Gündem
Giriş Tarihi : 26-12-2016 09:26   Güncelleme : 26-12-2016 09:26

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Suriye'de Bir Devlet Kurulmasına Müsaade Etmeyeceğiz

​SGK Maltepe Şehit Erol Olçok Kampüsü'nün açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki son gelişmeler hakkında “Önce Cerablus'a, ardından El Rai'ye girdik ve Özgür Suriye Ordusu ile yola devam ettik.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Suriye'de Bir Devlet Kurulmasına Müsaade Etmeyeceğiz

Şimdi birileri çıkıyor televizyonlarda utanmadan, sıkılmadan 'Özgür Suriye Ordusu terör örgütüdür' diyor. Bunları anlamak mümkün değil. Terörden arındırılmış bir güvenli bölge ilan edeceğiz Kuzey Suriye'de. Biz, Kuzey Suriye'de yeniden bir devlet kurulmasına müsaade etmeyeceğiz, bu böyle biline” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yapımı tamamlanan SGK Maltepe Şehit Erol Olçok Kampüsü'nün açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın çalışma arkadaşlarından biri olan ve 15 Temmuz darbe girişiminde 16 yaşındaki oğlu Abdullah Tayyip ile birlikte şehit olan Erol Olçok’un adının verildiği kampüsün açılış töreninde; Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak,Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, bazı milletvekilleri, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, şehit Erol Olçok’un ailesi ve yakınları ile davetliler hazır bulundu. Vatandaşların da yoğun katılım sağladığı açılış töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.

“KAMPÜSE EROL OLÇOK’UN ADININ VERİLMESİ, 15 TEMMUZ ŞEHİTLERİNE GÖSTERİLEN BİR VEFADIR”

Yaklaşık 1 milyon 350 bin nüfusa hizmet verecek olan ve 36 milyon lira yatırım bedeliyle inşa edilen kampüse şehit Erol Olçok’un adının verilmiş olmasını, 15 Temmuz şehitlerine gösterilen bir vefa ve bir kadirşinaslık örneği olarak gördüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz şehitlerinin her birinin kalbinde müstesna bir yere sahip olduğunu söyledi ve şunları ekledi: “Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip şehadetleri çok yakından tanıdığım insanlar olmaları hasebiyle beni ve ailemi ayrıca etkilemiş, üzmüştür. Bir taraftan sevindirmiştir. Ailemde Allah bize de böyle şehadet nasip etsin diyenler olmuştur. Zira şehadeti, onun inceliğini anlayanlar öyle şehadet anı görürler ki acaba Rabbim bize böyle bir şehadet de nasip edecek mi diye hayıflanırlar. Rabbim bize bunu nasip etsin. Cenaze namazlarına bizzat katıldığım bu kardeşlerime tüm şehitlerimizle birlikte Allah’tan rahmet diliyorum.”

Şehit Erol Olçok’un, çok uzun yıllar birlikte çalıştığı, Türkiye’nin kendi alanında en üretken kişilerinden biri olduğuna inandığı, hayatını fırtınalı yaşayan, fıtratı itibariyle yerinde duramayan bir arkadaşı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vefatı da hayatı gibi sıra dışı oldu. Darbe gecesi tankların önüne ilk çıkan grupta yer alan, çevresindekilerin anlattıklarına göre darbecilerin yakasına yapışıp o her zamanki kararlı tutumuyla hesap soran bu arkadaşımız maalesef açılan ateşte ilk şehit olanlar arasında yer almıştır, ama kalleşçe, o ateşi bile kalleşçe yaptılar” şeklinde konuştu.

“BUGÜN, DÜNYANIN ÜÇTE İKİSİNDE HÂLÂ İDAM VAR”

