Güncel
Giriş Tarihi : 19-03-2019 12:17   Güncelleme : 19-03-2019 12:17

Cumhurbaşkanı Erdoğan; Belediyelerin İstihdam Politikaları Çok Kötü Durumda

​Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal 7, TVNET ve Ülke TV televizyon kanallarının ortak yayınına konuk oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan; Belediyelerin İstihdam Politikaları Çok Kötü Durumda

Üsküdar’daki Nevmekan Sahil Millet Kıraathanesi’nde gerçekleştirilen ve canlı olarak yayınlanan programda; Hasan Öztürk, Mehmet Acet, Hande Aydemir ve Turgay Güler’in yanı sıra gençlerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündemdeki bazı konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“YENİ ZELANDA’DAKİ TERÖR EYLEMİ BİREYSEL DEĞİL, TAMAMEN ÖRGÜTLÜ BİR OLAY”

Cuma namazı kılmak için toplanılan bir camide 50 Müslümanın şehit edildiği Yeni Zelanda’daki terör eylemine değinilen programda saldırının bireysel değil, tamamen örgütlü bir olay olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Paris’te yaşanan Charlie Hebdo saldırısında bütün dünyanın Avrupa’da bir araya gelirken bu saldırıdan sonra Avrupa’nın sesinin çıkmadığına, Batı basının olayla ilgili sinsi bir tutum içine girdiğine dikkat çekti.

Türkiye dışında İslam dünyasından da ses çıkmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu geniş bir heyetle Yeni Zelanda’ya gönderdiğini kendilerinin orada genel vali, başbakan ve belediye başkanı ile görüştüğünü hatırlattı.

Özgürlükten ve barıştan bahseden Avrupa’nın böyle bir yaklaşım sergilemesinin üzücü olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Zelanda’da daha önceki benzer mahkûmiyet kararlarından hareketle söz konusu teröriste yargının 15 yıl kadar bir mahkûmiyet kararının verilmesinin beklendiğine değinerek, “50 Müslüman orada şehit ediliyor, bunların cezası azami 15 yıl olacak; böyle bir şey olabilir mi, bu kabul edilebilir mi?” dedi.

Söz konusu saldırıyla ilgili Yeni Zelanda'daki bir senatörün saldırının sorumluluğunu İslam'a ve Müslümanlara yükleyen ifadeleriyle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı’nın ‘İslam dünyasından kaynaklanan terör, bütün dünyada farklı yorumlara yol açtı. İslam dünyasının da oturup düşünmesi gerekiyor’ şeklindeki değerlendirmesinin benzerliğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunları anlamakta tabii ki ben zorlanmıyorum, ama zorlananlar var. Niye? Hâlâ bakıyorsunuz bu adamın peşine takılıp gidenler var. Bunun şimdi Yeni Zelanda’daki o alçak bir senatörün kullandığı ifadelerden bunun farkı var mı? Aynı ifadeleri kullanıyor, demek ki aynı merkezden yönetiliyorlar” değerlendirmesinde bulundu.

“MEHMETÇİK VE ÖZGÜR SURİYE ORDUSU AFRİN’DE ÇOK BÜYÜK BİR MÜCADELE VERDİ”

Zeytin Dalı Harekâtı’nın birinci yıl dönümü olması dolayısıyla Afrin ile canlı bağlantının yapıldığı programda, Afrin’le ilgili değerlendirmesi sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin’e verdikleri sözü, plan ve programlarını belirledikleri şekilde tahakkuk ettirmekten dolayı mutlu olduklarını dile getirdi. Mehmetçiğin ve Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) Afrin’de çok büyük bir mücadele verdiğine değinerek, kilometrelerce uzunluktaki tünellerini teröristlerin başlarına geçirdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, harekâtı planlayan ve koordine edenin Mehmetçik olduğunu; ancak ÖSO’nun da Mehmetçiğin çok ciddi anlamda yükünü aldığını söyledi.

