Gündem
Giriş Tarihi : 20-03-2014 13:44   Güncelleme : 20-03-2014 13:44

BU BİR CASUSLUK SUÇUDUR

Yoğun seçim programına devam eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan TRT Ortak yayınında "Seçim Özel" Programının konuğu oldu.

BU BİR CASUSLUK SUÇUDUR
Gündemdeki konuları değerlendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Paralel yapıdan uzun tutukluluk süresine kadar birçok konuda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
 
Başbakan Erdoğan, Paralel yapının yurtdışından Türkiye'yi karıştırmasına izin vermeyeceklerini söyledi.
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Moderatörlüğünü TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör'ün yaptığı " Seçim Özel" programında gazeteciler Ahmet Taşgetiren, Hakan Albayrak ve Nihal Bengisu Karaca'nın gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
 
Erdoğan'ın katıldığı canlı yayın TRT1, TRT Haber, TRT Türk, TRT Şeş ve TRT Arapça olarak 5 kanalda ortak yayın olarak ekrana geldi.
 
Başbakan Erdoğan; paralel yapının yaptığı yasadışı dinlemelere değindi ve gereğinin yapılacağının sinyalini bir kez daha verdi. Erdoğan paralel yapıya ilişkin bir soruya cevap olarak, bir örgütün, bir çetenin Türkiye Cumhuriyeti devletini ele geçirmek istediğini ve hukuk içerisinde ne gerekiyor o mücadelenin yapılacağını söyledi. Memurların çalışmasını düzenleyen 657 sayılı yasa olduğunu hatırlatan Erdoğan, memurun çalışma şartlarının belli olduğunu ifade etti. Yapılan dinlemelerin 'casusluk suçu olduğunu' dile getiren Erdoğan, 'Bir başbakanı, cumhurbaşkanını, bakanları dinleyemezsiniz.  Eğer bunlar dinleniyorsa bu casusluk suçuna girer. Bunları ben söylemiyorum demokraside bunların yeri yoktur. Bunun gereği yapılacaktır' diye konuştu.
 
 'YURTDIŞINDAN ÜLKENİN KARIŞTIRILMASINA İZİN VERMEM'
 
Başbakan Erdoğan, yurtdışından ülkenin karıştırılmasına izin vermeyeceklerini söyledi. Hukuk içerisinde gerekli tedbirlerin alındığını belirten Başbakan,  şöyle konuştu :
 
'DÖNÜN DEDİM'
 
'Ben iki yıl önce olimpiyatlarda bir çağrı yaptım. Gelin ülkenize dönün dedim.  Gelemeyeceğini ifade eden bir cevap verdi. Emekli olup giden biri değildi,  paralel yapının ona verdiği uydurma yeşil pasaport ile ABD'ye giden birisi. Ve oradan ülkemi karıştırmaya çalışıyor. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir durum var ve şuan tedbirler alıyoruz. Ne gerekiyorsa hukuk içerisinde A'dan Z'ye yapacağız. '
 
ŞANTAJ YAPIYORLAR
 
Paralel yapının şantaj yaptığının altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:
'Bir gece yarısı aşüfte ile bir siyasinin durumu olacakmış,  kendisi de buna müdahale ediyor ve bir araya gelmelerini engelliyor. Bu bir şantajcının yapacağı iştir dini ilimlerle ilgilenen birinin bu işlerle ilgisi olabilir mi. Bunlar şantaj olarak kullanılan şeyler. Partilerden istifa edelerin istifa nedenlerini araştırsak altından bunlar da çıkabilir.'
 
BU NASIL İNZİVA?
 
Başbakan, Gülen'in ABD'de inzivada bulunduğu iddiasına ise, "bu nasıl inziva, Türkiye'de yer mi yok" şeklinde tepki gösterdi. Erdoğan, 'Son iki yılda ne oldu, benim şahsım ailem akla gelebilecek her türlü yalanı iftirayı atma durumuna girdiler' dedi
 
BENİ, EŞİMİ, KIZIMI, ÇOCUKLARIMI DİNLEMİŞLER
 
Paralel yapının yaptığı dinlemelerin uluslar arası boyutları olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, 'Bu iftiralar içinde, beni, eşimi, kızımı, çocuklarımı dinlemişler, bunların içinde bakanlarla yaptığım güvenlik hat konuşmalarımı dinlemişler. Bunu yasal olarak yapmaları mümkün değil. Bir Müslüman bir Müslüman'ı dinleyebilir mi gözetleyebilir mi? Bunlar bunu yaptı. Yapmaya da devam ediyorlar. Şantajı da kullanıyorlar. Bunun sadece ulusal boyutu yok, uluslararası boyutu da var. Benim Enerji Bakanı ile yaptığım görüşmelerin uluslararası boyutu var. Sen bunu dinler oradaki bilgiyi bir yerlere servis edersen bedeli Türkiye ödeyecek. Bu dört dörtlük vatana ihanet suçuna gider. Biz ülkenin çalınan bir imkanını geri kazanmak istiyoruz. Oysa o birileri ile iltihak halinde. ' diye konuştu
 
