Genel
Giriş Tarihi : 20-11-2017 08:56   Güncelleme : 20-11-2017 08:56

Cumhurbaşkanı Erdoğan; FETÖ neyse DAEŞ O Dur

"2019’un bir kırılma noktası olduğunu ve artık her şeyin eskisi gibi olmayacağını kaydeden Erdoğan, “Daha değişik bir sürecin içerisine gireceğiz. Bu sürece darbeyi şu karşımdaki topluluk vuracak. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile bir reform gerçekleştireceğiz. Önümüzde 16 ayımız var. Bu süreyi iyi değerlendireceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan; FETÖ neyse DAEŞ O Dur

Geceyi, Rize’nin Güneysu İlçesi Merkez Mahallesi’ndeki evinde geçiren Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, saat 12.00 sıralarında evinden çıkarak Güneysu İlçe Futbol sahasına geldi. Kendisini bekleyenleri selamlayan Erdoğan, helikopterle Bayburt’a hareket etti.

Erdoğan’a, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı, Mahir Ünal, Çiğdem Karaaslan ve Ravza Kavakçı Kan eşlik etti. Erdoğan’ı Bayburt’ta, Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Bayburt Valisi Ali Hamza Pehlivan, Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş ile partililer karşıladı.

PANKARTLAR

AK Parti Bayburt İl Kongresi’nin gerçekleştirildiği Bayburt Spor Salonu ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Partililer üzerleri aranarak ve X- Ray cihazlarından geçirilerek salona alındı. Salonda ise partililer ‘Ulubatlı Hasanların yolunda yürüyen gençlik seninle', ‘Başımız Kop gibi dik, alnımız Çoruh gibi ak’ ve ‘Rekorların lideri, rekorların şehri Bayburt’a hoş geldin’ yazılı pankartlar astı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, salona girdiği sırada ‘Osmanlı torunu, Süleyman Soylu’ sloganları atıldı.

HAVAALANI MÜJDESİ VERDİ
Bayburt Spor Salonu önüne gelen ve kendisini dışarıda bekleyen kalabalığı selamlayan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yapacakları kongrenin 2019’da yerel ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik güçlü bir yenilenme olacağını söyledi. Bayburt ve Gümüşhanelilere havaalanı müjdesi veren Erdoğan, şöyle dedi:

"2020’ye kadar Gümüşhane ve Bayburt illerimize hizmet edecek Salyazı Mevkii'nde inşa edilecek havaalanını bitireceğiz. Bu havaalanımızla birlikte de artık Gümüşhane ve Bayburt’un uzun yol sıkıntısı aşılmış olacak. Salyazı’daki bu havaalanı inşallah uzun yolları kısa edecek. Baraj çalışmalarımız devam ediyor. Bunun yanında inşallah bir sözüm daha vardı.Gençlik ve Spor bakanımıza da talimatı verdim. Gümüşhane ve Bayburt’a spor salonlarımızın yapılması konusunda. Bayburt’ta ki spor salonunu yeterli bulmuyoruz. Yakışanı yapacağız.Gümüşhane’de aynı şekilde. Bu salonlarımız da 3-4 bin kişiyi rahat alacak salonlar olacak."

Bayburt’un siyasette hem referandumda 1 numara olduğunu ifade eden Erdoğan, “Bayburt bizi sevdi biz de Bayburt’u sevdik. İnşallah 2019 ‘da Bayburt bu kararlılığını yine gösterecek. Ben buna inanıyorum. Gerek Maliye Bakanımız gere milletvekillerimiz buradaki yatırımlarımızı da daha yakından takip edip inşallah Bayburt’umuzu havaalanı, kapalı spor salonu ve üniversitemizle hepsiyle birleştirip modern bir konuma taşıyacağız. Kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Hiçbir yeri boş bırakmayacağız. Köylere, beldelere varıncaya kadar dolaşacağız. Ben sizlerle gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, ardından kongrenin yapılacağı salona geçti.