“SURİYE’NİN KUZEYİNDE GÜVENLİ BÖLGE İLAN EDİLMELİ”

Seçim mitinglerinde altını çizdiği beka konusunun konuşulduğu programda Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet partisi liderinin ve diğerlerinin ‘Beka meselesi yoktur’ dediği bir zamanda YPG ve PYD terör örgütlerinin terör koridoru olarak ilan ettiği yerin Türkiye’nin 911 kilometre sınırını oluşturduğuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan Kilis’e, Gaziantep’e, Urfa’ya, bütün buralara roketlerle, havanlarla yapılan saldırılar bizim beka meselemiz değil mi? Yüzlerce buraya atılmış olan bombalar var, havanlar var ve 100’ün üzerinde bizim buralarda şehidimiz var. Bunları beka meselesi olarak görmeyeceğiz de neyi göreceğiz? Yani biz bunlara ‘İyi yapıyorsunuz, hoş geldiniz’ mi diyeceğiz? Buna hakkımız var mı?” diye konuştu,

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dayı Harekâtlarının olmaması durumunda Türkiye’nin güney sınırlarının tamamının bir terör koridoru tarafından kuşatılmış olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’nin kuzeyinde bir güvenli bölge ilan edilmediği takdirde her an Türkiye’nin bu sıkıntıyı yaşayacağını, güvenli bölge ilan edilerek koalisyon güçleriyle müşterek bir hareket içerisine girilmesi durumunda ise bölgenin teminat altına alınmış olacağını dile getirdi.

FETÖ ve PKK terör örgütlerinin seçmene yönelik çağrıları ve ‘Bu bizim için son fırsat’ ifadelerine işaret edilerek 31 Mart seçimlerinin bu örgütler için de bir beka sorunu teşkil ettiğinin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart’ta sandıkta benim milletim gereken dersi eğer vermezse bunlar tabii daha da şımaracaklardır, daha da azacaklardır. Onun için bizim birbirimizle olan sadakatimiz, yani benim Rabia’mız dediğim konu bu; yani ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ derken, ‘bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız’ derken bizim şöyle bir bütün olarak bir defa birbirimizi çok iyi anlamamız lazım” değerlendirmesinde bulundu.

“TAHRİK UNSURLARINI BOZALIM”

Tekirdağ mitinginde bir vatandaşın Ayasofya’nın ibadete açılması yönünde attığı slogana cevaben verdiği sözleri hatırlatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan,  Yeni Zelanda’daki terör saldırısın gerçekleştiren teröristin internet sitesinde yayınladığı manifestosunda, Türkiye’nin, şahsının yanı sıra Ayasofya’nın da geçtiğini hatırlatarak bir alçağın sözlerinden hareketle duygusallıkla böyle bir talepte bulunmanın bir anlamının olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya’nın ibadete açılması konusu ile ilgili şu açıklamaları yaptı: “Bu oyunlara gelmeyelim diye, çünkü bunlar da bir tahriktir, bu tahrik unsurlarını bozalım diye özellikle bunun açıklamasını yapmak durumunda kaldım. Zaman zaman da aslında bunu söylüyorum, ama başka düşüncelerim de var, ama bunlar konuşulmaz, bunlar yapılır. Hani mesela orada bir sergi yapıldı, orada Kur’an tilaveti de yaptık, belli bir bölümünde şu anda namaz da kılınıyor. Bunları da aşmak bizim için sorun değil, aşarız. Ama getirisi, götürüsü nedir, bunu da burada açıklamam doğru olmaz. Bunun bir götürüsü var, onun bizim için faturası çok daha ağırdır. Unutmayalım, şu anda dünyanın çok çeşitli ülkelerinde bizim binlerce camimiz var. Acaba bunu söyleyenler o camilerin başına ne gelir, bunu düşünüyor mu? İşte şu anda kundaklama hareketleri, şunlar, bunlar, birçok şeyler yapılıyor. Bunları düşünmeden söylüyorlar, bunların hesabını yapmadan söylüyorlar. Kusura bakmasınlar, bunlar dünyayı tanımıyorlar, muhataplarını bilmiyorlar. Onun için ben bir siyasi lider olarak bu oyuna gelecek kadar istikametimi kaybetmedim. İslam dünyasının şu anda biz yükünü çekiyoruz, nerede ne oluyor, ne olabilir, bunların hepsini düşünmek zorundayız. Onun için hassas olacağız, dikkatli olacağız.”