OSLO'YA DAYANIYOR
 
Adana'da durdurulan MİT tırlarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Başbakan Erdoğan, bunun kabul edilebilir bir şey olmadığının altını çizdi. Erdoğan, Mit'e yapılmak istenen operasyonun Oslo'ya dayandığına dikkat çekti.  MİT krizini anlatırken "beynimden vurulmuşa döndüm" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan şunları kaydetti:
 
'En önemlisi Adana olayı. Yenilir yutulur gibi değil, ben onun CD'lerini izleyince vurulmuşa döndüm. Şimdi oralarda bayır bucak Türkmenler'ine giden yardımı savcı kameraya aldırsın, sen bunu nereye servis edeceksin. Sen bunu ne adına yapıyorsun. MİT mensubu olduklarını söylüyorlar onları yere yatırıp PKK'lı gibi yerde işkence yapıyorsun. Ben bunu izleyince şok oldum. "Bu nasıl vatanseverliktir, milletini sevmektir?" Bunlar en yakın arkadaşlarını bile dinlediler. 8 Şubat'ta bu iş zirve yaptı. MİT müsteşarımıza yönelik adım Oslo'ya dayanıyor.'
 
SINAVLARA ŞAİBE KARIŞTIRMIŞ OLABİLİRİLER
 
Paralel yapının Üniversite sınavlarına ve KPSS'ye de şaibe karıştırmış olabileceğine vurgu yapan Başbakan Erdoğan, 'KPSS' lerde olanlar bunlarla ilgili de bazı incelemeler var. Bakıyorsunuz karı-koca aynı puanı alıyor. Kim bilir buralardan nerelere ulaşılacak' dedi.
 
YURTLARDAKİ KIZ ÖĞRENCİLERİ TEHDİT EDİYORLAR"  
 
Cemaat'in yurtlarında korku ortamının yaratıldığının altını çizen Başbakan Erdoğan, "Kız öğrenciler geldi. Onların dediğini yapmazsak annemi babamı arayacaklar, benim erkek arkadaşlarımla görüşmelerimi bahane ederek anne babamızı arayacaklarını söyleyerek tehdit ediyorlar. Biz sabır telkin ediyoruz. Tüm öğrencilere yurt konusunda destek vereceğimizi söyledik" diye konuştu..
 
SORUMLUSU BUNLAR
 
Başbakan Erdoğan, Muhalefetin de Paralel yapı karşısında takındığı tavrı eleştirdi  'Ben bu konuda CHP ve MHP'ye şaşıyorum' diyen Başbakan şunları söyledi:
 
Baykal bana elindeki belgeleri açıklasın diyor, ben elimden gelen insani görevimi yaptım. Sana bu işi yapanlar da bunlar. Biz o gün yeni anayasayı tartışıyorduk. MHP'nin başına gelenler yine bunlar. Hamzaçebi'nin başına gelenler bunlar. Bunlar bu işi meslek edinmişler. Bugün yine kendi gazeteleri veya yandaş gazetelerinde emekliliğini isteyen komutanlarla ilgili başbakan talimatını verdi diye yazıyorlar. Bunlar yalanı iftirayı leblebi çekirdek gibi yiyorlar. Bunların ne yaptıklarını bilen birisiyim. Bunların bedelini de ödeyecekler. Bazı malum operasyonları yapıp da şu anda İstanbul dışına gönderilen savcılar işi beraber götürüyorlardı. Kendileri için somut delil yok derken Erdoğan için somut delili nereden buluyorlar. Bunların medyası şu anda muhalefet yanımızda diye güveniyorlar. Fezleke ile tartışma istediler. Bunu seçimden sonra yapılması da mümkündü. Ama bunu yapıp da bekledikleri neticeyi alırlarsa değerlendirebilir miyiz düşüncesindeydiler. Ama hak ettiklerini aldılar. Dürüst olsunlar. AK Parti'ye kavga gürültü sökmez. 4 Bakan arkadaşım gerekeni gerektiği zaman yaparlar. Gerekeni de yaptılar. Şimdi muhalefet soruşturma önergesi vermiyor. Çünkü bekledikleri neticeyi alamayacaklarını biliyorlar.
 