'PAROLAMIZ DEĞİŞİM VE YENİLENMEDİR'

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bayburt Spor Salonu’nda gerçekleştirilen AK Parti Bayburt İl Kongresi’nde partililere hitap etti. Bayburtlular'ı selamlayarak sözlerine başlayan Erdoğan, kongrenin hayırlı olmasını diledi. 16 Nisan’la beraber Türkiye’nin istikrarsızlıkların tarihe kavuştuğu, gayrimeşru güç odaklarının artık hükmünü kaybettiği yepyeni bir döneme girdiğini ifade eden Erdoğan, şöyle dedi:

"İnşallah girilen bu yol önce bizi 2023 hedeflerimizde buluşturacak, ardından da 2053 ve 2071 vizyonuna taşıyacak. 2019 yılında yapılacak seçimler, Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesinin en kritik dönüm noktalarıdır. Türkiye 2019 kavşağını da geçtikten sonra inşallah çok daha güçlü ve hızlı bir şekilde hedeflerine ilerleyecektir. Bu anlayışla 2019 hazırlıklarına şimdiden başladık. Önümüzdeki sürecin parolası değişim ve yenilenmedir. Şimdi bunun adımlarını atıyoruz. Kim ne derse desin. Yere sağlam basarak yolumuza devam ediyoruz. Ak Parti’yi siyasi tarihteki gelmiş geçmiş diğer tüm partilerden ayıran değişime ve dönüşüme açık olmasıdır. Ülkemizde kuruluş felsefesinden ve ilkelerinden taviz vermeden sürekli güncellemeyi başarabilen yegane hareket AK Parti’dir. Biz kendimizi günün şartları ve geleceğin ihtiyaçlarına göre yenilemekten asla korkmadık, korkmayız. Hz. Mevlana’nın pergel misalinde olduğu gibi, bir ayağımızı kadim değerlerimize sabitliyoruz, diğeriyle de daha güzeli, daha yeninin peşinde koşuyoruz. Hem kendimizi, hem de partimizi yeniliyoruz.”

'ÖNEMLİ OLAN YANLIŞTA ISRAR ETMEMEK'

Türkiye’yi 2019’a taşıyacak kadroları oluşturduklarını ifade eden Erdoğan, siyasetin bir bayrak, millete hizmet etme yarışı olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz bu milletin efendisi değil, hizmetkarıyız. Bizi diğerlerinden ayıran budur. Ak Parti bir dava hareketidir. Şahsım dahil herkes bu kutlu davada sadece birer nefer konumdadır. Zaten nefer olmayı hazmedebiliyorsak, zafer yakındır. Makamlar gelip geçicidir. Milletimize ve canımızdan aziz bildiğimiz vatanımıza hizmet için makamlar birer araçtır, fırsattır. Kimsenin bu unvanları, makamları araç olmaktan çıkartıp, amaç haline getirmesine bizler rıza göstermeyiz. Bizler oturduğu koltuktan, sahip olduğu payelerden güç alan, hayata bu pencereden bakan insanlar olamayız. Hep birlikte dünya hayatının tıpkı bir ağacın gölgesinde dinlenmek kadar gibi kısa bir yolculuk olduğunu unutmadan, geride hoş bir seda bırakmak için çalışan insanlar olmanın mücadelesini veriyoruz, vermeliyiz. Sonunda gideceğimiz yer boyumuz kadar bir mezar. Servetler, makamlar bizimle gelmeyecek. Bu dünyada bıraktığınız eserlerle 'Bir Cumhurbaşkanımız, bir başbakanımız, bakanlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız vardı. Güzel hizmetler yaptılar, büyük mücadele verdiler, teröristlerle mücadele ettiler. Onları gömdüler. Allah onlardan razı olsun.' Bunun için sürekli nefsimizi hesaba çekmeli, eksik ve hatalarımızla yüzleşerek yolumuza devam etmeliyiz. Elbette eksiğimiz, hatamız, noksanımız olacaktır. Önemli olan yanlışlarda ısrar etmemek, kendimizi düzeltmektir.”