“AVRUPA PARLAMENTOSU’NUN ALMIŞ OLDUĞU KARARLARIN BİZİ BAĞLAYICI HİÇBİR YANI YOK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yöneltilen bir soru üzerine, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinin durdurulması yönündeki karara ilişkin “Avrupa Parlamentosu’nun almış olduğu kararların, yaptığı açıklamaların bizi bağlayıcı hiçbir yanı yok, kıymeti harbiyesi yok. Yani onlar kendileri çalıp kendileri oynuyorlar” ifadelerini kullandı.

“Şimdi bunlar Avrupa Birliği’nin bizimle müzakereleri durdurması nasihatinde bulunuyorlar ya, ah keşke öyle bir şey yapsalar, bizimle müzakereleri durdursalar veyahut da Türkiye’yi Avrupa Birliği’nin dışına çıkarıverseler” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları ekledi: “Yapmaz, yapamazlar; çünkü Türkiye’ye bunların da ihtiyacı var. Ama ben sabırlıyım, yine bu alanda da bildiğimiz birçok şeyler var. Ama bunları zamanlı kullanırsak değeri var, zamanlı kullanmazsak bunların da değeri yok. İşte Dışişleri Bakanımız oradaki toplantıda zaten gerekli açıklamaları yaptığı gibi, Mogherini’ye de, ondan sonra o kadına da, ondan sonra Avusturyalıya da, hepsine orada cevabını en güzel şekilde verdi. Ama bunlar dürüst değil, bunlar samimi değil.”

“BEKA SORUNU MESELESİNDE BİRİLERİNİN OYUNUNA GELMEYECEĞİZ”

İslam’a ve Müslümanlara yönelik saldırılara İslam dünyasından ses çıkmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz şu anda teknolojimizle, sanayimizle ne yapıyorsak onlarla ayaktayız. Onlar da petrolün şımarık çocukları maalesef. Bakıyorsun ‘Şu kadar sipariş verdim, bu kadar sipariş verdim’ diyerek, oraya onu, buraya şunu filan aktarmak suretiyle ayakta durmanın mücadelesini veriyorlar. Ama biz öyle yapmayacağız, biz onurumuzla ayakta duracağız ve elimizden gelen her türlü gayreti göstereceğiz. Siyasetin dilini iyi yakalayacağız, ekonomiyi başarıyla yürütmeye nasıl şu anda muvaffak olduysak, aynen yine bunu bu şekilde sürdüreceğiz, ama biz beka sorunu meselesinde de birilerinin oyununa da gelmeyeceğiz.”

“TÜRKİYE, GAYRİSAFİ MİLLÎ HASILAYA GÖRE İNSANİ YARDIMDA DÜNYADA İLK SIRADA”

Programda bir gencin “Uluslararası camiada dünyadan pek çok mazlum ülkenin sesi oldunuz, hatta bütün mazlum ülkelerin sesi oldunuz ve Venezuela’dan Pakistan’a kadar hani bu ülkeler sizden destek bekliyor. Bu sorumluluk size nasıl hissettiriyor” şeklindeki sorusuna verdiği cevapta, 2018’de OECD’nin açıkladığı rakamlara göre, gayrisafi millî hasılaya göre Türkiye’nin yaklaşık 8,5 milyar dolar yardımla insani yardımda dünyada ilk sırada olduğunu hatırlatan ve STK’ların dünya çapında yaptığı yardımların, desteklerin bu rakamın dışında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yardımların hiçbir din ayrımı yapılmadan verildiğini, verdikçe de Türkiye’nin güç kazandığını dile getirdi.

Başka bir gencin, bugüne kadar bulunduğu makamlar, üstlendiği görevler arasında en çok hangisinden zevk aldığı yönündeki sorusuna “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı” diyerek cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1994’te havasının teneffüs edilemediği, çöpten, çukurdan ve çamurdan geçilemeyen, suları akmayan bir şehrin yönetimini o günkü CHP’den devraldıklarını ve şehri bugünkü durumuna getirdiklerini kaydetti.