PARTİMLE HİÇBİR ALAKASI YOK
Başbakan Erdoğan, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasıyla ilgili sürece ilişkin sorulara da yanıt verdi.  Başbakan Erdoğan konu ile ilgili şunları kaydetti:
 
'Silivri'deki tahliyelerle ilgili, Ergenekon, Balyoz, gibi güvenlik olaylara isimler koyar. Biz 26 maddelik anayasa değişikliği ile biz bir süreç başlattık, ama buna MHP, CHP ve BDP katılmadı. Biz yüzde 58 oyla bunu kabul ettirdik. Yasal düzenleme ile 10 yılı 5 yıla getirdik. 5 sene 7 sene 10 sene insanlar içerde durur da bunlarla karar verilmezse bu zulümdür. Yargı daha sonra bunlar hakkında beraat kararı verirse bu zulüm değil mi? Bunun için süreyi 5 yıla indirdik. Bireysel başvuru hakkını getirdik. Buna da karşı çıktılar. Bireysel başvuru ile insanlar tahliye oldu. Ancak beraat etmedi, tutuksuz olarak yargılanacaklar.
 
Bütün bunların hiçbirinin şahsımla partimle yakından uzaktan alakası yok. Bunlar aldıkları kararla başta genelkurmay başkanı olmak üzere askerlerimizi içeri aldılar. Benim genelkurmay başkanı için de söylediklerim dünyanın malumudur. Tutuksuz yargılama ile birlikte yargılanacağı yerin Yüce Divan olmasını istedik ama mahkemeler istediğini yaptı. Bizim bireysel başvuru hakkı ile getirdiğimiz düzenleme ile özgürlüklerine kavuştular. Bugün hala içerde durumlarını çok iyi bildiğim kişiler hala içerdeler. Yakup Köse, 14 yaşından beri içerde. Salih Mirzabeyoğlu aynı durumda. Şimdi ortalık durmadan karıştırılıyor. AİHM bir karar almış. Yaptıkları açıklamaların hiçbir doğru dürüst yanı yok. Batılı ülkelerde olmayan yapılamayan şeyleri bizlere yaptırmaya çalışıyorlar Bunun hiçbir geçerliliği yok.'
 
İÇERDEN DIŞARDAN BÜYÜK SARMAL VAR.
 
Başbakan Erdoğan İstanbul'daki sokak eylemleri hakkında ise şunları söyledi:
 
'Çözüm sürecine ilişkin bizim büyük bir çabamız var. İçerden ve dışardan büyük bir sarmal var. Yurt dışında verilen reklamları biliyorum. Bir çocuk ölüyor, bunun için ekmek almaya gidiyordu deniyor katili olarak da beni gösteriyorlar. Ekmek almaya giden çocuğun elinde bilyeler var. Annesi ölümünden beni sorumlu tutuyor. Çocuğun üzerinden patlayıcılar çıkıyor. Bu olayla ilgili Doğan Medya tamamen tek noktadan bakıyor. Bu çocuğu oraya gönderen, patlayıcıları ona verenler kim onu soran yok. polis orada bir terör grubu ile mücadele içinde. Aynı gün içinde Burak Can, üzerinde 42 kovan bulundu. Kılıçdaroğlu kalkıp ışıklar kasıtlı olarak söndürüldü diyor. Burak Can'ın babası vatanımız sağ olsun diyor. Tunceli'de oradakiler kalkıyor 30 yaşındaki polisimizi öyle bir noktaya getiriyorlar ki polis kalp krizinden gidiyor. Bunlar aynen 27 Mayıs'ta yapılanların 12 Eylül'de yapılanların benzeri. Bunun planlarını birebir yapıp ortaya koymuşlar. Gezi'de bunu gördük. Ukrayna, Mısır bunun aynen benzeri. 17 Aralık'ta onlar tutmayınca farklı bir projeyi ortaya koydular. Milletimin sağ duyusu, olayı çözme kabiliyeti meydanlarda ortaya çıkınca bunların mecali kalıyor. Gezi Olayları sonrası Cezayir dönüşü beni karşılamaya yüzbinler geldi. Ülkesini milletini seven milletimin feraseti çok farklı. Polis gaz mermisini kullanmak durumunda. Ama yüzü poşu içinde. Polis onun halini bilemez. Keşke Doğan medyasının sürekli gösterdiği yüzünün gülümsemesi hiç kaybetmeseydi. '
adminadmin