Siyaset
Giriş Tarihi : 16-12-2016 10:04   Güncelleme : 16-12-2016 10:04

Cumhurbaşkanı Erdoğan,Türkiye Olarak Kabul Etmemiz Mümkün Değil

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor ile ortak basın açıklaması düzenledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan,Türkiye Olarak Kabul Etmemiz Mümkün Değil

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor ile ortak basın açıklaması yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pahor'dan; dost, müttefik ve stratejik ortak Slovenya'nın Cumhurbaşkanı olarak bahsederek iki ülke ilişkilerinin ekonomik ve siyasi boyutunun daha da güçlendirilmesi konusunda mutabık kaldıklarını belirtti. Erdoğan, "Benim ve Sayın Pahor'un başbakanlık döneminde, 2011 yılında imzalanan stratejik ortaklık belgesi ikili ilişkilerimizin bir dönüm noktası olmuştur. Karşılıklı üst düzey ziyaretlerin, stratejik ortaklığımızın kuvveden fiile geçirilmesinde önemli katkıları olduğuna da inanıyorum" dedi.


Pahor ile Avrupa Birliği konusunu konuştuklarını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

"13 Aralık'ta Avrupa Birliği Genel İşler Konseyi'nde bir üye ülkenin vizyonsuz tutumuna rağmen diğer ülkeler sağduyulu davrandı. Avrupa Birliği sürecimize destek veren Slovenya'ya bu çabalarından dolayı bir kez daha teşekkür ederim. Ancak metindeki, 'İçinde bulunduğumuz koşullar altında yeni fasılların açılmasının öngörülmediği' ifadesini Türkiye olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Bahsedilen koşullar Avrupa Birliği'nin neden olduğu suni ve siyasi engellerdir. Bu arada 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunan kesimlere karşı yasal çerçevelerde attığımız adımları halen şüpheyle karşılayan yorumları da elbette tasvip etmiyoruz. Zira bu tür yorumlar objektif olmadığı gibi adil de değildir"

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Köklü Türkiye-AB ilişkilerinin bazı AB ülkelerindeki dar bakışlı ve popülist siyasi yönelimlerden etkilenmemesini ümit ediyoruz. Türkiye'ye tamamen taraflı bir şekilde durmadan eleştiri yönelten bazı Avrupalı siyasilere öncelikle kendilerine, kendi ülkelerine bakmalarını tavsiye ediyorum. Avrupa Birliği müktesebatı çerçevesi içerisinde eğer bu değerlendirilirse ne kadar yanlış bir noktada olduğunu açık, net göreceklerdir. Maç yapıyoruz, maçın esnasında bakıyorsunuz penaltının kuralları değişiyor. Niye? Çünkü rakip Türkiye. Bunu biz 53 yıldır yaşadık ve bugün hala ne yazık ki bunu yaşıyoruz. Artık buna tahammül etmek mümkün değil. Avrupa'da özellikle bazı kesimlerde insanların dış görünüşleri, dinleri, etnik ve kimlikleri dolayısıyla ötekileştirilmeleri ırkçılığın, yabancı düşmanlığının artışı bizler için de ciddi bir endişe kaynağıdır"

"TÜRKİYE, HENÜZ AVRUPA BİRLİĞİ ÜYESİ OLMASA DA AVRUPA'NIN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR"

"Türkiye, henüz Avrupa Birliği üyesi olmasa da Avrupa'nın ayrılmaz bir parçasıdır" diyen Erdoğan, "Şu anda mülteci sorunu var. Buna göğsünü geren Türkiye var ve yaptığımız harcamalar belli. Fakat Avrupa Birliğinin bize verdiği sözler oldu. Ne yazık ki Avrupa Birliği bize verdiği sözleri yerine getirmedi. 1 Temmuz itibarıyla 3 milyar Avro Türkiye'ye verecekti, şu ana kadar gelen para 667 milyon dolar veya avro. Aynı şekilde ikinci bir taksit yine 3 milyar avro olacaktı, ondan zaten hiçbir ses yok. Vize konusu vardı. Vize konusunda da en sonunda bu yıl sonuna kadar dediler. Şu anki gelişmelere baktığımız zaman vize sorununun çözülmesi mümkün değil" şeklinde konuştu.

Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Bazı Avrupa ülkelerinde terör örgütü elebaşlarının rahatça dolaşabilmelerinin Avrupa Birliği müktesebatının hangi maddesine acaba yerleştiriyorsunuz? Türkiye'den kaçıp giden teröristler Avrupa Birliği üyesi ülkelerinde dolaşıyor, rahat rahat dolaşıyor. Hatta tüm Avrupa Birliği üyesi ülkelerden bunların topladığı haraç 26 milyon avrodur. Sadece 13 milyon avro Almanya'dan toplamışlardır. Bunları söylediğimiz zaman rahatsız oluyorlar, rahatsız olmayacaksınız. Bu yanlışları düzelteceksiniz"

"SURİYE'DE BİR ÇÖZÜM İSTENİYORSA HALEP'TEKİ DURUMUN KONTROL ALTINA ALINMASI ŞARTTIR"

Pahor ile Suriye konusunu da konuştuklarını belirten Erdoğan, şunları ifade etti:

"21. yüzyılda böylesi bir trajedinin yaşanıyor olması insanlık adına utanç vericidir. Suriye'de bir çözüm isteniyorsa Halep'teki durumun kontrol altına alınması şarttır. Halep'te ateşkes ve tahliye sürecinde öncelikle Sayın Putin ile art arda birçok görüşme yaptım. Bu görüşmelerle birlikte Dışişleri Bakanımızı ve Sayın Putin'de kendi Dışişleri Bakanını talimatlandırmak suretiyle bu süreci beraber takip ettiler. BM yeni Genel Sekreteri ile de bir görüşme yaptım. Kendilerinden destek istedim. MİT ve Dışişleri Bakanımız bu noktada yoğun görüşme yaptılar, gerek Rusya ile gerek İran ile gerekse bölgedeki etkili unsurlar ile görüşmeleri yaptılar. Gelen yaralılar ve siviller için İdlib'de ve Türkiye'de AFAD ve Kızılay çeşitli tedbirler aldı. Bu arada Sayın Merkel ile görüştüm. Neler yapabiliriz bunları konuştuk. Kendileri de insani yardım noktasında 'her türlü desteğe hazırız' dediler, temenni ederim ki bu yardım gelir. Sayın Obama ile uzunca bir görüşmemiz oldu. Sadece Suriye değil, Irak'taki gelişmeleri de ele aldık. Çünkü bölgede sadece Suriye yok, aynı zamanda Irak var. Irak'ta da Telafer ve Sincar'da istenmeyen bir durum olması halinde buradaki sorumluluğumuzun nedenli önemli olduğunu kendilerine ifade ettim. Kendileri 'biz nasıl yardımcı olabiliriz?' dediler. Bende nasıl yardımcı olabileceklerini ifade ettim. Bu saat itibariyle bin 150 sivil ve yaralı tahliye edilerek İdlib'e gelmiş bulunuyor. Ateşkes ve tahliye sürecini yakından takip ediyoruz, edeceğiz. Oradaki sayı bu kadar küçük değil, sayı çok büyük. Bundan sonraki süreçte tekrar bir kesintiye uğramamasını temenni ediyorum ve Doğu Halep'teki insanlar otobüslerle İdlib'e, ve biz buna karşı alternatif olarak başka hazırlıklarımızı yaptık ve yapıyoruz"

adminadmin