Fikir
Giriş Tarihi : 21-05-2018 10:42   Güncelleme : 21-05-2018 10:42

Bu Bayrak Benim Canım, Bu bayrak benim kanım!

​Şimdi size bir şeyler anlatmalıyım. Önemli şeyler ama bu anlatacağım şeyler çok çok önemli şeyler bir Türk için Ne Mutlu Türküm diyen o soylu insanlar, o büyük Türkler için çok çok önemli şeyler. Türkün kutsalları, yaşama amaçları, onurları, namusları… O bakımdan okurken çok dikkatli olmanızı başından söylemem gerek.

Bu Bayrak Benim Canım, Bu bayrak benim kanım!

Bir Türk ne için yaşar? Bu soru şurada dursun hele devam edeyim ben…

 Tarih boyunca sayısız şehitler verdik, veriyoruz da halen değil mi peki neden? Bu bayrak için, Türk bayrağı için, bayrağımız için, bayrağımız yere inmesin sonsuza kadar göklerde şanı ile dalgalansın diye değil mi? Daha çok yeni 15 Temmuz ‘da feto terör örgütünün hain, kalleş darbe girişimini yaşayan ve bu hain girişimi canları pahasına önleyerek büyük ve kutlu bir zafere imza atan Kahraman Şehitlerimiz, Gazilerimiz 15 Temmuz’da bayrağımızdan güç alarak dimdik durmadılar mı o hainlerin karşısında, canlarını ortaya koyarak, canlarından vazgeçerek yine bayrağımız için yürümediler mi korkusuzca kurşunların üstüne. Sayın Cumhurbaşkanımız sokaklara meydanlara çıkın dediğinde hiç tereddütsüz sokaklara çıkan o insanlar, biz bayrağımızı vatanımızı korumak için çıkmadılar mı,  çıkmadık mı sokaklara?

15 Temmuz’da İstanbul saraçhane de o ateş çemberi, o cehennemin içinde saatlerce kalan onlarca insandan sadece biri olan bendeniz… Belediyenin önünde tanklarla silahsız bizlerin üzerine gözlerini kırpmadan ateş yağdıran namussuz, soysuz daha sayamadığım pek çok kendilerine yakışan meziyetlerle donatılmış şeytanın görüntü değiştirmiş halleri karşısına geçtiğimiz de güç aldığımız şeyler neydi biliyor musunuz? Söyleyeyim hemen; Göğsümüzde ki o sarsılmaz iman…  İçimizde ki o sonsuz; Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Millet, Tek Devlet aşkıydı…

Üzerimize mermiler yağarken yanı başımda hiç tanımadığım o gece orda bayrak için, vatan için tek beden tek can olduğumuz yiğitlerden biri yere yat bacım diyerek aynı anda beni arkamdan itip yere yatmamı sağlayan ancak kendisi boyu çok uzun olduğundan (daha sonra öğrendiğim lisanslı sporcu olan) yere yatamadan silahsız milletime, silahsız bizlere gözlerini kırpmadan ateş saçan o tankın önünde şehadet şerbetini içen şehidimiz o haldeyken dahi elinde ki bayrağını, bayrağımızı bırakmadı. O hainler Tankın önünde şehit düşen şehidimizin naaşını hemen almamıza dahi izin vermediler öyle ki kanlar içinde kalan şehidimizin yanında yerde çaresizce dakikalarca beklemek zorunda kalan ben ve benim gibi onlarca Vatan, Devlet, Millet, Bayrak aşığı insan… Aylarca her gözümü kapadığımda kanlar içinde Türk Bayrağı elinde şehadet şerbetini içen şehidimizi gören, Kelime-i Şehadet getirişini duyan ben…

Bir sene sonra aynı yerde saraçhanede 15 Temmuz Kahraman Şehit ve Gazilerimizi anma törenin de şuan yaşıyor olmama vesile olan o şehidimiz Murat Kocatürk’ün babası Bayram Kocatürk amca ile Allah’ın (CC) sonsuz hikmeti sayesinde karşılaştığımda (15 Temmuz gecesi Allah (C.C) ömür verirse hayatımı kurtaran o şehidin ailesine ulaşmak için sakladığım tek video ile oğlu olduğunu anladığım- oğlunun son anında ki videosundan) o an Şehit oğlunu görmüş gibi bana sarılması, gözlerimin içine bakarak evladının acısını içine atıp, bayrağımız sonsuza kadar dalgalansın yeter ki bir değil bin oğlum olsa bu bayrağa, vatana feda diyen, şehit oğlunun daha önce soyadı gibi yüreği de kendisi de KOCA BİR TÜRK olan oğlunun Türkmen Cephesinde Türk kardeşleri için korkusuzca savaşmış ve şehit olma arzusu ile yanıp tutuştuğunu Allah’ın şehadet şerbetini 15 Temmuz Saraçhane de içmeyi ona Nasip ettiğini söyleyen o soylu şehidi büyüten şehit babasının bu sözlerini duyan  ben...

