Samsun Haber
Giriş Tarihi : 08-01-2019 12:21   Güncelleme : 08-01-2019 15:01

CİMER zulme dönüşen bir uygulama haline geliyor!

Eğitim Bir-Sen Samsun 2 No’lu Şube Başkanı Tevfik Yılmaz Demir 10 Ocak Çalışan gazeteciler günü dolayısıyla Samsun’un yerel gazetecileriyle bir araya geldi.

CİMER zulme dönüşen bir uygulama haline geliyor!

Samsun Öğretmenevinde gerçekleşen programda kahvaltının ardından konuşan Eğitim Bir Sen Samsun 2 No’lu Şube Başkanı Tevfik Yılmaz Demir sözlerine gazetecilerin 10 Ocak Basın Çalışanları Gününü kutlayarak başladı.

700 ÜYEMİZ VAR HEDEF 1000 ÜYE

Eğitim Bir Sen Samsun 2 No’lu Şube’nin, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Kredi Yurtlar Kurumu ve Samsun Üniversitesi’nde 700 kişi ile temsil edildiklerini belirten Demir, Eğitim Bir Sen’in Samsun’da aynı zamanda yetkili sendika olduğunu da vurguladı.

Eğitim Bir-Sen’in davası olan bir sendika olduğunu belirten Demir sözlerine şöyle devam etti, “Sendikacılık özellikle memur sendikacılığı oldukça meşakkatli bir iş bir yandan kendi işinizi yapacaksınız. Bir yandan da çalışanınızın hakkında koruyacaksınız. Özellikle Eğitim-Bir-Sen bunların yanında çizgisi olan, davası olan bir sendika. Bir yandan hak mücadelesi vermekte öteki yandan da ülkesinin öncelikle problemlerinde çözüm odaklı varlığını Devletinden ve Milletinden yana kullanmaktadır. Bunu yanında devletimize, milletimize karşı her türlü vesayet girişimlerinde Türkiye’nin en büyük sivil gücü olmanın bilinciyle duruşunu çok net bir şekilde her zaman göstermiş, göstermeye de devam edecektir.

Bunun yanında sendika olarak çalışanın yanında olduk hep. Çalışanımızı enflasyona karşı ezdirmemek, özlük haklarını korumak haksızlığa karşı onların yanında olmak, işyerindeki olumsuzluklar da hakkın ve haklının yanında, işverenle çıkan problemlerde arabulucu olmak peşindeyiz. Kimseyle kavga etmek, yakmak, yıkmak, işleri engellemek, yavaşlatmak peşinde değiliz tam aksine ne kadar çok bu millete, bu milletin evlatlarına ve devletimize hizmet etsek azdır diye düşünen bir sendikacılık anlayışımız var.

Ancak bunu yaparken devletimizin çalışanının hakkını korumasının ve refah seviyesinden tüm çalışanların adil bir şekilde yararlanmasını bekliyoruz. Ve her şeyden önce çalışanlarımızın bulundukları kurumlarda huzur içerisinde çalışmasını çok ama çok önemsiyoruz. Bu konuda çalışanlarımızı sürekli motive ederken kurum amirlerimizle de çalışanlarla amirler arasındaki sıkıntıların çözümü konusunda ikili ilişkilerimizin çalışma ortamına çok olumlu yansıdığını görmekteyiz. Üniversitelerimizden ve KYK’dan beklediğimiz görevde yükselme sınavları da kurum çalışanlarının hem şevkini ve hem de kuruma aidiyetlerini artıracaktır. OMÜ’yle görüşmelerimizde bu konuda ciddi mesafe aldık, KYK’da ise Genel Müdürlük yeniden yapılandırıldığı için biraz zamana daha ihtiyacımız olacak. Yine bunun yanında KYK çalışanlarının gece nöbetlerinin aynı işi yapan diğer kurumlara nazaran çok düşük olmasını da kabul edemiyoruz.

Eğitim-Bir-Sen’in ana derdi, memlekettir, millettir, vatandır ama vatandaşın mutluluğu olmadan, çalışanın mutluluğu olmadan da huzur olmaz. Birlik olmaz, beraberlik olmaz. Bu nedenle biz kamu çalışanları olarak işimizi layıkıyla yaparken devletimizin de bize hakkımız olan ücreti, makamı, görevi vermesini istiyoruz. Kimsenin hakkının peşinde değiliz adaletli olsun hepimize olsun diyoruz.

Yine bunun yanında çalışanlarımızı ve özellikle de idarecilerimizle, çalışanlarımızı, kurumlarımızdan hizmet alan ya da bekleyen vatandaşlarımızı karşı karşıya getiren bir hususu aksettirmeden geçemeyeceğim.

CİMER ZULME DÖNÜŞEN BİR UYGULAMA HALİNE GELİYOR

Mesele çok basit gibi görünen ama kurumlarımızda çok ciddi huzursuzluğa, motivasyon ve moral bozukluğuna yol açan CİMER uygulamasını bu şekliyle hakkı koruyan, arayan değil zulme dönüşen bir uygulama olduğunu ifade etmek istiyorum. Özellikle bu kanalla gelen şikayetlerin tek taraflı bir şekilde işlem görmesi çalışanları çok huzursuz etmekte, amirle çalışan arasında çatışma nedeni olmakta ve kurumu olabildiğince yavaşlatmaktadır. Çoğu ciddiyetten uzak ve kulaktan dolma, mahalle dedikodusu yalanlardan oluşan CİMER şikâyetleri gerçekte müşteki olanların da inandırıcılığını ortadan kaldırmakta ve CİMER şikâyetleri çözüme katkı yerine kâğıttan klasik cevaplara dönüşmektedir. Bu konudaki talebimiz şikâyet sahibinin haklılığında nasılsa şikâyetçi olunanla ilgili işlem yapılıyorsa yalan, boş, asılsız iddia sahiplerinin de aynı şekilde işlem yapılmasını ve cezalandırılmasını bekliyoruz. Bugün maalesef çalışanlarımız her şeyden korkar ve vatandaşın işini kolaylaştırmak yerine acaba biri beni şikâyet eder mi diye korku içerisindedir. Bu problemin çözümü CİMER’i de rahatlatacaktır”

HER ADIMIMIZ BU ÜLKE VE BU MİLLET İÇİNDİR

Üniversitelerde çalışanlar ve yetkililer arasında köprü olduğunu dile getiren Demir sözlerini şöyle tamamladı, “Attığımız her adım bu ülke içindir, devlet ve millet içindir.

Üniversitelerimizin, Kredi Yurtlar Kurumu’nun ve çalışanlarının sorunlarını adım adım takip ediyor ve yetkililerle çalışanlarımız arasında köprü olmaya gayret ediyoruz. Şu ana kadar OMÜ, Samsun Üniversitesi ve Kredi Yurtlar Kurumu en üst yetkililerinden ve çalışanlarından çok destek gördük. Onlara da yetkili sendika olarak teşekkür ediyorum. Attığımız her adım bu ülke içindir, bu devlet ve bu millet içindir. Devletimize güveniyoruz. Çalışanlarımız 2018 krizinden çok fazlasıyla etkilenmiş ve aldığı yıllık yüzde 20 zammın enflasyon kayıplarını karşılamadığı hepimizce de malumdur. Ekonomik şartlar da ortadadır ama çalışanımızın aldığı paranın iç piyasanın motor gücü olduğu da unutulmamalıdır”

adminadmin