İstanbul’da yürüttükleri hizmetlerden gerçekleştirdikleri büyük projelerden örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin önemine değinerek, “Gerek gençliğimizin, gerekse şu anda gençlerin üstünde annelerin, babaların oylarını verirken artık bu işi çok basite alan bir havada değil, İstanbul’un kaderini ‘Marifet iltifata tabidir’ anlayışıyla ele alması ve buna göre de oyunu kullanması gerekir. Ondan sonra yandık demenin hiçbir anlamı olmaz” sözlerine yer verdi.

CHP’nin Ankara Büyükşehir adayı ile ilgili ‘görevi kötüye kullanma ve kişilerin huzur ve sükûnu bozma’ suçlarından hazırlanan bir iddianamenin olduğu ve hukuki sürecin işlediğinin hatırlatılarak yöneltilen “Bunun Ankara’daki seçime yansımaları ne olacak, Ankaralılar buna nasıl bakmalı?” şeklindeki soruya cevabında Cumhurbaşkanı Erdoğan, iddiayla ilgili belgelerin ortaya çıkmasının ve yargının kararının bir kenara konulamayacağını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin önüne geldiği zaman burada çok ciddi bir bedeli kendisi ödeyeceği gibi, maalesef tabii Ankaralı hemşerilerimize de ödetme durumuna düşürür, yani burada çok dikkatli olmak lazım” değerlendirmesinde bulundu.

“GÜVEN VE İSTİKRAR EKONOMİNİN İKİ ANAHTARIDIR”

Seçim sonrasına ilişkin piyasaların yerli ve yabancı yatırımcıların beklentisine işaret edilerek ekonomi ile ilgili mesajları istenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, güven ve istikrarın, ekonominin iki anahtarı olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Eğer bir ülkede güven yoksa istikrar yoktur. Güven ve istikrar birbirinin mütemmimi iki kavramdır. Bunu yakalarsanız mesele yok ve biz 16-17 senedir bunun üzerinden çalıştık ve şu anda da bir yerel seçimdeyiz. Ben Cumhurbaşkanı olarak 4,5 sene Allah ölüm vermezse, hayat devam ederse ülkenin başındayım ve kabine olarak zaten mevcut kabinemle yola devam edeceğiz. Yerel yönetimlerle bu noktada bizim herhangi bir zaten sıkıntımız söz konusu değil. Kimler kazanır bilemeyiz, kazanan kendi ilinden, ilçesinden, beldesinden sorumlu olacaktır, hesabını sonra kendisi verir. Ama bizden devlet yönetimi olarak gerek Cumhurbaşkanı olarak şahsım, gerek tüm bakanlarım, tüm kurumlarımız hepsiyle biz hizmete devam edeceğiz burada bir sıkıntı yok.”

KANAL İSTANBUL PROJESİ

Kanal İstanbul ve İstanbul Boğazı’nın altından tüp geçit projeleriyle ilgili kendisine şirketlerden teklifler geldiğini ve görüşmeye başladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin bu noktada bir sıkıntısı yok. Ama Türkiye’de birileri muhalefetini yapabilme adına bu tür yollara tevessül ediyor. Buradan size ekmek çıkmaz. Yapabileceğiniz bir iş var mı? Onu söyleyin. Yapmayacakları şeyleri vaat etmek suretiyle bakıyorsunuz yani yalan söyledin de sırtında küfe mi var? Yok, söylüyor, bol bol atıyorlar, ama biz atamayız, çünkü biz işin yükünü çekiyoruz” ifadelerine yer verdi. Enflasyon ve faizle mücadelenin yavaş yavaş olumlu istikamette geliştiğini, 2020’de bu konuda çok daha ideal bir noktaya gelineceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yani bize S&P söyle demiş, böyle demiş ya S&P filan bunlar bizim için hayırlı rüya görmez ki, biz ne görüyoruz bu önemli” diye ekledi.