'AK PARTİ’YE DİL UZATMA HADSİZLİĞİNİ GÖSTERİYOR'

CHP’ye yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, “Koltuğa oturduğu günden beri girdiği tüm seçimleri kaybetmiş bir zat kendi başarısızlıklarının bedelini aklına getirmemiş olmamasına rağmen, AK Parti’ye dil uzatma hadsizliği gösteriyor; 'Şark kurnazı.' Biz onlara diyoruz ki siz dönün önce bir kendinize bakın. Bize laf edenler, ucundan kıyısından demokrat olsa, inanın zerre kadar içerlenmeyeceğiz. Ancak demokrasi karneleri, özgürlük anlayışları, hukuk algıları o kadar kötü ki, bunların pişkinliğini hayretle takip ediyoruz. Kimse kusura bakmasın. Artık bunların ikiyüzlülüğüne tahammül göstermeyeceğiz. Gazete köşelerini tutmuş, televizyon ekranlarına ipotek koymuş, kültür ve sanat dünyasını esir almış, bir avuç millet düşmanının ülkemizin ortak değerlerini sömürmesine sessiz kalmayacağız bunu böyle bilsinler. Bunların zihinleri öyle bulanmış ki, terör örgütünün prangasına çevirdikleri gazetelerinde şehitlerimize şehit demeye bile dilleri varmaz” ifadelerini kullandı.

'KURT GİTTİ YAZIYA, MEYDAN KALDI CINGILLI TAZIYA'

FETÖ terör örgütü ve Avrupa’ya yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bir taraftan FETÖ’nün söylemlerine borazanlık yapanlar, Avrupa kapılarını ağlama duvarına çevirirler, diğer taraftan da Cumhuriyetimize sahip çıkmaktan bahsederler. Bayburtluların dediği gibi ‘kurt gitti yazıya, meydan kaldı cıngıllı tazıya’ Bunların da sesleri sadece meydanı boş zannettiklerinde çıkıyor. Meydanı asla bunlara bırakmayacağız. Bu ruhu faşist, beslenme kaynağı komünist, söylemi popülist çevreye sesleniyorum. Türkiye’de, Cumhuriyetimizin ortak değerleri adına demokrasi, millet düşmanlığı, ezan, bayrak düşmanlığı yaptığınız günler artık sona ermiştir. Bunlara ihtiyacı olan mühimmatı sağlayan Pensilvanya'daki şarlatan gibi ihanet şebekelerinin devri kapanmıştır. Türkiye, ne 1400 yıllık medeniyet değerlerinden, ne 2000 yıllık devlet geleneğinden, ne de 94 yıllık cumhuriyet kazanımlarından asla geri adım atmayacaktır. 80 milyon vatandaşı ve 81 vilayetiyle ülkemiz bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak, hep birlikte Türkiye olarak yolculuğuna devam ediyor. Ne iplerini ellerinde tutan güçler, ne de onların üzerimize saldığı örgütler bizi yolumuzdan asla alıkoyamayacaktır. Sabreden kimse Allah’ın izniyle zafere ulaşır. Biz sabrettik zafere ulaştık. Şimdi de bunu kalıcı kılacağız. Bizim derdimiz başka diyorsanız, o da birilerinin bileceği iştir. Biz kendi yolumuzdan dönmeyeceğiz.”

'YAPILAN AÇIKLAMALARI OLUMLU BULUYORUM'

