Kültür
Giriş Tarihi : 16-07-2017 10:00   Güncelleme : 16-07-2017 10:00

Bir Millet Olarak İsmet Özel

"Türklük kan veya soy ile ilgili bir tanımlama değildir. İsmet Özel’in ”Türklük’ün şartı beştir, Namaz kılmayan kişi Türk değildir” ifadelerinden de anlaşıldığı gibi Türklük, inançla ilgili bir tanımlamadır." Kamil Yeşil yazdı.

Bir Millet Olarak İsmet Özel

“Çoğu zaman kendimi Türkiye ile özdeşleştirmeyi yerinde, çok olağan buldum. Çoğu zaman kendim Türkiye olduğumu düşündüm.”

İsmet Özel bu cümleyi kurduğunda, “Türklük” düşüncesi bugünkü gibi isimlendirilmemiş ve açımlanmamıştı. Başlangıçta, hangi sebeplerle sosyalist olduysa; aynı sebeplerin kendisini İslam’a getirdiğini söyleyen İsmet Özel, Ataol Behramoğlu’na söylediği “Biz sosyalist falan olduğumuzu söylüyoruz ama yoksa sadece milliyetçi miyiz?” sözü ile Türklüğünün de o günlerden geldiğini söyleyebilir pekâlâ. İsmet Özel, bu sözü söyler ve yanlış olmaz.

Başlık, ilk bakışta bir abartma ve bize ait bir saptama imiş gibi görünüyor. Hayır. Bir insan, içinde yaşadığı toplumda inançları, düşünceleri, idealleri, kavgaları ile yalnızsa, tek başına mücadele veriyorsa; o gerçekten tek başına bir ümmettir ve bu tespit, Kur’an’da yukarıdaki sebeplerden dolayı Hz. İbrahim (as) için söylenmiştir. “İbrahim tek başına bir ümmet idi.”

Şairin düşüncesi ile şiirinin, poetikası ile hayata bakışının birlikte oluştuğunu, birbirinden ayrılmadığını/ayıralamayacağını gösterdiği için girişteki cümlenin altı çizilmiştir.

İsmet Özel, kendisini bir milletin çocuğu/oğlu ve kendisi olarak tarif ve kabul etmesi ile, aslında bir gençlik üzerinden, milletimizin geçirdiği evreleri de işaret eder.  Sosyalizm, bir millete mensup olmak ve bütünüyle o millet için çalışmak anlamını da içerdiğinden; şairin, sosyalist olmayı, kendini toplumuyla özdeşleştirmek şeklinde anladığı açıktır. Bu bakımdan İsmet Özel, Müslüman olmazdan önce “Türk” olduğu gibi Müslüman olduktan sonra da “Türk”tür ve o aslında “Müslüman oldum” yerine pekâlâ “Türk oldum” diyebilir.

İsmet Özel,  şiiriyetine (poetika) çerçeve çizerken, sosyalistliği, Türklük’ü de içine alacak şekilde kullanmaktadır. Çünkü şairin üyesi olduğu Aybar’lı TİP, yerli, yerel bir sosyalizm iddiasındadır.  Şiirini Che Guevara’ya değil de Castro’ya ithaf etmesinin açıklaması da budur. Bundan dolayı İsmet Özel, beni sosyalist olmaya götüren sebepler ne ise İslam’a getiren sebepler de aynıdır mânâsında konuşurken, bu cümlede geçen “İslam” yerine pekâlâ “Türklük” de diyebilir(di). Burada üzerinde durulması gereken diğer bir nokta, İsmet Özel’in açımlamaya çalıştığı Türklük düşüncesinin “milliyetçiliği” de içermesidir. İsmet Özel’in bu örtük milliyetçiliği ile Nureddin Topçu’nun Anadoluculuğu arasında çok büyük bir fark yoktur. ‘İslamcılık kavramı yerine Türklük kavramının tercih edilmesi, İslam olan ve fakat kan/soy olarak Türk olmayanları dışta bırakmaktadır’, itirazı anlamlı ve yerinde değildir. Çünkü Türklük kan veya soy ile ilgili bir tanımlama değildir. İsmet Özel’in ”Türklük’ün şartı beştir, Namaz kılmayan kişi Türk değildir” ifadelerinden de anlaşıldığı gibi Türklük, inançla ilgili bir tanımlamadır. Bu tanımlamanın ‘Türkseniz namaz kılmak zorundasınız, Türkseniz İslam’ın beş şartına uymalısınız, yoksa tam Türk değilsiniz, demek olduğu açıktır.

