Kültür
Giriş Tarihi : 22-03-2013 10:17   Güncelleme : 22-03-2013 10:17

ÇAĞRININ ÖTESİNDE UYGULAMA ÖNEMLİ

Başbakan Erdoğan, İmralı Cezaevi'nde ömür boyu hapse mahkum edilen Abdullah Öcalan'ın ülkeyi terk etme çağrısıyla ilgili, ''Aslolan bu çağrının ötesinde uygulamadır. Uygulamada ne olacağı çok önemlidir''

ÇAĞRININ ÖTESİNDE UYGULAMA ÖNEMLİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır'daki nevruz kutlamalarında okunan mesaja ilişkin ''Doğrusu bu açıklamayı olumlu bir gelişme olarak görüyorum. Çağrıyı, daveti olumlu bir gelişme olarak görüyorum. Ancak aslolan tabii bu çağrının ötesinde uygulamadır. Uygulamada ne olacağı çok önemlidir'' dedi.
 
Erdoğan ile Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Başbakanlık Resmi Konutu'nda baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından düzenledikleri ortak basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
 
Diyarbakır'daki nevruz kutlamalarında okunan mesajı nasıl değerlendirdiği ve bundan sonraki süreçten beklentilerinin neler olduğu şeklindeki soruya Başbakan Erdoğan, ''Doğrusu bu açıklamayı olumlu bir gelişme olarak görüyorum. Çağrıyı, daveti olumlu bir gelişme olarak görüyorum. Ancak aslolan tabii bu çağrının ötesinde uygulamadır. Uygulamada ne olacağı çok önemlidir'' yanıtını verdi.
 
Erdoğan, mesajdaki ifadelerin ne nedenli karşılık bulacağını en kısa zamanda görmeyi arzu ettiklerini vurgulayarak şöyle devam etti:
 
''Zaten uygulamaya geçtiği andan itibaren de Türkiye'de hava değişecektir. Bölgede hava değişecektir. Ben buna inanıyorum. Buradaki ifadelerde yatan birçok mesaj biliyorsunuz, aylardır, yıllardır söylediğimiz sözler. Silahlar bırakılmalıdır ve eyleme karışmış, karışmamış bunları tabii bizler şu anda bilemeyiz ama Habur'da bazı örneklerini yaşadık, ülkemizi terk etmeleridir. Ülkemizi terk etmeleri halinde de zaten bir sulhu sükun söz konusudur. O zaman bizim güvenlik güçlerimizin de zaten operasyon yapma gibi bir lüksü kesinlikle yoktur diye defaatle söyledik. Bu operasyonlarda zaten kendiliğinden biter. Ta ki bu tür eylemler olmasın.''
   
''Orada, bu çözüm süreci noktasında, bayrağımızı görmek isterdim''
   
Uygulamanın önemine dikkati çeken Erdoğan, ''Mesajlar büyük ölçüde bizim sürekli söylediğimiz mesajlarla örtüşüyor. Bunu da özellikle ifade etmem gerekiyor. Az önce de ifade ettiğim gibi doğrusu orada bu çözüm süreci noktasında bayrağımızı görmek isterdim. Görmek istediğim bu arzu, sadece Başbakan Tayyip Erdoğan'ın değil, inanıyorum ki milletimin bütünün arzusudur, 76 milyonun arzusudur. Bu tabii ciddi bir eksiklik olmuştur. Bunu da vurgulamadan kesinlikle geçemeyeceğim. Bunu bir şov olsun diye de söylemiyorum. Sadece bir gerçek tespit olsun diye söylüyorum'' değerlendirmesinde bulundu.
   
''STK'larmız koruyucu aile olayının içerisine bizzat girmeleri gerekir''
   
Başbakan Erdoğan, Hollanda'da koruyucu ailelere verilen Türk çocuklarına ilişkin soru üzerine, ''Hollanda'da malum bizim birçok STK'larımız var. Bu STK'lar koruyucu aile olayının içerisine bizzat girmeleri gerekir'' dedi.
 
