İlk kitabı Kuyuya Dönen Yusuf’un dost, arkadaş ve kendisini seven kişilerin teşvik ve iteklemesiyle hayata geçtiğini belirten Ateş, bunların arasında Şair Cahit Koytak, OMÜ Öğretim görevlisi Bekir Şakir Konyalı ve Şair Mimar Mustafa Karaosmanoğlu’nun önemli katkı ve desteklerinin olduğunu belirtti.
Kitabın isminde Hz Yusuf Kıssası yapı bozum ile değiştirerek atıf yapıldığını ve gittikçe yaşanmaz hale gelen, kötüleşen, karanlıklaşan dünya hayatından Hz. Yusuf’un aydınlık kuyusuna geri dönüşünü metafor olarak kullandığını kaydeden Dinçer Ateş, "Kitabımız üç bölümden oluşuyor. Birincisi, Kenan diyarı; Yusuf'un daha önce yaşadığı yerler. İkincisi, Züleyha. Züleyha'nın, Yusuf'un hayatındaki hikayesi malum. Üçüncüsü de kuyu. Kuyu aslında Kenan'dan sonradır ama biz Züleyha'dan sonraya aldık” dedi.
Ateş şöyle devam etti;
"Bizim Yusufumuz en son kuyuya dönüyor. Önce kuyudan geçmiyor. Ama şöyle bir farkla. Bizim Yusufumuzun döndüğü kuyu aydınlık, dışarısı karanlık. Yani kuyu bir karanlığı temsil etmiyor. Tam tersine içe dönüşü, öze dönüşü temsil ediyor. Yusuf'un kuyusu zaten hep içindeydi. O dışarıdaki bir kuyu değildi. İnsanın kendi içine döndüğü, kentleşmenin, modernizmin, bireyselleşmenin, çıkar ve bütün hesapların ötesinde, insanın kendisiyle yeniden bir araya gelmesi, özüne ve kemalata dönmesi gibi bir anlam ifade ediyor.”
Şair Dinçer Ateş’in kitabında sesleniş imajı olarak yer alan OMÜ Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Bekir Şakir Konyalı ise, sözlükte bir kelime olan isminin bu kitap ile birlikte ete kemiğe bürünmüş, kanatlanmış olarak görüntüsünün kendisini bir süre yabancılaşmış olarak hissetmesine sebep olduğunu anlattı.
Şair Mimar Karaosmanoğlu ise, Dinçer Ateş’in resmi de şiiri tamamlayan bir kafiye olarak ve şiiri anlamamıza yardım olmak için iyi bir malzeme olarak kullandığını belirtti.
Program şiirlerin yoğun ilgisiyle sohbet ve soru cevap şeklinde devam etti.
