Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 09-12-2012 11:57   Güncelleme : 09-12-2012 11:57

Borcum ne kadar Hocam?

İnsanların dünya üzerindeki yaşamları varlık ile yokluk arasındaki zaman diliminde gerçekleşir

Borcum ne kadar Hocam?
İnsanların dünya üzerindeki yaşamları varlık ile yokluk arasındaki zaman diliminde gerçekleşir. İnsanlar bu zaman diliminde yaşamlarını sürdürmek için mücadele ederler. Yaşamaya dair verilen her mücadelede içerisinde bulunulan şartlar mücadeleyi kolaylaştırabileceği gibi aksine içinden çıkılamayacak derecede zorlaştırabilir de. İşte bir insanın bu zor şartlarda verdiği yaşam mücadelesinde kolaylaştırıcı bir etken olarak yer alabilmek çok önemlidir.

En sevdiği insan yaşam mücadelesinde zor bir dönemece girmişti, ameliyat olmaktan başka çaresi yoktu. Ne zaman olmalıydı? Hazırlıklar tamamlanmalı ve yarın gerçekleşmeliydi ameliyat. Hemen hazırlıklar başladı ve eksiklikler bir bir tamamlanıyordu. Bir şey dışında hepsi tamamdı artık. Bir tek ''o'' eksik kalmıştı ve o olmadan ameliyat başlayamazdı. 'Niye onu tamamlayamadınız?' diye sordu hastane görevlilerine.'Elimizde yok' dediler. 'Peki ne yapacağız şimdi?' dedi.'Arayıp bulacaksınız, ama işiniz çok zor; çünkü siz aradığınız şeyin en zor bulunanını arayacaksınız.' dediler. Aldığı bu cevapla en sevdiği insanın yaşam mücadelesinin daha da zorlaştığını hissetti birden. Ümitsizliğe kapılmadan hemen aramaya koyuldu. Ama nereye gittiyse ve ne yaptıysa hepsi boşuna idi, bir türlü bulamıyordu aradığını. Kime sorduysa 'Hayır, benimki aradığınızdan değil.' cevabını aldı. Her yüz kişiden birinde varmış aradığı. Oysa sabahtan beri neredeyse bin kişiye sormuştu ama bir türlü bulamamıştı. Ümitleri tükenmek üzereydi ki 'Tabii ya!' dedi, 'Niye şimdiye kadar aklıma gelmedi ki!' diye söylendi kendi kendine. Hemen aklına gelen yere gitmek üzere yola koyuldu. Yolda sevdiği insanın yaşam mücadelesinin kolaylaştığını hissetti, 'İnşallah yarın ameliyatta başarı ile gerçekleşir de bu sıkıntıdan kurtuluruz.' diye düşündü. Aradığını bulacağı yere gelmişti artık. Hızlıca merdivenleri çıktı.

