Güncel
Giriş Tarihi : 04-10-2013 10:03   Güncelleme : 04-10-2013 10:03

CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLMA KARARIM YOK

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisinin cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin, "Partim bu noktada hangi görevi bana yıkarsa, hangi görevi benden isterse ben onu yapmanın gayreti içerisinde olurum" dedi.

CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLMA KARARIM YOK
 Erdoğan, A Haber ve ATV televizyonlarının ortak canlı yayınına katılarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
 
Cumhurbaşkanlığı seçiminin yaklaştığının hatırlatılması üzerine Erdoğan, buna ilişkin sürecin ağustos ayında tamamlanacağını söyledi.
 
"Siz cumhurbaşkanı olacaksınız. Sayın Abdullah Gül görevi size devredecek. Şu anda görülen o" denilmesi üzerine başbakan Erdoğan, "Bu sizin temenniniz" karşılığını verdi.
 
Gül'ün TBMM'nin yeni yasama yılı açılış konuşmasında siyasete devam edeceği sinyali verdiğinin ifade edilmesi ve "Bu mümkün mü?" diye sorulması üzerine ise Erdoğan, "Biz kendi aramızda bu tür şeyleri henüz daha oturup konuşmadık. Vakti, saati geldiğinde zaten partimizin yetkili kurulları da bizler de kendi aramızda bunları konuşma imkanımız olabilir. Olacak mıyız, olmayacak mıyız? Kimin olması ülkemiz için çok daha isabetli olur?" diye konuştu.
 
"Hiçbir zaman isteyen olmadım"
 
Erdoğan, "Sizin cumhurbaşkanı olmak konusunda kesin kararınız yok mu" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
 
"Hayır. Böyle bir kararım şu anda kesin olarak yok. Kesin olarak zaten böyle bir kararım şu anda olsa bunu açıklama noktasına giderim. Bizim bir sistemimiz var. Bu sistem istişareye dayalıdır. Bu istişarenin en önemli ayağı da partimdir. Partim bu noktada hangi görevi bana yıkarsa, hangi görevi benden isterse ben onu yapmanın gayreti içerisinde olurum. Siyasi noktadaki terbiyem de 40 yıldır hep böyle geldi. Çünkü bütün basamakları tırmanarak geldim. Gençlik kollarından genel merkezlere varıncaya kadar hep öyle geldim. Ve hiçbir zaman isteyen olmadım. Çünkü talep bizde hep yanlış algılanmıştır. Hep biz bu noktada görevlendirme noktasında olduk."
 
"Partimin içinde bir bölünmenin olmasına asla fırsat vermek istemeyiz"
 
Parti teşkilatının istediğinin her zaman öncelikli olduğunu vurgulayan Erdoğan, cumhurbaşkanı adaylığı konusunda da partinin tercihi yönünde adım atacaklarını söyledi. "Partimin içinde bir bölünmenin olmasına asla fırsat vermek istemeyiz" diyen Erdoğan, parti kimin aday olmasını isterse ona tabi olacaklarını vurguladı.
 
"Partinin bölünmesi endişesinin merkezinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yol ayrımı olabilir mi? Çünkü bunun spekülasyonu yapılıyor" denilmesi üzerine ise Erdoğan, şunları söyledi:
 
"Aramızda yol ayrımına fırsat verecek bir kararın olmayacağına inanıyorum. Bunun aramızda da gerekirse gerekli istişaresini, müzakeresini yaparız. Ona göre de adımı atarız. Çünkü şu anda partinin genel başkanıyım. benim içim partim ne kadar önemliyse Sayın Cumhurbaşkanımızın bulunduğu makam gereği tabii ki tarafsızlığı ilkedir ama partimizin kurucuları arasında kendisi de vardır. İnanıyorum ki AK Parti onun için de o denli önemlidir. Dolayısıyla böyle bir sıkıntının yaşanacağına ben ihtimal vermiyorum."   
 
Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül'ün kendisinin alternatifi olması gerektiğini savunun bazı kesimlerin ortaya çıktığının ifade edilmesi üzerine ise bu yaklaşım her zaman olabileceğini ancak bunlara kulak asmalarının söz konusu olmadığını söyledi.
 
