Samsun Haber
Giriş Tarihi : 22-07-2012 10:17   Güncelleme : 22-07-2012 10:17

Belediyeler ramazan'dan şov mu yapıyorlar?

Eskiden Ramazan iftar ve kültür çadırları ile dikkat çeken belediyeler, şimdi ise Ramazan etkinlikleri ve eğlenceleri ile gündemde.

Belediyeler ramazan'dan şov mu yapıyorlar?
 
Belediyelerin, özgün bir çalışmadan ziyade daha çok birkaç ajansın önerdiği Ramazan programları, Ramazan’ın ruhunu yansıtmaktan ziyade reklam ve şovu yansıtmakta. İşin bu yönü Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in de dikkatini çekmiş olmalı ki Ramazan’a dair yaptığı basın açıklamasına bu konu da yansıdı.

Ramazan zenginleri doğdu

Kutlu Doğum programlarında programdan programa iyi ücretler alarak giden ve bu sayede daha fazla zengin olan bazı popüler programcılar, Ramazan etkinliklerinde de en önde görünüyorlar. Aynı adamlar programdan programa koşuyor ve ne yazık ki genellikle hep aynı şeyleri konuşuyorlar. Ramazan boyunca halkın çeşitli konularda aydınlatılmasını önemsemek gerekir. Ancak bu bilgilendirmede samimiyet ve sadelik esas olmalı. Bu çalışmalarda israf, şov, reklam olmamalı.

Peki, işler böyle mi yürüyor derseniz ne yazık ki hayır demek zorundayız. Üstelik bu etkinliklerde bir özgünlük yerine taklit ve aynılik öne çıkıyor. Sahnede yıllardır aynı adamlar görünüyor. Emeğe ve alın terine para vermek gerekir. Ancak birbirinin taklidi olan bu programlara aktarılan/aktarılacak haksız paraların yetimin hakkı olduğunu da bu vesileyle belirtmem gerekir.

Her belediyenin Ramazan eğlencesinde soy ismi Hatipoğlu, Döngeloğlu, Bahadıroğlu, Kısaparmak, Gökçe, Kabaklı, Özhan, Yeprem, Güneş, Işılak, Arslan, Erkişi, Erzincanlı, Karataş… gibi birçok programcıya rastlamak mümkün. Bu programcılara evet ancak hem bunlara hem de başka konulara da yer verilse daha iyi olur.

Artık Ramazan deyince kitap akla gelmiyor

Belediyelerin Ramazan etkinliklerinde kültürel programlar yerine daha çok reyting öne çıkıyor. Eskiden Ramazan denilince aklımıza daha çok kitap fuarları gelirdi. Sultanahmet ve Eyüp’te düzenlenen kitap fuarları gelirdi. Ne yazık ki bu organizasyonların ruhu kayboldu. Beyazıt Camii’nin önünde düzenlenen kitap fuarı çerçevesinde yapılan akşam eğlence programları ve kültür sohbetleri entelektüel ve nitelikli okuyucunun dikkatini çekmemekte. Her yayıncı artık buralarda kendisine yer bulamıyor. Çünkü maliyetler el yakıyor.

Bir yayıncı arkadaşımdan bizzat dinledim. Bir belediyenin ramazan etkinliklerinin yapıldığı alana gittim. Kitap standı açmayı düşündüğünü söylediğinde yetkilinin şu cevabı verdiğini aktardı: “Bütün yerler satıldı. Keşke önceden gelseydiniz. Üstelik bu alanda hiç kitap standı da yok. Böyle bir talep de gelmedi.” Şayet belediye yetkilileri kültürden yana olsalardı eminim ki birkaç standın bari kitapçılara verilmesini şart koşabilirlerdi. Fakat stantlar daha çok giyim, yiyecek, içecek ve eğlence içerikli ürünlerin satıldığı özellikler taşımakta...

Bu haberi hazırlarken görüştüğümüz bazı kültür sanat dostu kimseler ise Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı faaliyet gösteren Vakıf Fuarcılık’ın gerek Ankara ve gerekse İstanbul’da düzenlediği kitap fuarlarında cami avlularını yüksek fiyatla firmalara satmasının da kültür hizmeti anlayışına ters olduğunu dile getirdiler.

Peki, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ne diyor? Sözü tamamen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e bırakmak isterdim ama dunyabizim.com’da haber metinlerini iki cümleyi geçmeyecek alıntılarla en fazla, yayınlandığımız için sadece link veriyoruz. Buradan başkan Görmez’in açıklamasını okuyabilirsiniz.
 
Dünyabizim.com / Mehmet Elberan
adminadmin