kabiliyeti ve  alanda bizzat gözlediğimiz teknolojik üstünlük Türkiye için, ülkenin geleceği için çok önemli bir imkandır'' ifadelerini kullandı.  Davutoğlu merkezinin açılışında katkıda bulunan tüm teknik personeli, Türk Silahlı Kuvvetleri görevlilerini, Savunma Sanayi Müşteşarlığı yetkililerini ve ROKETSAN'ı bir kez daha tebrik ederek hayırlı olmasını temennisinde bulundu.  ''Türkiye son derece önemli geleceği belirleyici bir seçime doğru gitmektedir''  Bir gazetecinin ''Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in bir twitine Başbakan Yardımcısı Bülenç Arınç'ın bir  cevabı oldu. Bülent Arınç paralelci olarak suçlandı. Bülent Arınç da 'Ankara'yı parsel parsel sattın' ifadesini kullandı. Sizin değrelendirmenize göre Ankara parsel parsel satıldı mı? AK Parti olarak gelen bu karşılıklı açıklamalara, bir disiplin sürecini başlatacak mısınız?" sorusunu şöyle yanıtladı:  ''AK Parti kuralları belli, son derece sağlam kurallar ve kurullar zeminine oturmuş bir partidir. Farklı kanaati olan, ola ki birbirleri ile farklı fikirlere bütün arkadaşlar, bu kurallarda bu zeminlerde görüşlerini dile getirebilirler. Bu görüşler tartışmaya açılabilir. Atılıcak adımlar varsa da hiç tereddütsüz atılır. Bu parti içi demokrasi içinde her türlü görüşe açık bu anlayış dışında çok kuvvetli bir parti disiplini de vardır.  Geçmişte 13 yıl içinde çok ciddi testlerden geçmiştir bu parti disiplini ve hiç bir zaman bu disiplinden feragat edilmemiştir.  Dün yapılan her iki açıklama da hem partimizin kurulları, kuralları ve disiplini açısından hem de ortak siyasi kültürümüz açısından yanlıştır. Dün Sayın Bülent Arınç ile açıklama sonrası biraraya geldik. Kendisi ile konuştuk. Kendisine de kanaatlerimi ifade ettim. Bugün de Sayın Melih Gökçek ile görüşeceğim.  Gerekli uyarılarda bulundum, bulunacağım. Şunu da bir kez daha ifade etmek isterim ki,  ayrıca genel başkan yardımcılığına gerekli talimatlarımı verdim.  Herhangi bir şekilde bu kritik dönemde, seçimlere giderken partimizi ve partimizin kitle nezdindeki itibarını sarsıcı, polemiğe giren kim olursa olsun parti disiplin kurullarını işleteceğiz ve gerekli disiplin işlemlerini yapacağız. Kimsenin bu konuda ayrıcalığı yoktur. Çok açık bir şekilde ifade ediyorum, Türkiye son derece önemli geleceği belirleyici bir seçime doğru gitmektedir. Bu açıdan partimizin yarından itibaren genel merkezdeki aday adayları çalışmasını sürdüreceğim.  Önümüzdeki 10 gün içerisinde zaten sürekli genel merkezde olacağız. Bu çerçevede genel başkan yardımcıları ve MYK ile de gerektiğinde görüşürüz. Dediğim gibi bu andan itibaren parti disiplinini, partinin itibarını zedeleyeceği mahiyette yürütülecek her türlü polemik gerekli işlemlere tabii tutulacaktır.''  Buluşmamız olağanüstü bir durum değil  Bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanıyla cumartesi günü ile görüşme yaptınız, görüşmenin gündemi İzleme Kurulu muydu?" sorusunu Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımızla geçen cumartesi bir görüşmemiz oldu. Dün gece de ailecek bir aradaydık, aile sohbetinde. Sayın Cumhurbaşkanımızla bizim buluşmamız olağanüstü bir durum değildir. Ben Başdanışman, Dışişleri Bakanı olarak da daha önce de dostluğu geçmişe dayanan yakın arkadaşlar olarak da her zaman görüştük, görüşürüz. Dün de görüştük. Cumartesi de görüşeceğiz. Merak ederseniz belki önümüzdeki günlerde yine görüşeceğiz. Bunlar olağanüstü durum değil ama benim için devlet mahremiyettir. Cumhurbaşkanımızla ne konuştuğumuz sadece beni ve kendisini ilgilendiren hususlar. Kamuoyunun bilmesi gereken hususları kamuoyuyla paylaşırız" şeklinde yanıtladı.  