Üzerimize o hainlerce silah çevrilmesine rağmen bulunduğumuz yeri terk etmeyen, Vatan Emniyete tankların inmesini engellemeye çalışan bizi itip kakan, bir babası belirsizin kadınmış (hoş bizim kadınlarımızın yüreğinin çeyreğinin çeyreği bulunmaz o kiralık beyinlerde ya !!!) silahsızmış bakmadan acımasızca elimi ters çevirmesiyle bileği kırılan ben… Dayısı 15 Temmuz da taksim meydanda bayrak için, vatan için o hainlerin ellerinden silahlarını alıp şarjörlerini boşaltıp yüzlerce kişinin ölümünü önlerken o hainlerce vurulup kolu koparak Gazi olan sonrasında dört ameliyat, üzerine kalp krizi geçiren kişinin yeğeni ben…

Ve bugün memleketim Samsun'da uğruna sayısız şehit verdiğimiz bayrağımızın bir Amazon heykelinin altında yere zemin yapılmasını gören ben… Evet evet yanlış okumadınız bayrak yerde.. Türk Bayrağı yerde… Şimdi tarafsızlığı ve objektifliği konusunda şüphe etmediğim siz Türk halkına soruyorum… Nasıl karşılamalıyım bu durumu söyler misiniz? Evet, lütfen cevap verir misiniz nasıl karşılamalıyım? Benim ülkem de benim vatanımda memleketim de Şehitlerimizin bize en büyük emaneti olan al yıldızlı şanlı Türk bayrağımızı açıkça yasaya aykırı şekilde yere zemin yapmayı nasıl karşılamalıyım? Bu da neyin nesidir?  Şaka mıdır? Şaka olamaz değil mi? Türk bayrağı ile Türk'ün bayrağı ile şaka kimin haddinedir !!! Hangi mantıkla,  hangi gerekçe ile izah edilebilir bu içler acısı durum. Açıkça kanuna aykırı şekilde Samsunun göbeğinde Türk Bayrağını yere koymak ne demektir!!! Bu durum açıkça yasaya aykırılığın yanında şehitlerimizin aziz hatıralarına gazilerimize de hakarettir asla ve asla kabul edilemez. Rahmetli Şehit Muhsin Başkanın da dediği gibi: Bu Bayrak öyle bir bayraktır ki; İçinde “Vatan” vardır, dökülen “Kan” vardır, İki cihan vardır… Bu bayrak benim CANIM… Bu bayrak benim KANIM’dır.

Hatırlayacaksınızdır; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan defalarca yurt dışında katılmış olduğu zirvelerde, görüşmelerde ad belirleme için yere konulan yerde olan Türk bayrağını alıp öpüp nasıl da cebine koymuştu. Şöyle ki; 2013’de Rusya da yapılan G20 zirvesinde liderler aile fotoğrafı çektirirken o zaman Başbakan olan Sayın Erdoğan, kendi duracağı yerin işaretlenmesi için konulan Türk Bayrağını yerden alıp cebine koymuştu. Aynı şekilde 2009’da Amerika’da, 2012’ de Meksika’da düzenlenen G20 zirvelerinde de aile fotoğrafı çekimleri sırasında vb. pek çok yerde Türk Bayrağını yerden alarak cebine koymuştu. Başka ülkelerde yer belirme için dahi asla bayrağımızın yerde olmasını asla kabul etmeyen, etmeyecek olan bu denli bayrak hassasiyeti olan bayrak sevdalısı Cumhurbaşkanına sahip, aynı şekilde bayrak irade dışında elinden düştüğünde anında yerden alıp öpüp alnına koyan bayrağa saygılı, bayrağı namus gören millete sahip, Küçücük daha 3,5 yaşında ki yeğenimin tesadüfen bir okulun önünden geçerken bayrağımızı gördüğünde heyecanla aaa Türk Bayrağı bayrağımız dey dey baakkk selam ve dua yapcaz dee mii diyerek o küçücük elleri ile bayrağımız karşına geçip selam duran şehitlerimiz için şuan tek bildiği (inşallah büyüdükçe hepsini öğreneceği) Dua olan Subhanekeyi o peltek konuşması ile masum masum okuyan o ve onun gibi bayrağın önemini küçücükken öğrenen, bilen, yüreğinde hisseden sayısız yavrunun olduğu ülkemizde, Vefalı Türkün selam durulan bayrağı Türk bayrağın Samsunun merkezinde ki bir park da bir Amozon heykelin artında yerde olması…