‘Tayyip Erdoğan ve AK Parti aradan çekilirse her şey düzelecektir’ diyenler olduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Halbuki köpürtülmeye çalışılan İslam karşıtlığı Türk düşmanlığının sebebi Türkiye’nin sıratı müstakim olmasıdır. Bu onları çıldırtıyor. Bizi devre dışı bırakmanın ülkemizin durduramayacaklarını bildikleri için şahsımızı hedef tahtasına oturtuyorlar. NATO tatbikatında hem Cumhuriyetimizin Kurucu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü hem de şahsımı hedef tahtasına yerleştirdiler bir skandala imza attılar. Bugüne kadar bize yapılan saldırıları gizleyemedikleri bir sevinçle karşılayanların işin içine Atatürk de dahil edilince meselenin gerçek yüzünün anlaşmış olduklarını ümit ediyorum. Bu çerçevede yapılan açıklamaları da olumlu buluyorum. Artık hepimizde çok iyi biliyoruz ki mesele şahıs meselesi, parti meselesi değildir. Hedef Türkiye’dir, Türk milletidir. Önümüzdeki dönemin çok daha çetin sınamalarla geçeceğini tahmin etmek zor değil. Ama hamdolsun biz her şeye hazırlıklıyız. Bugün ekonomiden, savunma sanayine, ticaretten diplomasiye kadar her alanda 15 yıl öncesi ile karşılaştırılamayacak bir Türkiye var. Şimdi kendi silahını yapan bir Türkiye var. Kendi tankını imal eden, terörle mücadelesini kendi İnsansız Hava Araçları ile sürdüren bir Türkiye var. Şimdi yerli otomobilini yapmaya hazırlanan bir Türkiye var.”

'İNŞALLAH 2019 SEÇİM KAMPANYASINA UÇAĞIMIZLA GELİRİZ'

Son 15 yılda hem Türkiye’nin hem de Bayburt’un nereden nereye geldiğini vatandaşların çok iyi bildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle dedi:

"15 yılda Bayburt’a bazı yatırımlar hariç yaptığımız net 3 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık. Bunlar yeterli değil. İnşallah bunları tarihi nitelikle bir proje ile taçlandırıyoruz. Bayburt ve Gümüşhane’ye hizmet verecek Salyazı Beldesi’nde yıllık 2 milyon yolcu kapasiteli bir havalimanı yapıyoruz. Benim yurt dışındaki kardeşlerim de Trabzon veya başka havaalanına değil, pisti büyük düşündük ve buraya rahatlıkla büyük boyutlu uçaklarda inecek. Benim yurt dışındaki Bayburtlu, Gümüşhaneli kardeşlerim havalimanına inecek. 285 milyon lira maliyetli olan havalimanı proje ve ihale hazırlıkları sürüyor. Ahmet bey işi hızlı tutacağız ve inşallah 2020 diye bana tarih verdiniz ben diyorum ki seçim öncesi bu bitecek. Yoğun çalışacağız. Bize yakışanı yapacağız. İnşallah 2019 seçim kampanyasına uçağımızla geliriz. Olur dimi? Olur. Şuanda 200 yataklı hastane inşaatı da başladı. Onu da seçime yetiştireceğiz. 450 gün sonra hastane açılışını yapacağız. Baraj çalışmalarımız devam ediyor. Sadece Bayburt’a değil ülkemizin tüm şehirlerinde benzer tarihi projeleri hayata geçiriyoruz. Bir taraftan bağımsızlığımıza sonuna kadar sahip çıkarken diğer taraftan yatırım hamlelerimizi devam ettiriyoruz.”

'ARTIK IMF’NİN KAPISINDA BORÇ DİLENEN BİR ÜLKE YOK'

Türkiye’nin artık IMF ile işi olmadığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

“Artık IMF’nin kapısında borç dilenen, belli bir uluslararası örgütlere sadece ileri karakolluk yapan Türkiye de yok. Bugünkü Türkiye’yi 1990’ların, 1980’lerin Türkiye’si ile karşılaştıranlar çok büyük yanılgı içinde olduklarını elbette anlayacaklardır. Türkiye bağımsızlığını birilerinin ihsanına borçlu sınırları cetvelle çizilmiş bir ülke değildir. Türkiye istiklalini kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklara borçlu bir ülke de değildir. Onlar geçti, tarih oldu tarih. Biz 1071 yılından itibaren vatanımız olan bu topraklarda başı dik ve özgür yaşamanın mücadelesini veriyoruz. Siz yanımızda oldukça biz endişe etmeyiz. İşte biz asırlardır mabetlerimizin göğsüne namahrem el değmesin diye canlarımızı feda ediyoruz. Biz vatanımızı imanla seviyor, cumhuriyetimize tutkuyla sahip çıkıyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı şuurla sürdüreceğiz.”

