Fikir
Giriş Tarihi : 09-02-2020 10:00   Güncelleme : 09-02-2020 10:00

Çevremizdeki Bilmediğimiz Tarih

Maalesef ekonomik şartlardan olsun, kültürel tanıtımların azlığından olsun maalesef ki çevremizdeki birçok tarihi yapılardan, türbelerden haberimiz yok. İşte yazmak şart oldu.

Çevremizdeki Bilmediğimiz Tarih

 

Tarihi yerleri gezmeyi çok seviyorum. Gittiğim yerleri paylaşarak bizleri takip eden okurlarımıza, dostlarımıza oraların güzelliklerini tanıtıyor dilim döndüğünce anlatmaya gayret sarf ediyorum. Birçok arkadaşım, okurum benimle karşılaştıklarında sormadan edemiyorlar. “Ya bu gittiğin Türbe Emir sultan Bursa da değil mi?”

Veya ”İzmir de böyle türbe var mı ya” gibi sorularla karşılaşıyorum. Bende başlıyorum o mübareği anlatmaya,” Kendisi Umur beyin Alpereni, kadife kaleyi fetih ettikten sonra, Aydınoğulları beyi Gazi Umur bey tarafından kendisine İzmir’in fethi ve irşadı vazifesi ve Emirlik veriliyor ve orada İslamı ve Türklüğü anlatmaya başlıyor. Emir Sultan Hazretleri İzmir’e Müslümanlık mührünü, Türk mührünü nakşeden bir kumandan, bir Allah dostu. Emir Sultan İzmir’i evvela madden, sonra da manen fethediyor. Emir Sultan Tekkesi’nin haziresinde mühim kişiler medfun ve bir benzeri bulunmayan çok kıymetli mezar taşları mevcut. Hazirede tekkenin şeyhlerinden, dervişlerden başka devrin önde gelen isimlerinin mezarları da bulunuyor, tabi giden mezar taşları kalandan çok fazla... Atatürk’ün eşi Latife Hanım’ın dedesi Uşşakizade Sadık Bey ve eşi Makbule Hanım ile eski Aydın Valisi Ahmet Esat Paşa, Kestanepazarı Camii kurucusu Mısırlı Hüseyin Nuri Efendi, İzmir Kadısı Şükrüzade Abdülkadir Paşa…

İbn Battuta 1333 yılında bu tekkeyi ziyaret etmiş. İbn Battuta’nın seyahatnamesine göre Anadolu’daki ilk Rufai dergahlarından birisi de Emir Sultan Tekkesi imiş.” Tabii şaşırıyorlar vay be ilk defa duydum diyenler var. Bazı arkadaşlarımı bizzati olarak ben götürüp gezdirdim Emir sultan hazretlerinin huzurunda dualarımızı da yaptık.”

Durun size daha geriden anlatayım diyerek, beni dinleyene öğrenmek isteyen anlatıyorum.

Çorakkapı (Taşrakapı)camiden tilkiliğe doğru giderken sağımızda tarihi oteller sokağı bir zamanlar ev olan mahalle olan oteller sıra sıra dizilmişler. Sağında tarihi basmane polis karakolunda geçtikten sonra en sağ köşede 40 yıllık İzmirin en güzel lokmasını yapan tatlıcı Öztat kardeşler var kalmışsa süt tatlılarından yerin derim. Tam karşısında Altınpark neyse tatlıcının köşeden arap çarşısına giriyoruz sağlı sollu dükkanlar ve sol tarafta mumyakmaz  camiden doğru ilerledin mi daha solda Dönertaş sebili geliyor. “Dönertaş Sebili”, köşesindeki sütunun dönmesinden dolayı bu adı almıştır ve çevresi de bu isimle bilinmektedir. Tam çaprazında meşhur Hatuniye camisi var. Dönertaş sebilinden sola döndüğümüzde ileride Altınordu futbol kulübünün ilk binası çıkıyor karşımıza. Hemen sol tekrar sağ kuran kursu sokağında İplikçi İsmail dede’ nin türbesi küçük Osmanlı mezarlığı yer alır. Oradan sola döndüğünüzde işte Emir sultan türbesi.” Diye anlatırken ben adeta zamanda yolculuk yapıyor her şey gözümün önündeymiş gibi anlatıyordum.”

Sonra hep sıraladım kardeşim iki çeşmelik otoparkının tam karşısında tarihi polis karakolu var müze olarak ücretsiz gezebiliyorsun, iki çeşmeliğe çıkarken sağ yukarıda Naturzade camisi ve türbesi var.

Mezarlıkbaşında agora içinde Sebatay sevinin evi de var.

Freni patlamış kamyon gibi hızımı alamamış halde devam ediyorum, kordonda Atatürk müzesi var, Çankaya itfaiye yanında İzmir kurtuluş müzesi var, Karşıyaka da latife hanım köşkü, Zübeyde annenin anıt kabri de var bunların hepsi ücretsiz. Zübeyde annede mi İzmir de gömülü? diyen abilerimiz, kardeşlerimiz var. Çevremizdeki tarihe daha duyarlı olabilmek dileğiyle selam ve dua ile kalınız.

Tarih; milletlerin tarlasıdır. Her toplum geçmişte bu tarlaya ne ekmişse, gelecekte onu biçer.

(M. Cevdet Anday)

Recep YAZGANRecep YAZGAN