Güncel
Giriş Tarihi : 17-11-2013 12:01   Güncelleme : 17-11-2013 12:01

BU CUMHURİYETİ HEP BİRLİKTE KURDUK

Başbakan Erdoğan, "Diyarbakır, kardeşlik şehri Diyarbakır! Biz kardeşiz. Biz sadece yol arkadaşı değiliz, kader arkadaşıyız. Biz pazara kadar değil mezara kadar, mahşere kadar biriz beraberiz" dedi.

BU CUMHURİYETİ HEP BİRLİKTE KURDUK
Başbakan Erdoğan, Kantar Köprülü Kavşağında düzenlenen toplu açılış törenindeki konuşmasında, "Diyarbakır'daki bu kardeşlik, bu vuslat inanıyorum ki 13 yıl önce aramızdan ayrılan Ahmet Kaya'nın ruhunu da muazzez etmiştir" ifadesini kullandı.
 
Diyarbakır'ın bir kardeşlik şehri olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
 
"Diyarbakır, biz kardeşiz. Ezelden kardeşiz, ebede kadar kardeşiz, biz sadece yol arkadaşı değil, kader arkadaşıyız. Biz pazara kadar değil, mezara kadar, mahşere kadar, biriz beraberiz. Biz aynı coğrafyanın aynı toprakların, aynı medeniyetin mensuplarıyız. Şivan Perver, 37 yıl aradan sonra burada. Bütün sıkıntılara rağmen, hakikaten çok büyük sıkıntıyı yaşayan İbrahim Tatılıses kardeşimiz o da burada. Birlikte, beraber düeti yaptılar ve ben İbrahim Tatlıses kardeşimizi de bugün çok daha iyi gördüm. Çok daha güzel gördüm. Güzel bir final yaptı, onu da gördüm. Rabbim ona da sağlığını, sıhhatini inşallah lütfetsin."
 
Yüz yıl önce bu coğrafyada adeta cetvelle sınırlar çizildiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Ama bizim muhabbetimize sınır çizemezler, bizim ortak tarihimize, ortak medeniyetimize , ortak geleceğimize sınır çizemezler" dedi.
 
"Bizim gönüllerimizi hiçbir zaman birbirinden ayıramazlar
 
"Bizim gönüllerimizi hiçbir zaman hiçbir zaman birinden ayıramazlar" diyen Erdoğan, "Onun için rahat olacağız ve geleceğe aynı inançla yürüyeceğiz. Nasıl ki Türk'ü Kürt'ten ayıramazlarsa; Kürt'ü Kürt'ten, Türk'ü de Türk'ten ayıramazlar. Şam'ın, ağıdı bizim ağıdımızdır. Halep'in sızısı bizim sızımızdır. Kamışlı'nın derdi, bizim derdimizdir. Suriye'nin tamamında zalim Esed'in akıttığı kan, unutmayın kardeşimizin kanıdır, hepimizin kanıdır. Nasıl ki Erbil'in, Süleymaniye'nin, Kerkük'ün, Bağdat'ın, Basra'nın sevinci bizim sevincimizse Kamışlı'nın, Resulayn'ın, Hama'nın, Humus'un, Lazkiye'nin, hüznü de bizim ortak hüznümüzdür" diye konuştu.
 
Tarih boyunca bu topraklarda, zalime karşı birlikte mücadele edildiğine dikkati çeken Erdoğan, bundan sonra da zulme karşı tek yürek olunacağını, zalimlerin yanında yer alınmayacağını belirtti. Zalimlerin sofrasına oturanlardan olmayacaklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, "Biz tarih boyunca olduğu gibi, mazlumların, mağdurların, gariplerin yol arkadaşı olacak, onlara el uzatacağız. İşte bugün olduğu gibi, işte Diyarbakır'da olduğu gibi, kuzeyi güneyi, doğuyu batıyı hep birlikte kucaklayacağız" ifadelerini kullandı.
 
Halepçe cayır cayır yanarken, Diyarbakır'ın, Konya'nın, Erzurum'un, Çanakkale'nin yüreğinin yandığını bildiren Erdoğan, Musul'da Kerkük'te canlar giderken, Diyarbakır'ın Yozgat'ın, Çorum'un, Kayseri'nin canından can gittiğini, Bağdat ve Basra bombalanırken, Diyarbakır, Uşak, Denizli'nin kardeşleriyle göz yaşı döktüğünü kaydetti.
 