 

AK PARTİ, GÜMÜŞHANE İL KONGRESİNE KATILDI

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bayburt’taki programının ardından helikopterle Gümüşhane’ye geçti. Gümüşhane Üniversitesi önünde kendisini bekleyen öğrencilerle sohbet eden Erdoğan, hatıra fotoğrafı çektirdi.

Aydın Doğan Spor Salonu’na geçen Erdoğan ve beraberindekiler, partililer tarafından coşkuyla karşılandı. Salona ‘Büyük dönüşüm, kutlu gelecek’ ve Yiğidin bakışı, korkağın kılıcından keskindir’ yazılı pankartlar asıldı.

GÜMÜŞHANE TÜRKÜSÜNÜ SESLENDİRDİ

Seçimlerde alınan yüksek oy oranları için Gümüşhanelilere teşekkür eden Erdoğan, Gümüşhane türküsü olan ‘Dut dibine yaslanırlar, çişe vurur ıslanırlar, elma ile beslenirler Gümüşhane güzelleri’ dizelerini seslendirdi.

Dünya ve olimpiyat halter şampiyonu Naim Süleymanoğlu’na rahmet dileyen Erdoğan, nice Naim Süleymanoğlu yetişmesi dileklerinde bulundu.

'GÜMÜŞHANE SİYASET VE İŞ DÜNYASINDA ÖNEMLİ İSİMLER YETİŞTİRDİ'

Gümüşhane’nin nüfusunun az olmasına rağmen siyaset, iş, ilim, kültür ve sanatta oldukça önemli isimler yetiştiren önemli bir il olduğunu ifade eden Erdoğan, Gümüşhane’nin çok daha iyi yerlerde olmayı hak ettiğini söyledi. Gümüşhane’de devam eden yatırımları anlatan Erdoğan, ulaşıma köklü çözüm getirecek Zigana Tüneli’nin 2019 seçimi öncesi hizmete açmayı hedeflediklerini söyledi. Gümüşhane ve Bayburt’a hizmet verecek havalimanı müjdesini yineleyen Erdoğan, 1 ay içerisinde havalimanı ihalesinin yapılacağını ve 2019 seçimleri öncesi projenin tamamlanacağını ifade etti.

YEREL MİMARİ ÇAĞRISI

Nadide değerleri bünyesinde barındıran şehirlerin en büyük eksikliğinin imar meselesi olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle dedi:

“Görüyorum aslında ülkemizde pek çok şehrin sorunu olan imar çarpıklıklarının Gümüşhane’yi de pençesine almış olmasından üzüntü duyuyorum. Onun için belediye başkanımızdan rica ediyorum ihmalkar davranmayalım. Şehri saran çirkin yapılaşmayı bir an evvel önleyecek ve ortadan kaldıracak bir imar anlayışını derhal Gümüşhane’mize hakim kılmamız lazım. Yerel mimari ile bu işi özdeş hale getireceğiz. Gümüşhane’nin yerel mimarisi neyse onu yapacağız. Bundan taviz olamaz, olmamalı. Bakanlığımızdan belediyelerimize sorumluluk sahibi tüm kurumlarımızı bu konuda hareket etmeye davet ediyorum.”