Son 7 ay içerisinde de bu anlamda Cumhurbaşkanıyla her hangi bir konuda iletişim sıkıntısı yaşamadıklarını dile getiren Davutoğlu, "Ola ki bilgilendirme eksiklikleri olmuşsa bu giderilir, değerlendirme de farklılıklar olursa konuşulur. Ama ne Sayın Cumhurbaşkanımız ne ben Türkiye'nin siyasi istikrarına özellikle seçimlere giderken suhuletle bu seçim ortamının korunmasına dönük olarak gösterdiğimiz hassasiyette hiç tereddüt etmeyiz" diye konuştu.  Çözüm Sürecine ilişkin ise Davutoğlu, "Bizim için Çözüm Süreci stratejik bir tercihtir. Bu Çözüm Süreci 100 yıllık tarihimizin en önemli adımlarından, geleceğimizi teminat altına alacak olan ortak aidiyet bilincini geliştirecek en önemli dayanaklardan biridir" dedi.  Davutoğlu, Suriye'de Irak'ta etnik ve mezhebi çatışmaların nelere yol açtığının görülmesi gerektiğini, toplumun bunları istemediğini söyledi.  Çözüm Süreci'nde gelinen aşamanın son derece önemli olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız da daha önce bir çok kez vurguladı, 'Seçimi kaybetme pahasına dahi Çözüm Sürecinden fedakarlık etmeyiz' dedi geçmişte. Çok güçlü bir şekilde destek verdi. Bunun 2005'teki Diyarbakır konuşmasıyla bütün bu süreç başladı. Onun için de hükümetimiz için de benim içinde Çözüm Süreci üzerinde her an titizlikle durduğumuz bir süreçtir. Eğer benzer süreçleri Suriye'de Irak'da yaşasak kardeş kavgası olmazdı" ifadesini kullandı.  "Hiç bir görüş ayrılığımız yoktur"  "Çözüm Süreci'nin stratejik hedef olma niteliği konusunda hiç bir görüş ayrılığımız yoktur" diyen Davutoğlu, bu konuda atılacak adımlar hususunda ise her zaman farklı kanaatlerin dile getirilebilineceğini söyledi.  Farklı kanaatlerin her zaman her zeminde konuşulabileceğini, bu konuşmaların hep sürdüğünü ve bundan sonra da süreceğini belirten Davutoğlu şunları kaydetti:  "Çözüm Süreci'nin başarıya ulaşması, bu problemin Türkiye gündemine tümüyle düşmesi, silahsızlanma öncelikli olmak üzere her şey ona bağlıdır. Silahların terkine, silahların toprağa gömülmesine bağlıdır. Silahların toprağa gömülmesine, tümüyle terk edilmesine dayalı Çözüm Süreci konusunda yolumuza kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Hiç bir görüş ayrılığı bu kararlılıktan feragat anlamında değerlendirilmemelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızla dün de en geniş kapsamıyla ele aldım, tekrar alırız. Gereken adımları gereken zamanda yine istişareler içinde atarız. Bu konuda kimsenin Türkiye'de Hükümetle Cumhurbaşkanlığı makamı arasında bir görüş ayrılığı varmış gibi bir senaryo üzerinden bir kaos beklentisi içinde olmaması iktiza eder. Şimdiye kadar nasıl birlikte bir çok benzer zor süreçlerden geçmiş ve aşmışsak bundan sonra da aşarız. Ama dediğim gibi, bunlar devlet mahremiyeti, siyasi kültürümüzün süregelen temel ilkeleri ve özellikle de Türkiye'nin geleceği bağlamında önümüzdeki seçimlerin suhuletle ve siyasi istikrarı güçlendirecek şekilde gerçekleşmesi bakımından önem taşır. Türkiye siyasi istikrarını daha da pekiştirecek şekilde yoluna devam edecektir, bu konuda kamuoyumuzunda hiç bir kaygısı olmamalıdır. Bizim her zeminde istişarelerimiz de devam edecek gerekli adımlarda gerektiği zamanlar atılacak."
adminadmin