Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 27-04-2020 15:38   Güncelleme : 27-04-2020 15:38

Bu Yazıyı Okumayın, Öleceksiniz

Bu Yazıyı Okumayın, Öleceksiniz

Bu hayatta yüzde yüz emin olduğum üç beş konu say deseniz ilki sizin ve benim, hepimizin bir gün mutlaka öleceğimiz olurdu.

Zalimi de, mazlumu da, fakiri de, zengini de, çöpçüsü de, cumhurbaşkanı da ölecek.

Bu, “Doğanın kanunu böyleymiş, yapacak bir şey yok, kabullenip keyfimize bakalım.” diyerek geçiştirebileceğim bir şey değil.

Sizi muhteşem lüks, özel bir uçağa bindirmişler, Ankara’ya asmaya  götürüyorlar, nasıl etrafınızdaki güzelliklerden, yemeklerden, makamlarınızdan, paralarınızdan kazandıklarınızdan keyif alabilirsiniz? “Ya nasıl olsa bir gün öleceğiz, şimdi biraz keyfimize bakalım, hosteslerin sunduğu yiyecekleri götürelim, uçağı ve dışarıdaki manzaraları seyredip günümüzü gün edelim.” diyebilir miyiz?

Kendime, kainata, varlığa bakıyorum; bunların hiçbirinin kendi kendisine, tesadüfen olduğuna  dair  bir delil göremiyorum.

Bir zamanlar ortak bir arkadaşımla,  yaratıcının varlığına inanmadığını söyleyen bir fabrika sahibi ve müdürü arkadaşını ziyaret etmiştik.

Fabrikanın arka tarafında dağ gibi odun yığınları toplanmıştı. Arka kapıdan tonlarca odun giriyordu. İçeride müdürü, muhasebecisi, temizlikçisi, işçisi otuz civarında akıllı, şuurlu, kudretli insan çalışıyor bir sürü makinede saatlerce bir çok işlem yapıyorlardı. Her yerde kuvvetli bir elektrik gücü hissediliyordu. Fabrikanın içi toz, duman, makina ve kimyasal kokuları, ses ve gürültü ile inliyordu. Odunlar içeriye girdikten ve işleme tabi tutulduktan 5/6 saat sonra ön kapıdan sunta olarak çıkıyorlardı.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Recep YAZGANRecep YAZGAN