'BAZI ÜLKELER DÜNYAYI KENDİ TAPULU MÜLKLERİ GİBİ GÖRÜYOR'

Türkiye’yi büyütmek, güçlendirmek, kalkındırmak, zenginleştirmek için çalışırken diğer yandan ülke ve milletin bekasına yönelik tehditlerle mücadele içinde olduklarını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Dünyanın düzeni belki her zaman sorunluydu ama şuanda çok daha çarpık bir işleyişle karşı karşıyayız. Bazı ülkeler tüm dünyayı kendi tapulu mülkleri gibi görüp istedikleri gibi kural koyma, kural çiğneme hakkına sahip olduklarını sanıyorlar. Tarihe şöyle bir baktığımızda nice kuralların, nice zalimlerin aynı hissiyatla hareket ederek hem kendilerinin hem de bölgelerinin mahvına sebep olduklarını görüyoruz. Bugün sırlarını henüz tam olarak keşfedemediğimiz nice parıltılı medeniyet öldürmekten ve yıkmaktan başka meziyet olmayan güçler tarafından ortadan kaldırılmıştır. İran, Irak, Suriye, Mısır, Kuzey Afrika’daki, Endülüs’de, Güney Asya’daki, Güney Amerika’daki medeniyetlerin yıkılışlarına bakarsanız hep benzer hikayeleri görürsünüz. Ama daha dikkat çekici olan kadim medeniyetleri yıkan güçlerin hiçbiri dünya tarihinde kalıcı olmamışlar ya kısa sürede yok olup gitmişler, ya da kendi kabuklarına çekilmişlerdir. Bugünde benzer bir hoyratlıkla karşı karşıyayız. İnsanların kadim dertlerinden arda kalan bir avuç miras yine hoyrat istilacı bir güç tarafından hedef alınmıştır. Ülkemizde bu hedeflerden biridir. Yaşadığımız dönem bize Mehmet Akif’in tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi tespitini kulaklarımıza küpe etmemizi gerektiriyor. Geçmişte yaşadıklarımızdan ibret alıyor ve geleceğimizi kendi arzu ettiğimiz istikamette biçimlendirmek için çalışıyoruz.”

'İNLERİNE İNLERİNE GİRECEĞİZ'

‘Bugün vatan uçurumun kenarındayken seyretmeyeceğiz ki yarın kendi evlatlarımız mezarlarını kazarken başlarında ağlamayalım’ ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:

“Masa başında ülkemiz ve bölgemiz ile ilgili yapılan hesapları, çizilen haritaları bir asır önce nasıl yırtıp attıysak bugün de Allah’ın yardımıyla aynı şekilde paçavraya çevireceğiz.  Türkiye’yi istedikleri gibi evirip çevirecekleri uydu devletleri ile karıştıranlar gerçekleri yavaş yavaş görmeye başladılar. Biliyoruz ki durmayacaklar. Bizde durmayacağız. Önce 2023 hedeflerimize ulaşacağız. Ardından 2053 ve 2071 vizyonlarımızı hayata geçireceğiz. Bugüne kadar milletimizi ‘Aman kimseyi ürkütmeyelim, başımıza bassalar bile herkesle iyi geçinelim. Bir yanağımıza tokat atıldığında karşılık vermek bir yana öte yanağımızı çevirelim’ dendi. Bu telkinler sebebiyle darbeler yapıldı. Sesimizi çıkarmadık. Ülkemizi, kriz ve faiz oyunları ile soyup soğana çevirdiler. Sesimizi çıkarmadık. Sanayimizi, ticaretimizi, teknolojik alt yapımızı, ihracatımızı ve istihdamımızı geliştirecek adımlar engellendi. Bunlarda yetmedi. Kendi vatanımızda parya muamelesi gördük, sesimizi çıkarmadık. Sandılar ki bu millet ‘Artık öldü, bitti’. Halbuki Türk milleti binlerce yıldır olduğu gibi bugün de dimdik ayaktadır. 15 Temmuz bunun en büyük ispatıdır. F-16’lar, helikopterler, tanklar, toplar bomba yağdırmıyor muydu? Ama benim genç yaşlı o kardeşlerim o F-16’ların yağdırdığı bombalardan kaçmadı, hepsi şahadete yürüdüler. Tankların altına kendilerin attılar, yılmadılar. Niye? Onlar bir şeye inanıyordular. Şahadet makamdır ve bunun üzerine yürüdüler. 16 saate o FETÖ denilen kahpenin arkasından gidenler hepsi kaçacak delik aradılar. Şimdi bir kısmı nerede cezaevinde.Bir kısmı yurt dışına kaçtılar. Bitti mi, bitmedi. İnlerine inlerine gireceğiz, kovalayacağız. PKK neyse bunlarda odur. İnşallah önümüzdeki dönemde ayakta olduğumuzun daha çok işaretleri görülecektir.”