Kendisini dinleyen vatandaşların, 15 Temmuz darbe girişiminde bulunan teröristeler için ‘idam isteriz’ şeklindeki sloganları üzerine, milletin bu isteğini TBMM’nin gündemine alması gerektiğini, kararın TBMM’den çıkıp kendine geldiğinde kararı onaylayacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şu değerlendirmelerde bulundu: “Çünkü bu konu devletin inisiyatifinde olan bir konu değildir. Zira devlet katili af yetkisine bana göre sahip değildir. Kimin af yetkisi? Onun varislerinindir, onun evlatlarının, eşinindir, başka kimsede böyle bir yetki, böyle bir hak yok. George’un böyle bir hakkı yok, Hans’ın böyle bir hakkı yok. Bazıları diyor ki ‘efendim, işte şurada şöyle olur, burada böyle olur’; onlar kendi işine baksın. Bugün dünyanın üçte ikisinde hâlâ idam var. Onlar yapınca oluyor da, neymiş? Avrupa Birliği’nde idam yok. Olmayabilir. Avrupa Birliği’nde her olan veya bizde olmayıp da onlarda olan, bizde olup da onlarda olmayan, bunların hepsini aynı şekilde eşitlemek diye bir anlayış olabilir mi? Nitekim de olmuyor.”

“BİZE DÜŞEN, ŞEHİTLERİMİZİN AZİZ HATIRALARINI YAŞATMAK”

15 Temmuz gecesinde oğlu ile birlikte şehadet mertebesine Erol Olçok’un açtığı yoldan giden yüzbinlerce, milyonlarca vatandaşın, Türkiye için o geceyi zifiri karanlıktan umut dolu bir aydınlığa dönüştürdüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, bize düşen nedir? Şehitlerimizin aziz hatıralarını yaşatmaktır, buna var mıyız? Burada dimdik durmalıyız. Bugün burada açılışını yaptığımız tesis de vereceği hizmetlerin yanı sıra, ismiyle müsemma böyle hayırlı bir işe vesile olacaktır. İnşasının her aşamasında ve isminin belirlenmesinde emeği geçenleri başta bakanım olmak üzere huzurlarınızda tebrik ediyorum, kutluyorum” diye konuştu.

“SİYASETÇİLERİ DARAĞAÇLARIYLA TEHDİT EDENLER, 15 TEMMUZ GECESİ MİLLÎ İRADE DUVARINA ÇARPTI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘bir musibet bin nasihatten evladır’ sözünü anarak, 15 Temmuz musibetinin millet ve devlet olarak herkese önemli dersler verdiğini ifade etti ve “Her şeyden önce tarihimizin en büyük ayıplarından biri olan darbelerin artık öyle eskisi gibi kolayca yapılamayacağını, milletin mutlaka hesaba katılması gerektiğini 15 Temmuz vakası herkese göstermiştir. Artık 1960 yok, rahmetli Menderes’i ipe çektiler, ama kimse sokağa çıkmadı. Ama şimdi öyle bir durum yok. 3-5 kurşun çıkınca, 3-5 bomba atınca, üzerine tankları sürünce, tepesinden uçakları, helikopterleri geçirince, bu milletin kaçacağını, meydanı kendilerine bırakacağını sanan o Fetoşlar durumun öyle olmadığını o gece net bir şekilde anladılar” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütleri üzerinden Türkiye’ye istikamet vermek peşinde olanların, bu işin sandıkları kadar ucuz olmadığını gördüklerini, siyasetçileri darağaçlarıyla tehdit ederek, merhum Adnan Menderes’te olduğu gibi infaz ederek kendi vesayetlerini ve gizli iktidarlarını sürdürmek isteyenlerin 15 Temmuz gecesi millî irade duvarına çarptığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, “FETÖ’den PKK’ya, DEAŞ’tan DHKP-C’ye kadar yelpazenin her köşesinden terör örgütlerini biraraya getirmeyi başaranlar Türk milletinin cesareti ve dirayeti karşısında hezimete uğradılar. Türkiye direndikçe saldırıların şiddeti arttı, ahlak seviyeleri düştü. Artık sokaklarda, caddelerde rastgele bomba patlatacak ve bu çaresiz insanlar kadar aynen terör örgütleri de attıkları her adımda kendi sonlarına biraz daha yaklaştıklarını gördüler” dedi.