Programa katılan bir gencin, 2023 hedeflerine, 2053 ve 2071 vizyonlarına inanmış ve geleceğin yönetici ve liderleri olacak gençlere tavsiyesinin ne olduğunu sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan,  şu tavsiyelerde bulundu: “Dört kelime çok önemli oku, düşün, bu noktada bir diğer önemli adım uygula, dördüncüsü neticelendir. Okuyacaksın yetmez, ama okuduğunu düşüneceksin. Düşündün o da yetmez hayata onu uygulayacaksın. Uyguladın o da yetmez neticelendireceksin ki başarıyı yakalayasın. Bu hassasiyet asla kaybolmaması lazım ve bu konuyla ilgili olarak gençliğimiz hakikaten buna dikkat ederlerse buradaki bu hassasiyeti yakalarlarsa inanıyorum ki çok daha verimli neticeler alınacaktır.”

Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde bir gençlik komisyonunun kurulması ve merkezinin İstanbul olması yönündeki teklifini hatırlatarak teklifin gerçekleşmesi yönünde sürecin ne aşamada olduğunu soran başka bin genç katılımcıya verdiği cevapta Cumhurbaşkanı Erdoğan, merkez olarak oteller ve kongre merkezlerine yakın olması sebebiyle Harbiye’deki İstanbul Radyosu binasının bu merkez için tahsis edilmesini BM yetkililerine teklif ettiğini ve teklifte mutabık kalındığını; ancak BM’nin her işte olduğu gibi bu konuda da adım atmakta ağır davrandığını,  konuyu Dışişleri Bakanlığı’nın yakından takip ettiğini aktardı.

“BELEDİYELERİN İSTİHDAM POLİTİKALARI ÇOK KÖTÜ DURUMDA”

“Gençlik zamanlarında başucu kitabınız olan ve siyasi hayatınızı şekillendiren kitabı merak ediyorum” sorusunu yönelten bir gence, bu kitapların Mehmet Akif Ersoy’un Safahat ve Necip Fazıl Kısakürek’in İdeolocya Örgüsü isimli kitaplarının olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, başka bir katılımcının “Pek çok projeniz var biliyorum; ama öncelikli olarak hangi problemlere öncelikli olarak nasıl çözümler getireceksiniz?” şeklindeki soruya cevabında, yerel seçimlerin öncesinde olduklarını hatırlatarak yerel seçimin altyapı ve üstyapı olarak iki ana başlığının olduğunu söyledi.

Bunların dışında finans yönetiminin de yerel yönetimlerde önemli olduğunu ve pek çok belediyenin bu yönetimi başarılı bir şekilde gerçekleştiremediği için borçlu olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediyelerin istihdam politikalarının da çok kötü durumda olduğunu, bütçesinin yüzde 30’unu istihdama ayırması gerekirken, aralarında yüzde 100’ü aşan belediyelerin bile olduğuna dikkat çekti.

“TIP, ELEKTRİK ELEKTRONİK MÜHENDİSLİKLERİ İLE DİĞER PEK ÇOK ALANDA TÜRKİYE’YE GERİ DÖNÜŞLER YAŞANIYOR”

Sosyal medyada yer alan Aselsan’daki çoğu mühendisin istifa ederek yurt dışına gittiği yönündeki haberlerin doğru olup olmadığını soran gence, bu haberlerin asparagas haber olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tıp inşaat, elektrik elektronik mühendislikleri ile diğer pek çok alanda aksine Türkiye’ye geri dönüşlerin yaşandığını açıkladı. Yeni açılan Ankara Şehir Hastanesi’ne, yurt dışında bulunan pek çok tıp uzman ve hocasının geri dönerek başladığını, aynı şekilde özel sektörde çalışmak üzere çok sayıda dönenlerin olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aselsan’ın tam aksine şu anda genç, kabiliyetli olanları seçerek kervanına kattığını ve güçlü bir kuruluş olarak da yoluna devam ettiğini dile getirdi.