İsmet Özel’in kavramsal olarak İslamcılık yerine Türklük’ü ikame etmeye çalışması; kimlere İslamcı dendiği; İslamcı tanımlamasının kimler tarafından verildiği, içinin nelerle doldurulduğu veya boşaltıldığı ile ilgili olduğu kadar ve ondan daha ziyade Anadolu’nun İslam kalması ile de ilgili bir husustur. Çünkü Anadolu’yu vatan kılan değer zaten İslam’dır ve Türklerin, bu topraklarda İslamsız, İslam öncesi bir tarihi yoktur. Mehmet Akif ‘in “Kahraman Ordumuza” diye ithaf ettiği İstiklal Marşı’’ndaki ordu ile Yahya Kemal’in “Galib et, çünkü bu son ordusudur İslam’ın!” dediği ordu aynı ordudur. Cumhuriyet, bir İslam devleti olarak kurulmuştur ve bu özelliğini kayıtlarda  61 Anayasası’na kadar korumuştur. Ancak devletin bu İslami niteliği silah gücü ile adı geçen Anayasa ile geri alınmıştır.[1]

Buradan hareketle diyebiliriz ki İsmet Özel, Türkiye’deki İslamcılık düşüncesini (en azından kaynakları ve söylemleri bakımından) yerli ve yerel bulmadığı için ( Tahran Müslümanların Moskovası mı? Humeyni Resimleri  ve Çeçenistan Milli Marşını konu edinen yazıları ) Türklük kavramına yönelmiş görülmektedir. Çünkü bir hareket, öncelikle milli, yerli ve yerel bir harekettir, başarısı buna bağlıdır. Dolayısıyla kendini millet olarak gören Sosyalist İsmet Özel’i, Müslüman İsmet Özel’den ayrıştırmaya çalışmak, cevabını yine Özel’in şiiriyle bulur :

“böndür beni belimden bölmeye kalkan enlem

Benden iki bakışık parça çıkarmaya çabalayan boylam da berbat”

Dememiz odur ki İsmet Özel’in kendini “İslamcı” olarak nitelemesi ve yazılarında bu ifadeyi kullanması ile; Türklük kavramını kullanmasını da aynı düzlemde ele almak gerekir. Yukarıdaki ifadelerin 92’de kurulduğunu ve bu dönemde Özel’in “İslamcı” literatürle konuştuğunu göz önünde bulundurarak diyebiliriz ki bu ifadeler aslında adı konulmamış Türklükçülük ifadeleridir.

Bu metninden sonra tahmin ediyorum; İsmet Özel’in açıklamaya ve açımlamaya çalıştığı “Türklük” bilincinin derinlikleri ve düşünce, şiir, şair ve poetika olarak tutarlılık üzerine yeni şeyler söylenecektir.

Nitekim İsmet Özel, şiir, Türklük, poetika bağlamında bütünlüğünü koruma adına yeni bir yazı dizisi başlattı. İstiklal Marşı Derneği internet sitesinde Bakmaklar’dan Partizan’a, Esenlik Bildirisi’nden Amentü’ye, Dişlerimiz Arasındaki Ceset’ten Savaş Bitti’ye yazıları, şair; şiiri hakkında bu zamana kadar yapılmış çalışmaları, tahlilleri, anlama gayretlerini boşluğa düşürme riskini göze alarak şiiri için “yeni bir okuma biçimi” teklif etmektedir. Bu yeni okuma biçimine göre tek örnek şair ve Türk şiiri, tabii olarak İsmet Özel’in şiiridir.

Kâmil Yeşil

http://www.dunyabizim.com/

[1] Başlangıçta madde 2. “Türkiye Devletinin dini, dinî İslâmdır: Resmi dili Türkçedir; makkarı Ankara şehridir.” şeklindedir.

adminadmin