“KUZEY SURİYE’DE, TERÖRDEN ARINDIRILMIŞ GÜVENLİ BÖLGE OLUŞTURMALIYIZ”

“Şehitlerimizin her biri bizim bu toprakları vatanımız kılan tapularımızdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu toprakları şehitlerimizle, gazilerimizle, yurt içinde ve yurt dışında mücadele veren kahramanlarımızla her gün yeniden vatanlaştırıyoruz. Türkiye’nin El Bab’da ne işi olduğunu, orada bu kayıpları niçin verdiğimizi soranlar hâlâ meselenin ne olduğunu anlayamamışlardır. Bu gafillere bir kez daha hatırlatıyorum; Kilis’te, Gaziantep’te 56 kardeşim şehit olduğu zaman, siz demiyor muydunuz, ‘nerede devlet, nerede hükümet’ diye? Bunu siz demediniz mi? Kilis’te olduğu zaman ‘devlet nerede’ demediniz mi? Hatta bazıları utanmadan-sıkılmadan Gaziantep’e gidip ‘bunlar bizim partimizin üyeleridir’ diyecek kadar da ileri gittiler, hâlbuki hiç onlarla alakası da yoktu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hazırlıklarımız vardı. Önce Cerablus'a, ardından El Rai'ye girdik ve Özgür Suriye Ordusu ile yola devam ettik. Şimdi birileri çıkıyor televizyonlarda utanmadan sıkılmadan ‘Özgür Suriye Ordusu terör örgütüdür’ diyor. Bunları anlamak mümkün değil. Özgür Suriye Ordusu, Suriye’nin içerisindeki ılımlı muhaliflerin ta kendisidir. Terör örgütüyle alakası yoktur, tam bir direniş hareketidir ve topraklarını kurtarmanın mücadelesini vermektedir. Ve eğit-donat kapsamında onları biz eğittik, bu kadar açık konuşuyorum. Ve beraber yürüttüğümüz bu mücadelede hatırlayın hep ne dedim? Dedim ki ‘terörden arındırılmış bir güvenli bölge yapmamız lazım’ bunu Rusya’ya söyledim, bunu Amerika’ya söyledim, bunu İranlılara söyledim, hepsine söyledim. Televizyonlarda konuşanlar ne konuşuyor? Bunlar demek bizim konuştuklarımızı hiç duymuyorlar. ‘Kulağı var duymaz’ diyor ya Rabbimiz, bunların kulağı var duymaz, gözü var görmez, dili var Hakk’ı söylemez, çünkü kalpleri mühürlü. Biz ne diyoruz kardeşim, dinle. Bak diyoruz ki ‘Biz terörden arındırılmış bir güvenli bölge ilan edeceğiz Kuzey Suriye’de. ’Biz Kuzey Suriye’de yeniden bir devlet kurulmasına müsaade etmeyeceğiz, bu böyle biline. Kimse gelip de oradan Kilis’i, Gaziantep’i, Şanlıurfa’yı artık tehdit edemez. Bu tehditlerden arındırılmış bir bölge. Üçüncüsü neydi, hatırlayın; uçuşa yasak bölge. Şimdi 20 Ocak’tan sonra Amerika’da yeni yönetim işbaşı yapıyor, onlarla da konuşacağız, oturacağız ve bölgenin değerlendirmesini yapacağız.”

“TÜRKİYE KÜRESEL BİR GÜÇTÜR”

Halep’ten 45 bin kişiyi kurtarıp İdlib’egetirerek orada onların yeme içme, giyinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını sağladıklarını, gerekirse Türkiye topraklarına getirilebileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam telefonla görüştüğü Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin’in kedisine teşekkür ettiğini ve ‘Burada bu insanların kurtuluşunda sizin de kararlılığınız olmasaydı, el-ele vermeseydik bu süreci hakikaten bu şekilde bitiremezdik’ dediğini aktardı.

Sırada Münbiç’in olduğunu, ABD ile yeni dönemde el ele verildiği takdirde Rakka’ya sıra geleceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarında, “Dünyadan bize ne diyenlere sesleniyorum; biz bu dünyada yaşıyoruz. Türkiye küresel bir güçtür, bunu bileceksin. Bize bu soruyu soranlara diyorum ki, sizin bu Parlamentoda ne işiniz var. Bu Parlamentoda yer alanın eğer bir dünyaya bakışı yoksa bir siyaset bilimiyle ilgili nasibi yoksa orada durmasına gerek yok, geldiğin yere dön, olması gereken bu. Biz milletimizin ve devletimizin bekası meselesini konuşuyoruz, onun adımını atıyoruz. Şurada bir haftadır neredeyse Genelkurmay Başkanımız bölgede, ne yapıyor? Bütün harekâtı yürütüyor. Ankara’da mı otursun, senin Parlamentoda oturduğun gibi? İşimiz var işimiz, yapacağımız çok iş var” görüşlerine yer verdi.

