Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 19-06-2019 12:49   Güncelleme : 19-06-2019 12:49

Biz islam’ın oğluyuz diyememenin, kahredici bedeli.

Sahabe Efendilerimiz, sabah namazından önce Peygamber Efendimizi beklemek üzere, Mescidi Nebevide halka olup, sohbet edip dua ederken, kendi aralarında tanışma yapıp, hangi kabileden, hangi soy soptan olduklarını birbirlerine de soruyorlar ve yeni gelenler ile de tanışıyorlardı.

Biz islam’ın oğluyuz diyememenin, kahredici bedeli.

Halka içerisindeki herkes, Mekke'den, Medine'den olan veya Başka ülkelerden gelen kimseler birbirleriyle tanışırken, kendi aşiretlerini, meziyetlerini, üstünlüklerini ve vasıflarını anlatırlardı. Halbuki İslam, soy, sop, kan, ırk, renk ayrımını ortadan kaldırmış, İslam kardeşliği şerefi ile insanları hakiki kardeş gibi yapmıştı.

Henüz bu olgunluğa ulaşamamış bazı kimseler ise, hala eski cahiliye adetleri ile aşiret, soy ve kabile anlayışıyla övünmek niyetiyle, bu alışkanlıklarına devam ediyordu. Halbuki İslam, Kuran’ın öğretileriyle ve Hz. Peygamber’in örnek hayatıyla derhal uygulamalar yapıp, Bilali Habeşi, Selman-ı Farisi, Süheybi Rumi, Abdullah İbn-i Selam gibi farklı milletlerden olan insanları çok kısa bir zamanda, kardeşten ileri bir noktada buluşturmuştu.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

adminadmin