Kültür
Giriş Tarihi : 10-06-2019 09:18   Güncelleme : 10-06-2019 09:18

Bozkırın Bilgesi Cengiz Aytmatov Vefatının 11. Yılında yâd edliyor

​Bir yazar ve bir insan olarak Aytmatov’u hakkıyla tanıtan 'Cengiz Aytmatov Kitabı', kitapları hayranlıkla okunan bir yazarın hayatında nasıl da savruluşlar olacağını anlamak için de iyi bir kaynak. Ahmet Serin yazdı.

Bozkırın Bilgesi Cengiz Aytmatov Vefatının 11. Yılında yâd edliyor

Cengiz Aytmatov, Türk dünyasının edebiyat alanındaki en önemli isimlerinden biri. Adı, dünya edebiyat tarihinde görkemli bir şekilde yer aldı çoktan. Daha sağlığındayken haklı bir üne kavuştu, ölümünden sonra da bu ün azalmadı. Unutulmayan yazarlar arasında o şimdi. Adı, mensubu bulunduğu millet için gurur vesilesi oldu.

Aytmatov’u okurken her seferinde kendi kültüründen beslenen ve ardından kendi kültürünü besleyen bir yazarı okuduğum izlenimine kapılmam boşuna değil. Çünkü onun romanları buram buram yerlilik kokar. İçinden çıktığı toplumun geleneğini, göreneğini ve inancını yansıtır satırları. Kült eseri olan “Gün Uzar Yüz Yıl Olur”dan tutun da, o dokunaklı aşk hikayesinin anlatıldığı “Selvi Boylum Al Yazmalım”a kadar bu böyledir.

Onun romanlarının sayfalarında, unutulduğunu sandığımız bir efsane yeniden hayat bulur. Çağlar öncesinden bir olay günümüzde ve günümüz araçlarıyla tekrar yaşanır. Bu, bir birikimin her çağda diri kalmasıdır ve bir toplumun elbette ki genetik kodları böyle oluşur.

İşte Aytmatov, bunu yapan bir yazardır.

Bir yazarı eserlerinden tanımak elbette en doğrusudur ama yazarın eserlerindeki her olayı anlayamaz her okur. Bunun için bir kılavuza ihtiyaç duyar, yolunu aydınlatan bir deniz fenerine…

Yazarlarla yapılan mülakatlar, onların hayatlarını anlatan biyografiler tam da bu yüzden önemlidir. O kitaplar, bir deniz feneri gibi yazarı anlamaya giden yolu aydınlatır.

Cengiz Aytmatov Kitabı

Cengiz Aytmatov, hakkında çok konuşulan, çok yazılan biri. Dünya edebiyatının kalıcı isimlerden biri olacağı muhakkak olduğuna göre, hakkında konuşulmaya ve yazılmaya devam edecek.

Yeni kurulan bir yayınevi olan Atlas Yayınları da, dördüncü kitabını Aytmatov’a ayırmış. 2015 Ekim ayında yayımlanan kitabı hazırlayan Bilal Dursun Yıldız’ın kısa biyografisini okuduğunuzda, onun bu kitabı hazırlayacak yetkinlikte olduğunu anlıyorsunuz zaten. Bilal Dursun Yıldız, öğrenimini Kırgızistan’da başarıyla tamamlamış ve orada gazetecilik yapmış biri. Gazetecilik yaparken de söyleşilerin, mülakatların içinde bulmuş kendini. İşte bu söyleşiler, bu mülakatlar ve bunca deneyim, yıllar sonra “Cengiz Aytmatov Kitabı” olarak çıkmış ortaya.

Atlas Yayınları’nın dördüncü kitabı olan Cengiz Aytmatov Kitabı, toplam üç yüz on üç sayfalık hacimli bir kitap. Kitap, fotoğraflarla zenginleştirilmiş ve ortaya, okuyana Aytmatov hakkında ciddi olarak fikir veren bir kitap çıkmış.

“Cengiz Aytmatov’la Söyleşi”, “Aymatov’un Dostlarıyla Söyleşiler” ve “Aytmatov Üzerine Sarfı Kelam Eden Edebiyat Üstadları İle Söyleşiler” adlı üç ana bölümden oluşan kitap, kitap yazarının girizgâhı sayılabilecek olan “Neden Şimdi? Niçin? Nasıl? Nerede?” başlığıyla açılıyor. Bu başlık hem kitabın oluşturulma hikâyesini anlatıyor, hem de yazarın kitapta uyguladığı bazı kendine özgü durumların gerekçesini açıklıyor.

Aytmatov’un ideolojik duruşu

Bilindiği üzre Cengiz Aytmatov, ideolojik olarak sosyalizmi benimser ve herkesçe de böyle bilinir. Bazen bir paradoksa düşme pahasına da olsa Rusya’yı savunur. Babası Ruslar tarafından katledilmiş birinin, babasını katleden bir rejime ve bu rejimin arkasındaki güce karşı hayranlık duyması ilginçtir. Aytmatov’a yazarın sorduğu şu soru ve sorulan bu soruya Aytmatov’un yanıtı, insana ne yapacağını şaşırtıyor doğrusu. Yazarın sorusu şu: “Agay, siz her fırsatta Afganistan’a barbar diyorsunuz ama Sovyet ordusu oraya girene kadar öyle bir barbarlık var mıydı? Zannımca barbarlıktan kastınız, Taliban’ın yaptıkları galiba?” Ve Aytmatov’un insanı şaşırtan ve ‘Aytmatov bu mu?’ demesine yol açan yanıtı da şu: “Ben bu düşüncenize katılmıyorum. Afganistan’a müdahaleyi sadece Sovyetler Birliği’nin bir müdahalesi olarak kabul etmek doğru olmaz. Kader fetva vermese bu müdahale gerçekleşmezdi. Dikkat edin tarihe… SSCB’den önce de Rusya Orta Asya’da etkindi. Orta Asya’da medeniyetin gelişmesi Rusya ile başlamıştır. Aksini düşündüğümde Afganistan’dan farkımız olmazdı, diyorum…” (s.71.)