“BUGÜN SURİYE’DE GÜÇLÜ DEVLET OLDUĞUMUZ İÇİN VARIZ”

Türkiye’nin Suriye’de oradaki kardeşleriyle birlikte kendi istiklalinin mücadelesini verdiğini ve vermeye devam ettiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Şimdi El-Bab’dayız ve El-Bab dört bir yanından kuşatılmış vaziyette. İnşallah orada da işimiz bitti bitiyor ve oraya asıl sahipleri gelip yerleşecek. Yarın, dedim ya, Münbiç, Rakka. Nerede bir zulüm varsa, zulmün olduğu yerde biz varız. Ya bizim dedelerimiz Hint Yarımadası’na gitmedi mi? Hint Yarımadası’na bizim ecdadımız keyfinden dolayı, zevkinden dolayı mı gitti? Bugün onbinlerce kilometreden buraya gelenler niye geliyor? Bu soruları sorun kendinize. Eğer bugün biz Suriye’de varsak, güçlü devlet olduğumuz için varız ve olacağız. Dilleri zehir kusan, yürekleri kin bağlamış bu tiplere diyoruz ki; gölge etmeyin başka ihsan istemez. Milletimiz emin olsun ki bugün yaptığımız fedakârlıkların karşılığını yarın sadece vatanımızı korumakla değil bununla birlikte çok daha büyük hedeflere ulaşacak güce, kuvvete kavuşarak inşallah alacağız. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım. Gerisi inanın bana çok kolay.”

Açılı yapılan SGK Kampüsünün, İstanbul’un Anadolu yakasındaki Kartal Adliyesinden sonra en büyük kamu hizmet binası olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece bugünün değil geleceğin de ihtiyaçlarını gözeterek inşa edildiğini ve sosyal güvenlik alanında gelinen yeri gösteren bir sembol olduğunu söyledi.

“2023 TÜRKİYE’Sİ, SOSYAL GÜVENLİKTE DE ZİRVEYE ULAŞTIĞIMIZ BİR DÖNEM OLACAK”

Bir zamanlar sosyal refah ve sosyal güvenlik konusunda İskandinav ülkelerinin örnek gösterildiğine; ancak bugün bu alanda ABD’de bile Türkiye modelinin konuşulduğuna ve bu modelin örnek alındığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’den başka, vatandaşlarının istisnasız tamamının genel sağlık sigortası kapsamı içinde olduğu bir başka ülke yoktur. Gelişmiş ülkelerde Avrupa’da dahi mutlaka sistemin dışında kalan sorun yaşayan kesimler oluyor. Bugün sağlık hizmetlerine ulaşmada ve hizmet sunum maliyetinin düşüklüğünde dünyada ilk sıralarda yer alıyoruz. Biliyorsunuz Amerika Birleşik Devletleri bizdekinin çok daha küçük bir modeli olan sağlık reformunu gerçekleştirmeye çalıştı, başarılı olamadı. Oysa biz geçtiğimiz 14 yılda sağlıkla birlikte sosyal güvenliğin tüm alanlarında, üstelik de tüm tarafların uzlaşmasıyla çok büyük reformları hayata geçirmiş bir ülkeyiz. Geçmişte yapılan hataların maliyetlerini hâlâ biz ödüyoruz. Buna rağmen sistemi sürdürülebilir bir dengeye oturtmayı başardık. İmkânı olanın kendi primini ödediği, olmayanın yükünü devletin üstlendiği bu sistemi daha da geliştirmek için çalışmalara devam ediyoruz. İnşallah 2023 Türkiye’si, diğer alanlarla birlikte sosyal güvenlikte de zirveye ulaştığımız bir dönem olacaktır.”

Sözlerini, açılışı yapılan kampüsün hayırlı olmasını dileyerek ve hizmetin kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür ederek tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından törene katılan bakanlarla birlikte SGK Maltepe Şehit Erol Olçok Kampüsü'nün açılış kurdelesini kesti.

Recep YAZGANRecep YAZGAN