Cumhurbaşkanı Gül'ün, Gezi Parkı olaylarının başlangıcına ilişkin yorumu ile gençlerin demokratik taleplerine atıfta bulunduğu sözlerinin hatırlatıldığı Erdoğan, gençlerin demokratik talepleri noktasında kendilerinin de Cumhurbaşkanı Gül'den farklı düşünmelerinin söz konusu olmadığını vurguladı. AK Parti'nin Türkiye'nin en büyük gençlik teşkilatına sahip olduğunu, 1 milyon genç üyelerinin bulunduğunu ifade eden Erdoğan, çevre duyarlılığı konusunda da şahsının ve AK Parti'nin ülkeye kazandırdıklarını bugüne kadar hiçbir siyasi partinin kazandıramadığını söyledi.
 
"İtirazımız vandallığa"
 
Gezi Parkı odaklı olaylarda, itirazlarının çevre duyarlılığına değil, yapılan vandallığa olduğuna işaret eden Erdoğan, "Oradaki gelen ilk grup, hadi diyelim ki bu ağaçlar sebebiyle geldiler, ben onları samimi genç kardeşlerim olarak kabul ediyorum. Ama ondan sonraki süreç bir kullanılma sürecidir. O kullanılma sürecidir, aslolan, tehlikeli olan. Ve oraya daha sonra kimler girdi? Tamamen illegal örgütler girdi. İşte o illegal örgütlerin, yakıp, yıkması vandallığı her halde bunlar da takdir edilemez" diye konuştu.
 
Süreçte grup temsilcileriyle görüşmeler yaptığını, mahkeme kararını bekleme ve gerekirse kamuoyu yoklaması yapma kararı aldıklarını ancak olayların sürdüğünü anlatan Erdoğan, amaçlarının ise İstanbul'a yakışır bir meydan kazandırmak ve şehir müzesi kurmak olduğunu vurguladı. Birilerinin bu çabaları karalamaya çalıştığını ancak milletçe buna fırsat verilmemesi gerektiğini belirten Erdoğan, aklıselim sahibi herkesin yapılan eserleri görmesi gerektiğini kaydetti.
 
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden bu yana AKM'nin Türkiye'ye yakışır bir opera binası, kültür alanı olmasını arzu ettiğini aktaran Erdoğan, bu projelere karşı çıkmanın kimseye yakışmadığını söyledi.
 
"Masa başında oturup aday belirleyen parti değiliz"
 
Başbakan Erdoğan, yaklaşan yerel seçimlerde partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayının kim olduğu sorusuna, "Benim kafamda biri var da ama önemli olan teşkilatımın da nabzını almak. Kamuoyu araştırmalarını yaptırdık, çıktı. Teşkilatımın temayülünü almadan yaparsak o teşkilatıma saygısızlık olur, o saygısızlığı yapamam. Çünkü biz masa başında oturup aday belirleyen bir parti değiliz" dedi. 
 
Erdoğan, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna'nın bir gazeteciye gönderdiği elektronik postaya ilişkin soruyu yanıtlarken da Vali'nin davranışını tasvip etmenin söz konusu olmadığını belirterek, İçişleri Bakanlığı'nın konuyu incelediğini hatırlattı. Erdoğan, "Aslında iyi bir arkadaşımız, hoş bir arkadaşımız ama nasıl bir boşluğa düşmüş. Gerçekten kendisi mi? Yanlış" ifadesini kullandı.
 
Başbakan Erdoğan, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin soruları da yanıtladı.
 
AK Parti olarak yeni anayasa yapımı çalışmalarında Uzlaşma Komisyonu'nun kurulması aşamasından itibaren çok fedakarlık yaptıklarını, komisyonda tüm partilerin eşit üyesi olmasından yana tavır sergilediklerini bildiren Erdoğan, dört partinin mutabık kaldığı maddelerin TBMM'den çıkarılması önerisini yaptığını da hatırlattı. Ancak, muhalefet partilerinin ipe un serdiğini ifade eden Erdoğan, gelinen noktada dört partinin anlaştığı maddelerin yasalaştırılması ve böylece mesafe alınması önerisini tekrarladı.
 
"Erken seçim yok"
 
"Bunun çözümü erken seçim değil mi? Seçimi erkene alsanız, anayasa değiştirecek çoğunluğu istersiniz. Var mı böyle bir ihtimal?"  diye sorulması üzerine, "Bu tür şeylerin hiçbirisi sizlere bu istediğiniz neticeyi getirecek diye bir şey yok. Şu anda 326 milletvekilimiz var. Yarın tekrar 326 mı olur, 330 mu olur, 340 mı olur? Bunların hiçbirisi elinizde garanti olan şeyler değil. Dolayısıyla ben siyasette özellikle kumarı arzu eden veya yaşayanlardan değilim" diye konuştu.
 