 

'İSTESENİZ DE İSTEMESENİZ DE YAPACAĞIZ'

Türkiye'ye yönelik 2013 yılından itibaren gözle görülür, siyasi, diplomatik, ekonomik hatta askeri taarruz başladığını ifade eden Erdoğan şöyle konuştu:

"Başımıza gelenler birazda bundan geliyor. 'Haddinizi bilin. Ne demek yani ilk 10'a gireceksiniz. Biz size müsaade ettik mi?' işte bundan rahatsız oluyorlar. Türkiye kendi uçağını yapacak, SİHA'sını, İHA'sını yapacak. 'Yapamazsınız biz size vereceğiz' Yapacağız, yapacağız, isteseniz de istemeseniz de yapacağız. Yaptık ve yapıyoruz. Dikkat edin 2010 yılından sonra özelikle de 2013 yılından itibaren ülkemizde gözle görülür, bir siyasi bir diplomatik, ekonomik hatta askeri taarruz başlamıştır. Bizi 17-25 Aralık gibi sofistiki operasyonlarla, Gezi gibi toplumsal tahriklerle, Çukur eylemleri gibi bölücü provokasyonlarla, DAEŞ saldırıları gibi sinsi yöntemlerle durduramadıklarını görenler işi 15 Temmuz'a kadar vardırdılar. FETÖ davalarında da görüyoruz ki, bu yapı öyle bir kurgulamış ki, bu örgütün bizim insanlarımızın eseri olması mümkün değil. Tabanı ibadet, ortası ticaret tavanı ihanet. Böyle bir yapı. Tıp ki bir matruşka gibi açtığınız kapının ardından yeni bir kapı çıkıyor. Tıp ki bir labirent gibi girdiğiniz hiç bir yol sizi faillere götürmüyor. Bu karmaşık yapı bize FETÖ'nün gerçek amacını bize çok daha iyi anlatıyor."

'FETÖ NEYSE DAEŞ O DUR'

DAEŞ, PYD ve FETÖ gibi terör örgütlerinin aynı fabrikada üretildiğini kaydeden Erdoğan şunları söyledi:

"Burada bir kez daha ifade ediyorum. DAEŞ neyse PYD o dur. PYD neyse FETÖ o dur. FETÖ neyse DAEŞ o dur. Hepsi de aynı fabrikada üretilmiş sadece ambalajları ve etiketleri farklı. Her şey gün gibi ortadadır. Kimse kusura bakmasın Cumhuriyet döneminde defalarca yapılan bir hatayı biz bugün tekrarlamayacağız. Kendi ikbalimiz uğruna ülkemizin ve milletimizin geleceğini heba etmeyeceğiz. Tehditlere boyun eğip istiklalimiz ve istikbalimizi tehlikeye atmayacağız. Milletle ya adam gibi yaşayacağız ya da adam gibi mücadelemizi verip neticesine katlanacağız. Terörle mücadele ve sınır ötesi operasyonlarda 15 Temmuz'da verdiğimiz şehitlerimize, bu uğurda gazi olan kahramanlarımıza olan borcumuzu başka türlü ödeyemeyiz. AK Parti'nin millete olan sorumluluğu seçime kadar değil kıyamete kadardır. Bunun için her seçim bizim için bir imtihandır. Ülkemizin içinden geçtiği kritik dönemde 2019 seçimlerine çok daha fazla önem vermemizi gerektiriyor."

Kongrenin ardından Erdoğan Gümüşhane Valiliği ve Belediye Başkanlığı'nı ziyaret etti.