"Bir annenin çocuğuyla, ana dilinde konuşamıyor olmasından daha büyük azap olamaz"
 
Bir annenin çocuğuyla, kendi ana dilinde konuşamıyor olmasından daha büyük azap olamayacağına dikkati çeken Başbakan Erdoğan, "Şivan Perver'in kasetlerinin, plaklarının nasıl saklandığını, nasıl gizli gizli dinlendiğini ben de bilirim. Faili meçhullerin, işkencelerin, sürgünlerin, vatan hasretinin ne büyük bir acı olduğunu yaşayanlardan çok dinledim, bilirim. Ne yaşadıysak birlikte yaşadık. Rengi farklı olabilir, tonu farklı olabilir, şekli farklı olabilir ama aynı zulmü, aynı horlanmayı, aynı dışlanmayı, aynı ötelenmeyi hep bu toplumda birlikte yaşadık" diye konuştu.
 
Diyarbakır'da 2005'te, "Sizin meseleniz, bizim meselemizdir" dediğini anımsatan Erdoğan, "Allah'a hamd olsun, o günden beri sözümüzün arkasındayız ve sözümüzün takipçisiyiz. Bizi tehdit ettiler vazgeçmedik. Bize engeller çıkardılar, aştık. Zorluklar çıkardılar, yılmadık, partimizi kapatmak istediler, kışkırtmalar yaptılar, sabotajlar yaptılar ama biz bir tek geri adım bile atmadık" değerlendirmesini yaptı.
 
Yeni Türkiye'yi bu ülkedeki herkesle inşa ediyoruz
 
"Baldıran zehri içmek gerekiyorsa içeceğiz, dedik. Türk de benim kardeşim Kürt de benim kardeşim, Lazı da Gürcüsü de Boşnak'ı da Arnavut'u da Abazası da Romanı da benim kardeşim, yaradılanı Yaradandan ötürü seveceğiz, dedik. Candan, serden geçmek gerekiyorsa geçeceğiz dedik. Bu kadim kardeşliği, bu kader ortaklığını, her ne pahasına olursa olsun, muhafaza edeceğiz dedik. Biz annelerin, babaların göz yaşlarını dindirmeye, gençlerin ölümüne son vermeye ahdettik. İnkar politikalarına, ret politikalarına, asimilasyon politikalarına biz son verdik. Biz 23 Nisan 1920 ruhuyla yeni bir Türkiye inşa ediyoruz. Yeni Türkiye'yi bu ülkedeki herkesle inşa ediyoruz. Her etnik unsurla, her inanç unsuruyla, her mezheple birlikte inşa ediyoruz. 1920'de TBMM'de, Türk, Kürt, Arap, Laz, Gürcü, Çerkez, Boşnak, nasıl bir ve beraber oldularsa, İstiklal Savaşı'nı nasıl birlikte verdilerse Cumhuriyeti nasıl birlikte kurdularsa yeni Türkiye'yi de o ruh, o öz, o kardeşlik ruhuyla yeniden imar ediyoruz, ayağı kaldırıyoruz."
 
Son haftalarda altını çizerek söylediği bir sözü özellikle tekrarlamak istediğini dile getiren Erdoğan, "Diyarbakırlı kardeşim, Kürt kardeşim, Türk kardeşim, Zaza kardeşim, Arap kardeşim, bu Cumhuriyet senin Cumhuriyetindir, bu Cumhuriyet ne kadar İzmirlinin, ne kadar İstanbullunun, ne kadar Ankaralının Cumhuriyeti ise işte o kadar da senin Cumhuriyetindir" dedi.
 
Bu Cumhuriyeti hep birlikte kurduk
 
"Bu devlet senin devletindir. Bu bayrak, senin bayrağındır. Sen herkes gibi 76 milyon gibi, bu ülkenin öz be öz vatandaşı, bu Cumhuriyetin bu vatanın, bu bayrağın, bu devletin sahibisin. Artık hiç kimse hiç kimseyi hor göremez. Kimse kimseye ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapamaz. Hiçbir şehir, hiçbir bölge kendi kaderine terk edilemez. İhmal edilemez, hiçbir kimlik, hiçbir kültür artık inkar edilemez. Yeni Türkiye'de ayrımcılık olamaz. Yeni Türkiye'de öteleme, horlanma olamaz, yeni Türkiye'de inkar, ret, asimilasyon olamaz, olmayacak. 11 yıl boyunca bunların hepsini elimizin tersiyle ittik. Bundan sonra da bu topraklarda nifak, ayrışma, nefret, ötekileştirme Allah'ın izniyle olmayacak. Bunları yanımıza yaklaştırmayacağız, tıpkı 23 Nisan 1920'de olduğu gibi. Tekrar ediyorum, Türk de Kürt de Arap da diğerleri de bu ülkenin hep birlikte birinci sınıf vatandaşıdır. Başı açık da başı örtük de bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Aralarında ayrım yapılamaz. Okulsa okul, iş ise iş. Her yerde eşit haklara sahip olacaklar. Alevi de Sünni de bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Zengin de fakir de bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Diyarbakırlı da Edirneli de bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Bu Cumhuriyeti hep birlikte kurduk. Bu Cumhuriyetin eşit vatandaşları olarak istikbali de birlikte inşa edeceğiz."
adminadmin