Röportaj
Giriş Tarihi : 12-09-2019 09:02   Güncelleme : 12-09-2019 09:02

Bulgaristan bağlamında, Balkanlar’dan zorunlu göç!

Bulgaristan bağlamında, Balkanlar’dan zorunlu göç!

Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’a geçişinin Orhan Bey zamanında başladığını; bu tarihten itibaren, Anadolu’daki kimi beyliklerden Türk ve Müslüman ahalinin Balkanlar’a yerleştiğini ve bu süreçte, Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’daki fethi devam ettikçe, yerleştirmelerin de devam ettiğini belirten Kahramanmaraş Balkan Türkleri ve Dayanışma Derneği Başkanı, Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Selçuk Kurtsatar, bu ikametin 600 – 700 yıl sürdüğünü söyledi.

Başkan Kurtsatar, 1789 Fransız İhtilalı’yla başlayan milliyetçilik akımı ile birlikte, ne yazık ki; Türk ahaliye karşı, Balkanlar’da, düşmanca tavır sergilenmeye başlandığına yönelik serzenişte bulundu:

“Tüm bu tavırlar, insanlık adına utanç duyulacak boyutlara ulaşmıştır.”

Yaşanılan katliamların insanlık adına hazmedilecek ve katlanılacak türden olmadığının altını çizen Başkan Kurtsatar, tüm bu yaşanılanların fasikül fasikül ansiklopediler dolduracak katliamlar olduğu iddiasında bulundu ve Bulgaristan bağlamında, Balkanlar’dan “zorunlu” göçe ilişkin şunları kaydetti:

“Yakın zamanda, Bosna’da ve özellikle de Bulgaristan’da, sayısız katliamlar yaşanmıştır. Sonuçta, Bulgaristan’dan anavatana 1989 yılında, “zorunlu göç” ile büyük nüfus, tekrar Anadolu’ya yani gerçek vatanına dönmüştür.”

Balkan Türkleri Başkanı’yla Söyleşi

BEŞER: Başkanım; Sayın Selçuk Kurtsatar, Balkanlar’a geçme ve yerleşme, ne zamana dayanmaktadır?

KURTSATAR: Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’a geçişi, Orhan Bey zamanında başlamıştır. Bu tarihten itibaren, Anadolu’daki kimi beyliklerden Türk ve Müslüman ahali, Balkanlar’a yerleştirilmiştir.

BEŞER: Ne zamana dek?

KURTSATAR: Yeni topraklar, fethedildikçe, bu yerleştirmeler, devam etmiştir.

BEŞER: “Zorunlu” göçe ilişkin görüşlerinizi, benimle paylaşır mısınız?

KURTSATAR: Ne yazık ki; 1789 Fransız İhtilali’yle başlayan milliyetçilik akımıyla, Türk ahaliye karşı, düşmanca tavırlar sergilenmeye başlanmıştır. Öyle ki; tüm bu tavırlar, insanlık adına utanç duyulacak boyutlara ulaşmıştır. Buna ilaveten, katliamlar yaşanmıştır. Sonuçta, Balkanlar’a 600 ila 700 yıl süren ikamet, tersine işlemiştir ve özellikle de Bulgaristan’dan anavatana “zorunlu göç” ile birlikte, büyük nüfus, tekrar Anadolu’ya yani gerçek vatanına dönmüştür. 

BEŞER: Kaç yılında?

KURTSATAR: 1989 yılında.

BEŞER: Katliamdan söz ettiniz. Bundan biraz daha bahseder misiniz?

KURTSATAR: Sayısız katliamların yakın tarihte olanları, Bosna ve Bulgaristan’da yaşanmıştır. Yaşanılan katliamlar, insanlık adına hazmedilemeyecek ve katlanılamayacak türdendi.

BEŞER: Başkanım, bu söyleşimiz dâhilinde, son olarak, ne söylemek istersiniz?

KURTSATAR: Tüm bu yaşanılanlar, fasikül fasikül ansiklopediler dolduracak katliamlardı.

“Zorunlu” Göçe Dair Bir Kitap

Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Ana Bilim Dalı doktora öğrencisi Gülbahar Kurtuluş, 1989 yılında, Türkiye’ye “zorunlu” göç eden ailesinin yaşadıklarından etkilenerek, bu süreçteki gerçek yaşam öykülerini kitaplaştırdı.

Bulgaristan’ın Türkler’e yönelik uyguladığı asimilasyon politikası nedeniyle, “zorunlu” göçte, Bulgaristan’ın Hasköy kentinden İzmir’e gelenler arasında yer aldıklarını aktaran Kurtuluş, annesinin bu göç sürecinde, kendisine hamile; kardeşinin ise, daha henüz bir buçuk yaşında olduğunu kaydetti.

10 Yıl Sonra

Genç yazar, Bulgaristan’a ilk defa, 10 yaşında, akrabalarıyla tanışmak amacıyla gitmiştir.

Röportaj: Esat Beşer                                                                             

adminadmin