"Erken seçim yok mu?" sorusuna "Hayır" karşılığını veren Erdoğan, AK Parti'nin hep seçimlerin zamanında yapılmasından yana olduğuna dikkati çekti.
 
"Bir kez oyuna geldiklerini ve erken seçim süresini 4 yıla indirme olayı olduğunu" dile getiren Erdoğan, "O zaman cumhurbaşkanı seçiminde bir oyun yapıldı. 'Böyle bir anlaşmaya gidelim' dedik. O zamanki arkadaş bu anlaşmada bize söz verdikleri halde 'tamam siz 4 yıla indirin biz destekleyeceğiz' dediler. Ve ne cumhurbaşkanını desteklediler o zaman, Abdullah Bey'in seçiminde ne de 4 yıl olayında geldiler orada oyunu bozdular. Ve 4 yıla böylece indirmiş olduk. Kaldı ki ben 4 yılı bir siyasi iktidarda yeterli süre olarak görmüyorum. 5 yılın olması lazım" ifadesini kullandı.
 
Türkiye'nin seçim lügatından erken seçimi kaldırmak gerektiğine işaret eden Erdoğan, gelişmiş ülkeleri erken seçimi hiçbir zaman tercih etmediğini vurguladı.
 
"Üç dönem kuralını değiştirmem"
 
Erdoğan, bir başka soruyu yanıtlarken de parti tüzüklerindeki üç dönem kuralının değişmeyeceğini belirterek, "Ben partinin genel başkanı olduğum sürece değiştirmem. Bu kendime saygısızlık olur" yorumunda bulundu.
 
Cumhurbaşkanlığı seçim sisteminde veya yapıda bir değişiklik olup olmayacağına ilişkin soruları yanıtlarken de Erdoğan, "330'u garanti ettikten sonra halka götürürsünüz. Halka götürüldüğü zaman halkımızın ben başkanlık seçimine evet diyeceğine inanıyorum. Şu anda halkımız konuyu tam bilemediği için bazı şeylerde sıkıntı var. Halkımız bunu anladığı anda ben inanıyorum ki başkanlık sistemine halkımız da evet diyecek" dedi.
 
Hava Savunma Sistemleri ihalesi konusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, "Nihai karar değil Çin" açıklaması hatırlatılıp, "Sayın Cumhurbaşkanı 'Nihai karar değil Çin' dedi ama Sayın Savunma Bakanı'nı duyduğumuz zaman sanki bu iş bitmiş gibi algılıyorum. Nihai kararımız Çin füzeleri midir? Bu takdirde ABD'den ve NATO'dan tepkiler sorun olacak mı" sorusunun yöneltilmesi üzerine Başbakan Erdoğan, Çin, ABD, Rusya ve Fransa-İtalya ortaklığının ihaleye girdiğini ve Çin'in en uygun teklifin yanı sıra ortak üretim teklifine evet dediğini söyledi.
 
Balistik füzelerle ilgili olarak Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın birçok doneler istediğini anlatan Erdoğan, "Diğer tekliflerde ortak üretim olmayınca bu bizim için bir eksi. Savunma Sanayii Müsteşarlığı bizim önümüze birçok donelerle bunu getiriyor. Bunlar teknik özellikler, fiyat, ortak üretim meselesi. Bir de tabi üretimdeki süre. Çin, en erken bu işin üretimini taahhüt eden. Diğerleriyle en az yüzde 50 fark var sürede" diye konuştu.
 
Erdoğan, konuyla ilgili puanlamalar yapıldığını dile getirerek, "Bu puanlamalar yapıldıktan sonra önümüze konuluyor. İcra Komitesi'nde şahsım, Genelkurmay Başkanımız ve bir de Milli Savunma Bakanımız var. Değerlendirmeleri yaptıktan sonra da şu anda bizim öncelikli olarak gördüğümüz 'kimi bu işe daha uygun olarak görüyoruz'. Bir defa NATO'ya bu uygun düşmüyor, bu söylenenlerin hepsi lafaki takdir. Bunlar tamamıyla bizim teknisyenlerimiz tarafından, mühendislerimiz tarafından onların kontrolleri altında bu çalışmalar yürüyecek. Bizim laboratuvarlarda test edilecek" ifadesini kullandı.
 
