Kültür
Giriş Tarihi : 27-01-2019 16:00   Güncelleme : 27-01-2019 16:24

Beyazıt’ta bir kültür ortamı; Küllük kahvesi!

​Bir kahvehane düşünün ki; devrin tüm ileri gelen sanatkârları, edebiyatçıları, Sait Faik’ten Reşat Nuri’ye, Yahya Kemal’den Nâzım Hikmet’e burayı ortak buluşma alanı bellesin.

Beyazıt’ta bir kültür ortamı; Küllük kahvesi!

Kahvehaneler, ortaya çıktıkları günden bu yana insanların toplanma, görüşme, karar alma, görüş alışverişinde bulunma gibi misyonlar üstlenmişti. Öyle bir ortam düşünün ki orada kültürden, sanattan, edebiyattan dem vurulsun. Eski İstanbul'da sanatçıların yemek yiyip çay-kahve içtikleri, saatlerce sohbet edip tartıştıkları yerdi kahvehaneler. Usta-çırak ilişkisinin önemli olduğu kültürümüzde kahvehaneler, seneler boyunca hocaların, yazarların, şairlerin sohbetleriyle öğrenci yetiştirme mekanı olmuştu. 1950’li yıllara kadar varlığını sürdürmüş, Suriçi özelinde Beyazıt’tan, sonra daha da daraltıp meşhur Küllük Kahvesi’nden söz edeceğim size.

KÜLTÜR YUVASI BEYAZIT MEYDANI

Asırlardan beri her devrin siyasi, sosyal, kültürel yaşantılarına tanıklık eden Beyazıt Meydanı’ndayız. Burasının merkezi bir yer olmasındaysa belki de en çok Sahaflar Çarşısı ve Kapalıçarşı’nın payı var. Yerlilerin Beyazıt’a gider gitmez, turistlerin de İstanbul’a adım attıkları gibi Kapalıçarşı’ya uğramaları, semti her daim kültürel bir yer yaptı. Bölge halkının ahır olarak kullandıkları yapının 1884’te Beyazıt Umumi Kütüphanesi’ne dönüştürülmesi, civar bölgelerde sıklıkla akademisyenlerin oturması, Beyazıt Medresesi’nin Belediye Kütüphanesi’ne dönüştürülmesi sanatçıların ortak buluşma mekanı yapmıştı burayı.

“KİTAP DELİLERİ” TÜM GÜN KALIRDI

Sahaflar Çarşısı ve açılan kütüphaneler, edebiyatçıların ve sanatçıların Beyazıt’a sıklıkla gelmesini sağlamıştı. Buradaki mekânlar günden güne edebiyatçıların, sanatla uğraşanların toplantı alanlarına dönüşmeye başlıyor. Tüm bu gelişmeler özellikle “Mecanin-i Kütüp” yani “Kitap delisi” denilen kişilerin tüm günlerini buralarda geçirmelerini sağlıyordu. Beyazıt ve özelinde Küllük Kahvesi, edebiyat toplantıları için potansiyel mekan olmaya başlıyor...

SANATÇILARIN UĞRAK MEKANI: KÜLLÜK KAHVESİ

Sanat ve edebiyatseverlerin, farklı meslek dallarındaki yazarların, her yaştan akademisyen ve hocanın uğrak mekânıysa Küllük Kahvesi’ydi. Önem kazandığı yıllar, Cumhuriyetin ilanının sonrasındaki yıllardı. Küllük, Beyazıt Camisi’ne bitişik ve yazları daha işlek olan bir kahvehaneydi. Küllük’ün hemen yanındaki meşhur Emin Efendi Lokantası da kahvehaneyle birlikte unutulmaması gereken bir mekan. Şöyle ki; edebiyatçılar, öğrenci ve öğretmenler önce lokantada yemek yer, ardından Küllük’te çay, kahve içip edebiyat toplantıları yaparlardı. Küllük Kahvehanesi’nin kuruluş yılı tam olarak bilinmez, ancak yirminci yüzyılın başlarında açıldığı tahmin edilir. Özellikle baharla beraber yoğun trafik başlar, yaz aylarında zirveye çıkardı. Kestane ve çınar ağaçlarının altına kurulan masalarla, kahvehane sokağa taşarak bir şenlik havasına bürünürdü. “Küllük” adıyla ünlenen mekânın iki adı daha vard; Akademi ve Muallimler Bahçesi.

DEVRİN İLERİ GELENLERİ HEP BURADAYDI

Liste biraz uzun; Hilmi Ziya Ülken, Peyami Sefa, Avni Başman, Mehmed Fuad Köprülü, Neyzen Tevfik, Agâh Sırrı Levent, Fatih Gökmen, Muhsin Ertuğrul, Faruk Nafiz Çamlıbel, Necip Fazıl Kısakürek, Yusuf Ziya Ortaç, Orhan Seyfi Orhon, Nâzım Hikmet, Vâlâ Nurettin Vâ-Nû, Refik Ahmet Sevengil, Yaşar Nabi Nayır, Orhan Veli, Abidin Dino, Arif Dino, Sait Faik Abasıyanık, Oktay Akbal sayabileceğimiz başlıca müdavimleriydi.

KÜLLÜK, KENDİ İÇERİSİNDE GRUPLARI AYRILIYORDU

Katılanlardan bazıları da belli gruplar oluşturuyorlardı. Türk öykücü ve deneme yazarı Rasim Özdenören’in aktardıkları Küllük’te üç ayrı grup olduğunu gösteriyor;

BİR DEVRİN SONU: YIKILMA KARARI ÇIKIYOR

Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz gibi Sait Faik de ekibin bir parçasıydı. İhtişamlı yıllarını 1920’lerle 1950 arasında yaşayan Küllük Kahvesi, yirminci yüzyılın ikinci yarısında maalesef yıkıldı. Sebebi, Beyazıt Meydanı’nı genişletme çalışmaları gereği 1950 sonrası başlayan yol çalışmaları oldu.

Aybüke SENGİR/ ensonhaber.com

 

adminadmin