Mesnevi-i Nuriye’de öldükten sonra dirilmeye gözel misaller vererek ahiret inancına bakınız nasıl yaklaşımda bulunuyor:
İ'lem eyyühe'l-aziz! Bil ey aziz kardeşim!
Mesela:
اَنَّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا
Gökler ve yer bitişik iken Biz onları birbirinden koparıp ayırdık, âyet-i kerîmesi,(14/30)
beşerin, insanların birinci tabakasına şu manayı ifham, anlatıyor ve ifade ediyor:
Semavat; ayaz, bulutsuz, yağmuru yağdıracak bir kabiliyette olmadığı gibi
Arz, dünya da kupkuru, nebatatı yetiştirecek bir şekilde değildir.
Sonra ikisinin de yapışıklıklarını izale ve fetk ettik, ortadan kaldırıp ayırdık.
Birisinden sular inmeye,
ötekisinden nebatat çıkmaya başladı.
Mezkûr âyetin ifade ettiği şu manaya delâlet eden
“ وَ جَعَلْنَا مِنَ الْمَٓاءِ كُلَّ شَىْءٍ حَىٍّ “
Her canlı şeyi sudan yarattık, âyet-i kerîmesidir.(14/30)