O gün hafta sonu olmasına rağmen yürüttüğümüz çalışmalar üzerinde bazı analizler yapmak üzere iş yerine gelmiştim. Çalışmalarımı bitirdim, iş yerinden ayrılmadan önce nöbetçi personel ile bazı konular hususunda paylaşımda bulunuyordum. Kapı açıldı, birden içeri giren kişinin yüzünde çaresizlik ama gözünde umut ışığı vardı. Bize doğru yöneldi ve ''Hastamın yarın ameliyat olması gerekiyor, sabahta beri AB Rh Negatif kan arıyorum ama bir türlü bulamadım. Sizin elinizde var mı?'' diye sordu. Aksilik bu ya! Stokta her gruptan kan ürünü var ama maalesef AB Rh Negatif kan ürünü yoktu. Fakat olsun işimiz hasta ve hasta yakınlarını mağdur etmemek, kan ihtiyaçlarını karşılamak ne de olsa. Sabahtan beri kan aramaktan bitap düşmüş hasta yakınına çay ikram ettik ve endişe etmemesini, aradığı gruptan kan ürününü nasıl temin edip hastaneye ulaştıracağımızı anlatmaya başladık. AB Rh Negatif kan ürününü Türk Kızılayı Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezi(İSTANBUL) stoklarından talep edeceğimizi, aynı gün uçakla Samsun'a gönderileceğini ve tarafımızca hava alanından alınıp hastaneye ulaştırılacağını, böylelikle hastasının ameliyatının yarın gerçekleşebileceğini söyledik. Çayı bitmişti hasta yakınının, tazelemek istedik, içmeyeceğini söyledi ama yüzünü bu sefer de bir karamsarlık ifadesi sarmıştı.''Hayırdır inşallah?'' diye sordum. Biz kendisine süreci anlatırken kafasında sormayı tasarladığı o soruyu sordu bize "Borcum Ne Kadar Hocam?".Borcunun olmadığını söylediğimizde bu sefer yüzünü bir şaşkınlık ifadesi sardı ve ''Nasıl yani?'' diye söylenmeye başladı.''Yani şimdi Kızılay İstanbul'dan Samsun'a hastam için uçakla kan gönderecek, siz buradan alacak hastaneye getireceksiniz ve benim hiç borcum olmayacak mı?'' diye sordu tekrardan. Biz de ''Evet, borcun olmayacak; çünkü Kızılay sizin bu ihtiyacınızı karşılamak için var.''dedik. Kızılay'ın, hiç tanımadığı insanların hayatını kurtarmak için gönüllü kan bağışında bulunan kan bağışçıları ile kana ihtiyacı olan insanlar arasında kurulan bir köprü olduğunu anlattık kendisine. Gözlerindeki mutluluk ışıltısını sizlerin de görmesini isterdim. Teşekkür etti ve kan merkezinden ayrıldı. Aranılan kan İstanbul'dan geldi, hastaneye ulaştırdık ve hasta ertesi gün ameliyat olarak sağlığına kavuştu.

Türk Kızılayı hastalarının kan ihtiyacını temin etme hususunda hasta yakınlarının yaşadıkları mağduriyeti gidermek için Ulusal Güvenli Kan Temini Programını uygulamaya koymuştu. Bu program sayesinde ülkenin ihtiyacı olan kan ve kan ürünleri gönüllü ve düzenli kan bağışçılarından kan bağışçısı kazanım çalışmaları ile toplanmakta, gerekli testlerden geçirildikten sonra kullanıcı durumdaki sağlık kuruluşlarına yine Türk Kızılayı'nın kendi araçları ile uygun ısı koşullarında ulaştırılmaktadır. Böylelikle hasta yakınlarının yaşadıkları sıkıntılar giderilmiştir. Ancak Türk Kızılayı'na yapılan gönüllü kan bağışı sayısı henüz ülkemizin kan ve kan ürünleri ihtiyacının tamamını karşılayacak seviyede değildir. Türk Kızılayı ülkemizin kan ve kan ürünleri ihtiyacının p'ini karşılamaktadır. Amacımız ihtiyacın tamamını karşılayabilmektir. Bunun için de gönüllü ve düzenli kan bağışçılarının sayısının artması gerekmektedir. Çünkü kan; kaynağı sadece insan olan, bugün birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ve tedarik edilmesi için de kan bağışçısına ihtiyaç duyulan bir tedavi ürünüdür.

Yazımın başında da belirttiğim üzere insanın yaşam mücadelesinin zorlaştığı bir dönemde kolaylaştırıcı bir etken olarak yer alabilmek çok önemlidir. Türk Kızılayı olarak ''Kan acil değil, sürekli ihtiyaçtır.'' söylemiyle bağışladıkları kanlar sayesinde hayatlarını kurtardıkları hastalar adına, gönüllü ve düzenli kan bağışçılarımıza ve insanın yaşam mücadelesini kolaylaştıran herkese teşekkür ediyoruz. Daha nice hayatlar kurtarmak için 18-65 yaş arası herkesi gönüllü ve düzenli kan bağışçısı olmak üzere kan bağışı merkezlerimize davet ediyoruz.

Yaşamın tüm güzelliklerinin sizlerin olması diler, sevgi ve saygılarımı sunarım.
 
adminadmin