Yine daha yeni 15 Temmuz da ki hain darbe girişimi sırasında şehit olan 250 Bayrak, vatan sevdalısı insanı temsilen 81 İlden gelen gençlerin getirdiği 250 Bayrak iki şehit çocuğu tarafından Cumhurbaşkanımıza törenle takdim edilmiş, Cumhurbaşkanımız bu törende de bayrağımızın önemini dile getirmiş, bayrağımızın bize şehitlerimizin emaneti olduğunu bu emanete bizlerinde canı pahasına sahip çıkacağını, çıkacağımızı bildiğini biz de ki bu bayrak, vatan aşkı oldukça asla kimsenin bizi yıkamayacağını belirtmiştir. Sonrasında da Türk bayrağı bize emanet diye birçok etkinlik düzenlenmiştir. Ve işte bize şehitlerimizden emanet olan, istiklalin uğruna al kanlara boyanan, Şehidimin son örtüsü, bu bayrak Türk bayrağı Samsun'da şehrin ortasında şu an bir parkta yerde!!!

İstiklal Marşımızda ne der; Dalgalan sen şafaklar gibi ey şanlı hilal Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal… Dalgalan! der değil mi, sorarım size yerde bayrak dalgalanır mı? Siz yerde dalgalanan bir bayrak gördünüz mü? ya da ondan öte yere bayrak konulur mu? Kendi ülkesinde o bayrak yerdeyken bayrağı yerdeyken bir Türk uyuyabilir mi? Bir Türk ne için yaşar? demiştik ya yazımızın başında yeri gelmişken cevabını verelim işte burada; Bir Türk Bayrak için yaşar, Bir Türk Vatan için yaşar. Niye O bayrak sonsuza kadar dalgalansın diye.  Yeri geldiğinde Hiç düşünmeden canını feda eder o bayrak için… Türk Bayrağı için… Hal böyleyken Ülkem de memleketimde Türk bayrağını yere zemin yapmak da neyin nesidir? Bu hatadan acilen dönülmelidir.

Aynı dili konuşup anlaşamayan, yine de şükür ki Allah’ın (C.C) takdiri ile aynı sonuca giden insanlar topluluğu… Biz Türk bayrağı, Türkün bayrağı yerde olmaz, bu durum açıkça yasaya aykırı diyoruz bazıları ise olayı garip bir şekilde kişiselleştirip, bize konu dışı  : - (Adı lazım değil baş harfi benin bir kere bile görmediği, tanımadığı) Sayın Başkanı sevenlerin sevmeyenlerin olduğu, yine Sayın Başkanın yapmış olduğu iyi şeylerin çok olduğu, her yaptığına yanlış denilemeyeceği, hayal dünyası, sonuçları vs. anlatılıyor. Bu durum bana çok değil birkaç sene önce değerli bir siyasetçimiz için biz vatan elden gidiyor diyoruz o bize zerzevat üzerine konferans veriyor diyen bir meslektaşımın köşe yazısını hatırlattı. İçerik olarak kabul edip onaylamadığım ancak görüşlerini çarpıcı şekilde dile getirme yönünde etkileyici, ciddi bir zekâ ürünü başlık olduğunu kabul etmek zorunda olduğum deyim yerindeyse yazıya cuk oturan o başlık şimdi de bu yazıya ters çevrilmiş konuya uyarlanmış hâliyle nasılda cuk otururdu değil mi? 

Uzun lafın kısası… Uzun lafın kısası olur mu, Uzun laftan anlamayan kısadan anlar mı, anlamaz mı tezlerine, antitezlerine hiç girmeden… Dediklerimden anlaşılması gereken odur ki; Burası kişisel gelişim bloğumuz falan değil,  biz kişisel ve kişiler bazında yorum yapmıyoruz.  Biz açıkça Bayrak Kanunu hilafına bir yapının yapılmış olmasından ve bu yapının acilen yıkılması gerektiğinden bahsediyoruz. Bu noktada olayın A Kişisi ile B Kişisi ile uzaktan yakından ilgisi bulunmamaktadır, kişi ya da kişilere indirgenecek bir olay değildir bahsetmekte olduğumuz.  Hepimiz bu ülkeyi seven, bu ülkenin menfaatini koruyan gözeten bu noktada bir şeyler yapmaya çalışan insanlarız. Ek olarak kişisel yönde cezai sorumluluk gerektiren bir eylemin varlığının tespiti halinde Cumhuriyet Savcılarımız zaten gereğini yapacaktır. Bu ülkede Cumhurbaşkanı dahi yargılanmayı bizzat kendisi getirmiş, kabul etmişken şahsımda pek tabii dahil, kimse suç teşkil eden bir eylemin varlığının tespiti halinde Türk Yargısı önünde yargılanmaktan kaçamaz.

Evet Ne diyorduk biz Bayrak, Türk bayrağı yerde olmaz olamaz !!!

Bu bayrak benim canım... Bu bayrak benim kanım... !!!

Avukat Zuhal Kurtyemez

adminadmin