PKK terör örgütüne yönelik İran ile yapılan operasyonu nasıl değerlendirdiği sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK’dan ve onun İran’daki ayağı olan PEJAK’tan İranlıların rahatsız olduğunu, her iki ülkenin de uzun zamandır istediği ortak operasyonun gerçekleştiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim buradaki kararlılığımız tabii birçok şeyi de orada farklı bir şekilde etkileyecektir. İş burada kalmayacak, bunun tabii devamı var, bunu da devam ettireceğiz. İran tarafı da, bizim arkadaşlarımız da bu konuda kararlılıklarını sürdürüyorlar” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yayında bir gencin, “Uzun zamandır siyaset yapıyorsunuz, çok önemli olaylara tanıklık ettiniz, dünya siyasetinde veya Türk siyasetinde. Bu tecrübelerinizi geleceğe ışık tutmak adına ne zaman yazmayı düşünüyorsunuz acaba ya da yazmayı düşünecek misiniz?” sorusuna, “Şimdi siyasette bunları siyasetçinin kendisine sormak, siyasetçiyi zor durumda bırakır. Eğer bunları ben yazmaya kalkarsam bunlar artık geçmişte kaldı, şimdi artık yazdırıyorum. Ve bu görevleri yapan arkadaşlarım var, yaklaşık bir 10-15 arkadaşım bu konuda çalışıyorlar” şeklinde cevap verdi.

“DÜNYANIN 5’TEN BÜYÜK OLDUĞUNUN ANLAŞILMASI LAZIM”

Konuşmalarının yer aldığı ve yaptığı hizmetlerin anlatıldığı, İngilizce ve Arapçaya da çevrilen kitapların önümüzdeki yıldan itibaren okura da sunulacağını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Dünya 5’ten Büyüktür’ ve ‘Küresel İnsan Vizyonu’ başlığını taşıyanların Türkiye’ye gelen ülke liderlerine, bakanlara ve Türkiye’deki büyükelçilere hediye ettiğini aktardı.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama özellikle son dönemlerde ‘Dünya 5’ten Büyüktür’ adlı eserim, onu hemen hemen her gelene tabii dışarıdan, uluslararası bir marka konumunda olanlara onlardan hediye ediyorum, çünkü dünyanın 5’ten büyük olduğunun anlaşılması lazım” dedi. Katıldığı müzakerelerde, yaptığı görüşmelerde tuttuğu notların da özel kalemi tarafından tasnif edildiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aksi takdirde zaten konuşulanı sizin hafıza kaydına almanız da mümkün değil. Ama kayıtlı olduğu zaman, o çok daha farklı oluyor. Özel Kalemim de bunların tasnifini yapıyor ve bu şekilde bu çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.

“BİZİM İŞİMİZ TAMAMEN İSTİŞAREYE DAYALI OLARAK YÜRÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasette yalnız olduğunuzu düşünüyor musunuz?” şeklinde bir genç tarafından yöneltilen soruya cevaben şunları kaydetti: “Zaman zaman, tabii hanım kardeşimi tenzih ederim; yalnız adam rolünü oynadığımı falan söyleyenler oluyor. Bunları tabii hiç doğru bir yaklaşım olarak görmüyorum. Yani yalnız olan bir adam herhalde 82 milyon nüfusu olan bir Türkiye’yi böyle bir konuma getiremez. Bizim işimiz tamamen bir kolektif aklın, bir ortak dayanışmanın ve “Ve şavirhum fi`l-emr” hükmünün gereği olarak, yani ‘bütün işlerinizde istişare ediniz’ hükmü gereği istişareye dayalı olarak yürür. Ve benim istişarede konuya dayalı olarak ekiplerim vardır. Yani bu Kabine herhalde boşuna değil. Bu Kabine içerisindeki arkadaşlarımın hepsinin belli bir alanı var. Diyelim ki şu anda terörle ilgili bir karar mı vereceğim, bu konuda kimlerle görüşme yapmam gerektiği bellidir. Savunma alanında bir karar mı vereceğim, bu alanda kimlerle görüşme yapmam gerekir bunlar bellidir. Yani bunları bir kenara koymak mümkün değil ve sürekli olarak da bu istişare mekanizmasını kolektif akla dayalı olarak sürdürürüm ve bundan da taviz vermem asla mümkün değil.”

Programın sonunda, yaklaşan seçimlere değinerek, 31 Mart’ta Türkiye için bir beka sorununun hâlli kararının verileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimin tüm gençlik için, ülke ve millet için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

adminadmin