Erdoğan şunları kaydetti:
 
''Koruyucu aile sisteminde o ailelerin veya o çocukların kendi kültürlerine, kendi değerlerine uygun ailelere verilmesi, bir Müslümansa Müslüman aileye verilmesi en uygun olanıdır. Bunun tercih edilmesi lazım. Bu konularda STK'ların devreye girmek suretiyle bunları sahiplenmeleri de onların sorumluluğudur. Yani bunu Hollanda hükümetine de bırakmamalı, yargısına bırakmamalıdır. Kendileri bu konuda devreye girmek suretiyle burada rol üstlenirlerse o zaman zaten Yunus vakaları olmayacaktır diye düşünüyorum.''
 
Erdoğan, bir konunun açıklığa kavuşturulmasında fayda olduğunu dile getirerek, ''Bu benim ülkemde de yanlış anlaşılmalara neden olabilir. Yani bu cinsel tercih dediğimiz konu önem arz ediyor. Çünkü bir çocuğu teslim ettiğimiz aile genel ahlak kuralları açısından, halkının çoğu Müslüman olan veya İslam kültürü içerisindeki bir yaklaşım olarak söylüyorum; eşcinsel bir aileye bir çocuğun teslim edilmesi bir defa o toplumun kendi genel ahlak kurallarına terstir. Kendi inanç değerlerine terstir'' diye konuştu.
 
Emaneti ''emin ellere, sağlam ellere'' teslim etmek durumunda olduklarına dikkati çeken Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: ''6 aylık bir çocuk böyle bir tercih yapamayacağına göre 'bu konuda tercih eden makam yargıdır' diye bakarsak bu ciddi bir yanlışa sevk edebilir. Bu konuda da yine devletler arasında bir çok anlaşmalar yapıldığı gibi bakanlıklar arasında da bu tür anlaşmalar yapılabilir. Bizde bugüne kadar yoktu ama ben son hükümetimde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını kurdum. Bunu kurmamın sebebi de aile kurumu çok kutsal bir kurumdur. Bu yapının çok güçlü tutulması lazımdır. Bu güçlü yapının kurulabilmesi için de bu yapıyla ilgili bakanlık ve karşıt bakanlık adalet bakanlığı ise bakanlıklarımız kendi aralarında görüşmek suretiyle, STK'larla işbirliği yapmak suretiyle bir adım atılırsa ne bu Hollanda'da sıkıntı meydana getiri ne de Türkiye'de sıkıntı getirir. Çünkü bizim aramızdaki güçlü münasebetleri bu tür kararlar veya uygulamalar zayıflatmamalıdır diye düşünüyorum.''
 
Erdoğan, Yunus A'nın öz ailesine iadesi konusunda Rutte'den söz alıp almadığına dair soruyu ''O tabii şu anda yargının tasarrufu altında. Şu anda yargının gündeminde. Temenni ediyoruz ki daha önce iki çocuğunu aileye nasıl verdiyse burada da bununla ilgili prosedür var. Örneğin dil gibi. Bu prosedür noktasında aile önce iki çocuk, biliyorsunuz 3 çocuktu bunlar, ikisi verildi. Böylece üçüncü çocuğun verilmesi gündeme gelebilir. Büyükelçim bu konuyu zaten yakından takip ediyor. Bizler aynı şekilde takip ediyoruz. Temenni ederiz ki kısa zamanda o da bir neticeye ulaşır'' sözleriyle yanıtladı.
 
Hollandalı bir gazetecinin ''Ülkesindeki hükümet partisinin, Türkiye'nin AB'ye üye olmasına karşı pek sıcak bakmamasını nasıl buluyorsunuz ve şu anda AB üyesi olmadığınız için sevinçli misiniz'' sorusuna Erdoğan, şu cevabı verdi:
 
''Ben sadece şunu biliyorum: Türkiye Cumhuriyeti'nin AB üyeliğine Hollanda'nın şu andaki yönetimi, hükümeti olumlu bakıyor. Bana bu ana kadar söylenen hep bu olmuştur. Doğrusu bu soru beni biraz şaşırttı. Hollanda da şu ana kadar bizim AB sürecimize hep olumlu yaklaşmıştır ve olumsuz yaklaşım şu ana kadar görmedim. Herhalde siz olumsuz bakıyorsunuz. Bir şeyi daha arkadaşımın bilmesini isterim. Biz müzakerelere Hollanda'nın dönem başkanlığında başladık.''
adminadmin