Samsun Haber
Giriş Tarihi : 26-08-2013 09:55   Güncelleme : 26-08-2013 09:55

DARBELERİN HİÇBİR HAKLI GEREKÇESİ OLAMAZ

Başbakan Recep Erdoğan, darbelerin hiçbir meşru, haklı, makul gerekçesi olamayacağını vurguladı.

DARBELERİN HİÇBİR HAKLI GEREKÇESİ OLAMAZ
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Geliştirme Vakfı Meclis Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, binlerce yıllık demokrasi birikimine ve mücadelesine rağmen Mısır'daki müdahalenin bir darbe olduğunu, buna darbe diyemeyenin geçmişten ziyade geleceğe ihanet edeceğini söyledi.
 
Darbelerin hiçbir meşru, haklı, makul gerekçesi olamayacağını vurgulayan Erdoğan, "Türkiye ve dünyada, 'Mursi de hata yaptı' diyerek vicdanlarını rahatlatmaya çalışanlar var" dedi.
 
Mısır'da 70 yıllık otokratik rejimin ardından halkın iradesinin sandığa tecelli ettiğini ve yüzde 52 ile Mursi'nin getirildiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
 
"Mursi'ye bir yıl dahi tahammül edemiyorlar. Araştırıyoruz, bakıyoruz, önümüze 3 Şubat 2011, İsrail'deki bir panel geliyor. Bu panele de şimdi şu anda Adalet Bakanı, geçmişte Dışişleri Bakanı olan İsrail'in bayan Bakan Livni. Onun yanında Fransa'dan bir entellektüel konuşma yapıyor. O konuşmada, 'Müslüman Kardeşlerin orada dahi kazanmasını istemiyorum' diyor. Moderatör, 'Kazanırsa ne olacak' diye soruyor, 'İktidar gücünü eline alamaz' diyor. Moderatör, 'Filistin'deki gibi mi olur demek istiyorsunuz, Cezayir'deki gibi mi olur demek istiyorsunuz' diye tekrar soruyor, 'Evet' diyor ve bakın bir yıl üzerine şu anda bu yönetim görüldüğü gibi hangi müdahaleyle nasıl görevden el çektirildi"
 
"Oylarının namusu için şehit oldular"
 
Mısır'da halkın, "iradesinin, oyunun namusunu istediğini" belirten Erdoğan, "Eğer 17 yaşındaki Esma meydana çıkıyorsa işte o da babasının izinde onun için oraya çıkıyor. Adeviyye'ye çıkanlar, Rabia'ya çıkanlar, İskenderiye'ye, Mansuriye'ye onun için çıkıyor. Binlerce insan şehit olduysa bu oylarının namusu için şehit oldular. Tankların karşısına ellerini açarak geçiyor, ellerinde silah yok. Motolofkokteyli yok, hiç bir şey yok, ama karşısından bakıyorsunuz bir top atışı ve oda şehit oluyor" dedi.
 
Mursi'nin hata yaptığının öne sürüldüğünü söyleyen  Erdoğan, "Seçimde onları işbaşına getirenler getirdikleri gibi götürürler. Üç yıl daha tahammül et. 70 yıl tahammül ettiler. 3 yıl, getiren götürür, memnunsa devam eder. Niye sabredemiyorsunuz? Derdi başka. Çünkü alıştıkları bir yolsuzluklar silsilesi var" dedi.
 
"Mursi de hata yaptı" demenin doğrudan doğruya darbeye destek çıkmak, darbeyi meşrulaştırmak olacağını söyleyen Erdoğan, "Ortada 3 bini aşkın ölü varken, bir katliam varken, bir demokrasi cinayeti diye bir olay varken Mürsi'yi gündeme getirmek darbecilerin sırtını sıvazlamaktır. Demokratik bir rejimde seçimle gelmiş olanın, hangi hatayı yaparsa yapsın bedelini ödeyeceği yer yine seçimdir, yine sandıktır" şeklinde konuştu.
 
"Eğer diktatör görmek isteyenler varsa Suriye'ye gitsin"
 
Türkiye'de de darbeler yaşandığı için Mısır'daki darbeyi çok sert eleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
 
"Menderes de hata yaptı, dediler, hatırlayın, o dönemi yaşayanlar çok iyi bilirler. 27 Mayıs darbesi meşrulaştırılmak istenmiştir. 'Siyasetçiler de hatalıydı' dediler, 12 Eylül meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. Merhum Erbakan da hatalıydı, dediler, 28 Şubatı meşrulaştırmaya çalıştılar ve Menderes'i arkadaşlarını ipe götürdüler, idam ettiler. Ona da 'diktatör' dediler, o günün gazeteleri var elimde. Şimdi aynı şeyi dikkat edin şahsıma söylüyorlar. Ben diktatör olacağım birisi kalkacak bana diktatör diyecek. Onun vay haline. Çünkü diktatörlüğün mizacında, karekterinde bu tür şeylere tahammül yoktur, anında götürürler. Eğer görmek isteyenler varsa Suriye'ye gitsin. Bak 100 bine yakın insan öldürüldü, diktatör var. Aynı şey Mısır'da, aynı şey dünyanın değişik yerlerinde yapılıyor."
 