 

ERDOĞAN, EREN BÜLBÜL’ÜN AİLESİNİ ZİYARET ETTİ

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bayburt ve Gümüşhane programlarının ardından helikopterle geldiği Trabzon’un Maçka İlçesi'nde, geçen 11 Ağustos'ta PKK'lı teröristlerin erzak çaldığını ihbar eden ve girdikleri evi gösterirken teröristlerin açtığı ateşle kurşunların hedefi olarak şehit edilen 15 yaşındaki Eren Bülbül’ün ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan’ın yanı sıra, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’da eşlik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eren Bülbül’ün annesi Ayşe Bülbül ve ağabeyleri ile basına kapalı ziyarette görüştü.

“KİMSE BU ÜLKENİN BİLEĞİNİ BÜKEMEYECEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bülbül ailesini ziyareti sonrası Reşadiye Sokak üzerinde bulunan evin önünde toplanan kalabalığa hitap etti. Eren Bülbül ve aynı saldırıda şehit olan Jandarma Başçavuş Ferhat Gedik’e Allah’tan rahmet dileyerek sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu bölgenin şehit topraklarlı ve şehitlerin en yoğun olduğu yerler olduğunu söyledi. Erdoğan, “Bu şahadetler ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varlığımı aslanda hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ diyerek bu yolda yürüyoruz. Rabbim inşallah bize de bu makamı lütfetsin. Sizler bizi bu yola çıktığımızdan beri çok sevdiniz, hiç yalnız bırakmadınız. Bu yolda beraber yürüdüğümüz sürece de Allah’ın izniyle kimse bu ülkenin bileğini bükemeyecek. Hiç endişeniz olmasın. Şuradan şöyle bir ses gelmiş, acaba şu ülke ne der, acaba bu kuruluş ne der, hiç kafanızı bunlara takmayın. Şuna bakın. Allah ne der? Allah’tan başka galip yoktur. Hep galip olan odur. Ecdadımız bunun için yürümedi mi? Bunun için fetihler olmadı mı? İşte son 15 yıla damgamızı vurduk ve emin adımlarla ilerliyoruz. 780 bin kilometre karelik vatan topraklarını ilmik ilmik dokuyoruz. Yeniden bu vatanı inşa ediyoruz” dedi.

“DAMADA SÖYLEYECEĞİZ BU İŞİ BİTİRMELİ”

Kalabalık arasında bir kişinin ilçelerinde doğalgaz olmadığını hatırlatması üzerine Erdoğan “Damada söyleyeceğiz bu işi biran önce bitirmesi lazım” yanıtını verdi.

2019’un bir kırılma noktası olduğunu ve artık her şeyin eskisi gibi olmayacağını kaydeden Erdoğan, “Daha değişik bir sürecin içerisine gireceğiz. Bu sürece darbeyi şu karşımdaki topluluk vuracak. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile bir reform gerçekleştireceğiz. Önümüzde 16 ayımız var. Bu süreyi iyi değerlendireceğiz” diye konuştu.

Şehit Eren Bülbül için slogan atılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan “Eren bizim kalbimizde. Tüm şehitler bizim kalbimizde. Şehitlerimizle beraber yaşıyoruz, yaşayacağız” ifadelerini kullandı.   

Partisinin emeğin partisi olduğunu ifade eden Erdoğan, "Kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Her eve bu Ak Parti'nin icraatlarını anlatmaya var mıyız?  Biz emeğin, beraberliğin, kardeşliğin partisiyiz. Ayrılığın gayrılığın değil. Onun için de diyoruz. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" diye konuştu.

"KUYMAĞI BİRAZ FAZLA YİYİN"

Rabia işareti yaparak kalabalığın kendisine eşlik etmesini isteyen Erdoğan vatandaşlardan sesin az çıkması üzerine "Olamadı olmadı ya hu, bu size yakışmadı. Kuymağı biraz daha fazla yiyin" esprisi, gülüşmelere neden oldu.

Erdoğan daha sonra Ankara'ya gitmek üzere Maçka ilçesinden ayrılarak Trabzon Havalimanı'na hareket etti.

 

Recep YAZGANRecep YAZGAN