"6-7 NATO ülkesinde Rus füzesi var"
 
NATO'nun birçok ülkesinin ellerinde Rus füzelerinin olduğunun tespiti olduğunu anlatan Erdoğan, "6-7 NATO ülkesinde Rus füzesi var. Bunların isim isim dosyalarımda yerleri var. Ayrıca NATO ile bizim sözleşmemizde 'siz, NATO ülkeleri dışında herhangi bir ülkeden bu tür silah alamazsınız, ortak üretime giremezsiniz' diye de kesinlikle kısıtlayıcı bir madde yoktur. Bunu da milletimin bilmesi lazım. Kısa bir süre önce Çin ile ortak tatbikat yaptık. Bunların hepsini NATO biliyor. Onlar bu tatbikatla ilgili incelemeleri yakından biliyor" diye konuştu.
 
Gerçekleşecek teknoloji transferinin Türkiye'nin şu ana kadar en önemli açığı olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, teknoloji açığını halletmek zorunda olduklarını, bu konuya diğer ülkelerin yanaşmadığını, Türkiye'nin bu sorununu çözmeden caydırıcılık gücünü üst limitlere çıkaramayacağını söyledi.
 
Başbakan Erdoğan, sözleşmede yetkinin Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na verildiğini ve tarafların birbiriyle mutabık kalması durumunda adımların atılacağını bildirdi.
 
"Allah-u ekber' diyen insan, insan öldüremez"
 
"Zaman zaman bazı İslam ülkelerindeki terör olaylarında 'Allah-u ekber' diye bağırılmasının, terör ve İslam'ın yan yana getirilme çabaları konusunda" düşünceleri sorulan Başbakan Erdoğan, İslam'ın Arapça 'Silm' kelimesinden türediğini ve barış anlamına geldiğini ifade ederek, şunları söyledi:
 
"Barışın kendi iç dinamiklerini oluşturduğu İslam'ı maalesef bazı örgütler, şu anda terörle adeta iç içe durumuna sokmaktadır. Bir defa 'Allah-u ekber' diyen insan, insan öldüremez. Hele hele savunmasız insanı hiç öldüremez. Burada öyle bir gariplik var ki her iki taraf da 'Allah-u Ekber' diyor. Bu iş bize İslam tarihindeki yaşanan birçok olayın benzerlerini hatırlatıyor. O dönemlere dönmek istemezdim ama ne yazık ki şu anda Suriye'de yaşananlar bunlar. Çok daha tehlikelisi Suriye mezhep savaşına gidiyor. Bugün aldığım yeni bilgiler var. Birçok komşu ülkelerden belli bir mezhebin mensupları uçaklarla Suriye'ye taşınıyor. Bunlar savaşçı elemanlar, bu savaşa dahil ediliyorlar. Böyle bir tehlikeyle karşı karşıyayız."
 
Reyhanlı'daki olayda "Reyhanlı olayını şunlar yaptı" denildiğini, yanlış tespit yapıldığını ve bazı gazetelerin de bu şekilde yazıldığını dile getiren Erdoğan, "Gerçekle alakası yok, tamamen rejimin ta kendisidir. Rejim, Hatay'daki malum bir kesimle bu işi özdeş halde yürütmüştür. Ölenlerin kimler olduğu bellidir. Bir Kenya olayını görünce bu olayı lanetliyorum, telin ediyorum" dedi.
 
"Kanal İstanbul Projesi'nin ihale hazırlığında son aşamaya gelindi"
 
Erdoğan, bir soru üzerine üçüncü köprünün ve Marmaray Projesi'nin biraz daha güneyinde ikinci tüp geçidin 2015'te yapılacağını belirterek, İstanbul Boğazı'nın altında ve üstünde, Avrupa ve Asya yakasını bağlayacak 5 yeni geçiş yapılacağını ve İstanbul'un trafiğinin rahatlayacağını ifade etti.
 
Üçüncü havalimanın 33 milyar avroya bitirileceğini ve 2017'ye yetiştirileceğini bildiren Erdoğan, Kanal İstanbul Projesi'nin ihale hazırlığının son aşamaya geldiğini ve animasyon çalışmalarının bitmesinden sonra açıklanacağını söyledi.
adminadmin