"Hiç taviz verilmemeli"
 
Başbakan Erdoğan, Türkiye'de de molotofkokteyli ile kamunun araç gereçlerine zarar verenlere, yakıp yıkanlara ve şiddete başvuranlara karşı polisin su ve biber gazı sıktığını belirterek, buna "polis şiddeti" denilmesini eleştirdi.
 
Erdoğan, şunları kaydetti:
 
"Neymiş, özgürlük mücadelesiymiş bunlar. Sevsinler seni. Bunların neresi özgürlükçü. Özgürlük mücadelesi verenler fikren, düşünceyle verir, demokratik yollarla gelir, sandıkta verir. Sandıkta kazanamayacaklarını bilenler, görenler, anlayanlar işte dağda silahla ürüyorlar, meydanlarda molotofkokteyli ile ürüyorlar, yine silahlarla yürüyorlar. onun için üniversitelerimizin çatısı altında asla bunlara müsade edilmemeli, burada herkes elinde elinde bilgisayarla, kitapla dolaşmalı. Bu tür bir şey olduğu zaman da yönetim anında bunlara müdahale etmelidir, elindeki yetkiyi, selahiyeti en güzel şekliyle kullanmalıdır. Hiç taviz verilmemeli. Bütün disiplin mekanizmaları en ideal şekilde işletmelidir. Çünkü bunlar meydanı buldukları zaman bakıyorsunuz üniversiteleri aynı şekilde terörize etmenin gayreti içine giriyorlar. Üniversitelerimiz bir terör meydanı, terör alanı değildir. Oralarda bilgi vardır, ilmin tahsili vardır ve oralardaki insanlar bu toplumun örnekleridir, örnek olmaya mecburdur."
 
"Onlara bu mirası bırakmak bizim  boynumuzun borcudur"
 
Başbakan Erdoğan, caniye cani, katile katil, darbeciye darbeci diyemeyenlerin, mazlumu, mağduru eleştirerek kendilerini rahatlatmaya çalıştıklarını ifade etti. Erdoğan, "Biz yüksek sesle caniye cani, katile katil, Firavun'a Firavun dediğimiz müddetçe inanın bunlar da vicdanlarını rahatlatamayacaklardır. Biz cesur olmak zorundayız. Biz korkmadan, çekinmeden hakkı söylemek zorundayız. Bugün biz nasıl Selçuklunun, Osmanlının kudretli idarecileriyle gurur duyuyorsak bundan 50 yıl, 500 yıl sonra da Türkiye'nin çocukları, bugünün idarecileriyle gurur duymalıdır. Onlara bu mirası bırakmak bizim  boynumuzun borcudur. Üniversitelerimizin de böyle bir mirası gelecek nesillere devretmesi en büyük arzumuzdur" diye konuştu.
 
Başbakan Erdoğan, "Dünün üniversiteleri baskılarla, yasaklarla, ikna odalarıyla anılıyor. Yarının üniversiteleri bilimle, demokrasiyle, insani ve vicdani değerleri yüceltmesiyle anılsın istiyoruz. İkna odalarını kuranlar bugün Ankara'da caddede yol kesiyorlar. Neye sığınarak? Milletvekili dokunulmazlığına sığınarak. Asla bizler yol kesenler familyası içerisinde yer almadık, yer almayacağız" ifadelerini kullandı.
 
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesinin sorumluluğunun çok büyük olduğuna dikkati çeken Erdoğan, her engeli aşıp, imkansızlıkları mümkün hale getirip, farklı bir üniversite, örnek bir eğitim kurumu teşkil edileceğine yürekten inandığını dile getirdi. Üniversitenin İcra Kurulu toplantısına da katıldığını ve mevcut durumu değerlendirdiklerini anlatan Erdoğan, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesini, fiziki mekanları ve eğitim-öğretim kadrosunu güçlendirerek, bir cazibe merkezi haline getirmek istediklerini söyledi.
 
Üniversitenin sadece öğrencilerin değil, akademisyenlerin de tercih ettiği bir üniversite olmasını istediklerini kaydeden Erdoğan, vakıf olarak tüm imkanları seferber edeceklerini, yurt dışındaki akademisyenleri de Rize'ye taşıyarak, güçlü bir üniversitenin adımlarını atacaklarını bildirdi.
 
Konuşmasının ardından, Recep Tayyip Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Erdoğan'a günün anısına hediye takdim etti.
adminadmin