İyi bir sömürgecilik

Aytmatov’un bu soruya verdiği cevap daha da uzayıp gidiyor ama belli ki bu cevap, mülakatı yapan için şaşırtıcıdır ve konunun deşilmesi gerekmektedir. Yazar da bunu yapar ve muhtemelen Aytmatov’u sarsmak için ona “Agay, babanızın Stalin tarafından ya da SSCB rejimi tarafından öldürülmüş olması sizi nasıl etkiledi?” (s.71) sorusunu yöneltir bu kez de ama aldığı cevap yine hayal kırıklığıdır. Aytmatov, Rusya’ya toz kondurmamaya kararlıdır. Hatta bırakın toz kondurmayı, iki sayfa sonra başka bir soruya cevaben şu cümleler dökülür Aytmatov’un ağzından: “… Orta Asya’da Rus etkisinin olmasını bir sömürgecilik olarak görmüyorum. Eğer bu sömürgecilikse bu iyi bir sömürgecilik, yani avantajlı bir şey…” (s.73)

Büyük bir yazar

Aytmatov, hayatıyla ve bazı konulardaki farklı düşünceleriyle bizi ne kadar sarsarsa sarssın, bu, onun büyük yazar olmasına gölge düşürmez. Dünya edebiyatına armağan ettiği kavramlarla birlikte o, yine de kendisini ve yaşadığı toplumu anlatarak o toplumun kendini tanımasına ve böylelikle de toplumu birbirine bağlayan en sağlam harç olan kültüre ciddi katkılarla anılmayı hak ediyor.

Bir yazar ve bir insan olarak Aytmatov’u hakkıyla tanıtan bu kitap, kitapları hayranlıkla okunan bir yazarın hayatında nasıl da savruluşlar olacağını anlamak için de iyi bir kaynak.

Cengiz Aytmatov Kimdir?

Türk dünyasının en ünlü yazarlarından biri olan Cengiz Aytmatov'un hayat hikayesi

Cengiz Aytmatov, 12 Aralık 1928 tarihinde Kırgızistan’daki Şeker’de dünyaya geldi.

Gençliği, ülkesinin en sıkıntılı dönemlerinden biri olan yeni siyasi sistemin başlangıcına denk geldi. 2. Dünya Savaşı’nın SSCB üzerindeki etkileri, gençleri de etkiliyordu. Bu yüzden Aytmatov, genç yaşta çalışmaya başladı. Yetişkin nüfusun savaşta olmasından dolayı, gençlerin çalışması gerekiyordu. Aytmatov da henüz on dört yaşındayken köyündeki sekreterlikte tarım makinelerinin sayımı, vergi tahsildarlığı gibi işlerde çalıştı.

Sonraları, Şeker Köyü’nden Kazakistan’a giden Aytmatov, Cambul Veterinerlik Teknik Okulu’nda okudu. Buradan sonra Bişkek’e giderek Frunze Tarım Enstitüsü’nde eğitimine devam etti.

Buradan da Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü’ne geçen Aytmatov, yazmaya da bu zamanlarda “Pravda” gazetesinde başladı.

Yazdığı eserlerle üne kavuştuktan sonra, 1957 senesinde Sovyet Yazarlar Birliği’ne üye olarak kabul edildi.

Aytmatov, 1963 senesinde Lenin Ödülü’nü aldı.

Yazmış olduğu eserler Türkçe dahil yüz elliyi aşkın dile tercime edildi.

Aytmatov, 1990-94 yılları arasında Sovyetler Birliği ve Rusya Federasyonu’nu, sonra da 2008’e kadar Kırgızistan Cumhuriyeti’ni büyükelçi olarak temsil etti.

2008 senesinde, Gün Olur Asra Bedel romanının film çekimleri için Rusya’da iken rahatsızlandı ve böbrek yetmezliği teşhisi kondu. Tedavi için Almanya’ya getirildi. Burada Klinikum Nord’da tedavi gören Cengiz Aytmatov, 10 Haziran 2008 tarihinde vefat etti.

ESERLERİ

Dağlar Devrildiğinde

Darağacı

Gün Olur Asra Bedel

Fuji-Yama

Beyaz Gemi

Selvi Boylum Al Yazmalım

Elveda, Gülsarı!

Dağlar ve Steplerden Masallar

İlk Öğretmenim

Cemile

Yüzyüze

Zorlu Geçit

Toprak Ana

Cengiz Han’a Küsen Bulut

Çocukluğum

Kızıl Elma

Hiroşimalar Olmasın

İlk Turnalar

Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek

Sultan Murat

Dişi Kurdun Rüyaları

Kassandra Damgası

adminadmin