Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 25-02-2018 13:54   Güncelleme : 25-02-2018 13:54

Bizim Göğün Yıldızları

Bizim Göğün Yıldızları

"Kıyamet günü, Allah öncekileri ve sonrakileri birleştirip topladığı zaman her vefasız için onu tanıtan bir bayrak dikilir ve: 'Bu falan (oğlu falanın) vefasızlığıdır' denilir."
Hadis-i şerif

"Bana sözünün eri 314 adam bulun, Türkiye'yi kurtarayım."
Ömer Lütfi Mete

“Sahabelerim yıldızlar gibidir!”
Hadis-i şerif

Vefa hissi, sıradan adamın üzerinde dururken ve yürürken bir yumurta kabuğu gibi içine çöküvereceği zannıyla gördüğü yeryüzünü, Müslümanlık icabı, geçici bir rüya içinde yaşıyor olsak da, daha güvenilir bir yer kılmak için verilmiştir. Müslümanın sıfatlarındandır.

Amerikan gavurlarının “larger than life” diye bir tabiri var.  Kelime kelime tercümeyle "hayattan daha geniş, büyük" diye alınabilir. Bir kişinin hayatının film, roman gibi; o kimsenin de film, roman kahramanı gibi olması halini ifade eden bir deyim. "Bir kişiden çok daha fazlası", "bir hayattan fazlası" da diyebiliriz. Kavramın ya bizim sözlüklerimizde karşılığı yoktur veya kavramın kendisinin hayatımızda bir karşılığı yoktur. Yoksa bizde böyle adamlar yok mudur? Yeterince yok mudur? Ayvaz, otağından ne zaman gelecektir?

Amerika'nın "marka isimleri"nden biri: Billy Graham. Karizmatik Evanjelik vaiz. "Ancak birkaç hayata sığacak kadar çok şey yaşamış". M. Luther King'in kefaletini ödüyor. Irk ayrımının en kabarık olduğu zamanlarda, bir defasında, konuşma yaparken beyaz cemaatle siyahi cemaatin arasını ayırsın diye konan şeritleri elleriyle koparıyor. Truman'dan beri bütün ABD başkanlarının özel danışmanı. Stadlarda kitlesel gösteri - vaazlar veriyor.

Graham geçenlerde 99 yaşında öldü. İlginçtir. Her ne kadar elimde yeterli bilimsel veri yoksa da kişisel bir kanaat olarak; kendini bir işe adamış insanların umumiyetle uzun ve işlerini yapacak kadar huzurlu bir yaşlılığa erişinceye kadar yaşadığını söyleyebilirim.  

Graham, Yahudileri tabir caizse Amerika'nın "büyük komplocuları" olarak tanımlıyor. "Pek çok Yahudi arkadaşım var. Her ne kadar onlara ve İsrail'e dost mesafesinde duruyor isem de onların Amerika'ya ne yapmakta oldukları hakkında gerçekten ne düşündüğümü bilmelerini istemem. Kendimi, bunu bilseler bana yapabileceklerine karşı durabilecek güçte hissetmiyorum." Graham bunu Amerikan başkanı Nixon'la yaptığı telefon konuşmasında söylüyor. Meselenin çıkış noktası, Yahudilerin Amerikan medyasında ve özellikle Holywood sinemasındaki etkisinin büyüklüğü. Graham bu büyüklüğü "stranglehold" olarak tanımlıyor. İngilizce "stranglehold" kelimesi kuşatma kelimesinin en sert anlamını içeriyor. Boğazından sıkıp yakalama, ilmek boğazda iken tutma manalarına geliyor. Graham, Nixon dahil üç Amerikan başkanının yakın arkadaşlarından. Truman'dan itibaren de Barak Obama'ya kadar bütün Amerikan başkanlarına (toplam 12 başkan) altmış yıl boyunca "spritüel danışmanlık" yapıyor. Bu pozisyonu, başkanlarla Evanjelikler arasında elçilik, aracılık, bağ kurmak anlamında "din işleri danışmanlığı" diye düşünebiliriz.

Billy Graham, uzun adıyla William Franklin Graham Jr. "Amerika"yı oluşturan yıldız isimlerden. Kod isimlerden. Yeni bir yol, yeni bir yöntem getiriyor. Bir çığır açıyor. Evanjelizm bugünkü etkisini önemli bir oranda bu adama borçlu. Amerika'nın, Türkiye'yi de doğrudan etkileyen Ortadoğu ve İsrail politikalarında bu adamın ve başını çektiği ekolün direkt dahli var. Evanjelistler, en önde gelenlerinden Graham'ın bakış açısından da anlaşılabileceği gibi, Türkiye'de algılandığı gibi kendilerini çok Yahudi dostu saymıyorlar. Daha çok Yahudilerin güçlerinden ötürü temkinli davrandıkları söylenebilir. Zaten Graham da Nixon'la yaptığı telefon konuşmasında sarf ettiği sözler otuz sene sonra ortaya çıktığında tabiri caizse "Yanlış anlaşıldım. Sözlerim maksadını aştı." kıvırmasıyla özür diliyor.

Amerikalılar istatistikleri severler. Bu hususta da doğruluğa riayet ederler. Kayıtlara göre Graham, 185 ülkede yaklaşık 215 milyon insana  yüz yüze vaaz vermiş. Televizyon, video ve internet üzerinden ulaştığı insanlar yüz milyonlarla ifade ediliyor.

Amerika'yı bir sistemler ağı içeren üst sistem seviyesinde kuvvetli kılan yolda Graham gibi isimler marka isim, kod isim hüviyetindeler. Bu kod isimlere başka örnekler vereyim: Howard Hughes (havacılık, sinema), Walt Disney (çizgi sinema endüstrisi), Von Braun (Nasa), Elon Musk, Ron Hubbard (Scientology), Elvis Presley, Henry Ford (seri üretim), Edison, Tesla, Bill Gates, Steve Jobs, J. P. Morgan, Dewey (kütüphanecilik), Muhammed Ali, Hulk Hogan, Schwarzenegger, Bruce Lee, Steven Spielberg, Stephen King, ila ahir.

İşin bizim cephemizdeki yansımalarına gelince... Benim bildiğim bir tek ahilerde marka mühendisliği anlayışı var. Hak eden isimler, o ağırlığı kaldırabilecek isimler marka haline getirilmeli. Kişi veya grup halinde... Bunu organize edecek bir merkez, ofis, yapı inşa edilmeli. Bu kumaşı taşıyanlara yol gösterilmeli, destek olunmalı, direkt veya indirekt ilham olunmalı. Hayır, hasenat, sadaka, maddi manevi yardım idraki bu esasta tekrar inşa edilmeli. (Her sokağa bir ibadethane zayıf idrakinden feragat edilerek...) Hayrın ekonomisi tekrar kodlanmalı.

Türkiye ortalama zekaların tahakkümünden muhakkak kurtarılmalıdır. Bu son bin yılın en vicdani, dini, milli meselesidir.

Ahmet Kubilay

adminadmin