Kültür
Giriş Tarihi : 24-09-2017 11:00   Güncelleme : 24-09-2017 11:00

Başı Post-Oto-Kolonyal Biçimde Örtülü Kız

İçinde “Şimdi rağbet güzel ile zengine” sözlerinin geçtiği türküyü meydana çıkaran zaman dilimi hangi hususiyetiyle belirgin zaman dilimiydi?

Başı Post-Oto-Kolonyal Biçimde Örtülü Kız

Cevap: Dünya Sistemi’nin fiyatlandırma suretiyle iletişim kurma usulünü Türk topraklarında yaygınlaştırdığı zaman dilimi. Gaza beyliklerinden günümüze kadar zamanın tadına bir dilimden diğerine geçerek doyamayan Türk toplumu imanı vesilesiyle kavuştuğu hazineye ne zamandan itibaren burun kıvırdı? Cevap: Mezkûr zamandan itibaren. Biz Türkler ne zamandan beri üzerimize yağan lânetin hazzıyla mestiz? Cevap: Çok yakın zamanlara kadar bu sarhoşluktan uzak durduk. Türk tarihi kapitalizmin tarihi olarak okunmaz ise aklı başında insan için hiçbir anlam ifade etmez. Kendini Türk bilmeyen için yukarıdaki son cümle de hiçbir anlam ifade etmez. Zira Dünya Sistemi hasım bildiği Türk Düzeni ’ne mahsus esasları kemirecek eklemi bulduğunda baştan aşağı, başımızdan aşağı lânet sağanağı indi. Vasfı Türklükle temayüz etmemiş herkes Türk milletinin uğradığı zarardan nemalanarak bu güne geldi. 

İliğimizin sömürülmesine sebep olan eklem yeri gâvur icadını istifadeye mazhar saydığımız yerdir. O eklem yerini teminata müflis Osmanlı’ya sadakati servet ve makam fırsatı sayanlar bağladı. Hainlikleri gereği Dünya Sistemi’ne pasaport sağlayan bu zevat vaktiyle İnebahtı’da donanmamızın yakılması düzeneğinin de müessiridir. Onlar iktidara hâkim olmasaydı kısa zamanda eskisini aratmayacak bir donanmaya kavuşacaktık. Ben bunları söyler söylemez hemen içinizden halamın taşakları olsaydı amcam olurdu cümlesini geçirmeğe kalkmayın. Bilin ki, eğer uğradığı şeye gelişme denilecekse Avrupa olanca gelişme hızını Türk’ü ne şekilde olursa olsun alt edecek çabalara girişme programından almıştır. Avrupa niçin Türk’ü öteki belledi? Çünkü Haçlıları geldikleri yerlere dehleyen de, Viyana kapılarını zangırdatanlar da Türklerdi. Bu mübarezede her zaman tesanüte öncelik veren kârlı çıkmıştır. Ne Eski, ne de Yeni Dünyada içinden vurulmadıkça hiçbir toplumun sırtı yere gelmedi. Hangi sahada olursa olsun bir başarısızlığa şahit olursanız bunun hangi hainlerin marifeti olduğuna bakın. Türk milleti hainlerin baş tacı edilmeleri yüzünden acınacak bir millet haline geldi. Bünyemize sıhhatsizlik veren bir sapıklığın yerini bir başka sapıklık almasına isyan etmedik. Böylelikle elimizde ehven-i şerden daha ehven hiçbir şey kalmadı. Kötü keyfiyetteki kafaların yerini keyfiyetsiz kafaların almasında teselli aradık.

Üç asır boyunca topraklarımız parça parça elden gitti. Her ne kadar müstemlekecilerin her cinsi topraklarımıza göz koyduysa da topraklarımızın elden gitmesine sebebiyet veren hiçbir müstemlekecinin müstemlekesi olmadık. Müstemleke ahalisi olmamakla Türklük şuuru aynı kapıya çıkıyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilân edilmesinin anlaşılmağa değer bir hususiyet arz ettiği 1945 sonrasında, her iki cihan harbi geride bırakıldıktan sonra ortaya çıktı. Görüldü ki, Türkiye ne birinci, ne ikinci, ne de üçüncü dünya ülkesidir. Türkiye’nin müstemlekeci olmadığı besbelli idi. Türkiye’ye müstemlekeler arasında da bir yer tahsis etmek mümkün değildi. Sosyalizmin kapitalizme son vereceğine inananlar “karma ekonomi” yürüten Türkiye’nin ne sosyalizmin, ne de kapitalizmin değirmenine su taşıdığını söyleyebiliyordu.

Batılı düşünme tarzı dairesinde Türkiye’nin halini izah etmek için uydurulan tabir “kendi kendini müstemlekeleştirmiş” (auto-colonisée) tabiri oldu. İran Devrimi üzerinden on bir yıl geçtikten sonra SSCB’nin haritadan silinmesi tarihin sonunu getirmediyse de süper-güç varsayımlı siyaset diline son verdi. Bu başörtüsünün beynelmilel işaretler listesine dâhil olmasına sebep oldu. Başörtüsü kolaylıkla ve şişirme bir heyecanla Türk tarihinin tayin edici vasfı aleyhine bir pozisyonu benimsedi. Türkiye aleyhine oynanan oyunlarda “top toplayan” bir unsura dönüşmekten ne gocundu, ne yoruldu. Başını örten kızın felsefe bilmemesi, daha da kötüsü bildiği zannı yedeğinde harekete tevessül edişi ilki XIII. Hristiyan asrında, ikincisi İstiklâl Harbi vesilesiyle gerçekleşmiş vatanlaştırma nimetinin kadrini bilmemesi neticesini verecektir.

İsmet Özel

http://istiklalmarsidernegi.org.tr

adminadmin