Kültür
Giriş Tarihi : 22-04-2018 11:00   Güncelleme : 22-04-2018 11:03

Dinsiz Nesil Projesi: Deizm

Dinsiz Nesil Projesi: Deizm

Modern çağın tuzakları her geçen gün artarken muhafazakâr gençler arasında yaygınlaştığı iddia edilen “deizm” hastalığı, küresel şeytani güçlerin yeni bir dinsiz nesil projesi olarak topluma dayatılıyor.

Günümüz koşullarında medya, sinema, bilgisayar oyunları ve daha birçok mecradan topluma empoze edilen komformist ve hazcı yaşam biçiminin temel hedefini gençler oluşturuyor. İçinde bulunduğu dünyanın kendisine vaat ettiği sanal ve eğlencelik hayatın damarlarında gezinmeye başladığı ortamda gençlerin özellikle kültür, tarih, ahlak ve inanç değerleri ellerinden alınırken yerine yenileri konuluyor.

Küresel şeytani güçlerin pençesine aldığı gençler için hazırlanan son tuzağın adı ise bugün “Deizm” olarak karşımıza çıkıyor. Çeşitli rakamlar üzerinden dünyada ve Türkiye’de yükselişte olduğu iddiasıyla hararetli tartışmaların konusu haline getirilen bu sözde inanç akımı aslında dinsiz bir nesil inşa etme projesinin takendisine karşılık geliyor.

Kamuoyu araştırmaları son bir iki yıldır türlü medya yayınlarıyla genç beyinlere enjekte edilen “Deizm” düşüncesine ilginin arttığını gösterse de bunun doğal bir seyir olmaktan öte özel bir çabanın ürünü olduğunu görmek gerekiyor.

HEDEFLERİ İSLAM’I YOK ETMEK!

Allah’ın varlığını kabul etmekten başka bir hüküm tanımayan “Deizm”, yeni bir dini akım olarak ambalajlayarak dünyaya pazarlayan küresel güçler, kurmuş oldukları düzenin önünde en büyük engeli yeryüzündeki mevcut dinler, özellikle de İslâm olarak görüyorlar. Bu noktada aynı mihraklar (hâşâ) hem dünyaya ilahlık taslıyorlar hem kendi uydurdukları din üzerinden adeta genç beyinleri zehirlemeye çalışıyorlar.

Türlü web siteleri ve sosyal medya kanalları üzerinden köpürttükleri yayınlarla din karşıtı bir kara propaganda yürüten bu karanlık güçler, yeni nesillerin Müslümanlığını dizayn etmeye çalışıyorlar. Hedefleri bu akıma kapılan gençler üzerinden Müslümanlığın fikri yapısını sekülerizmle (dünyevişelme) yer değiştirerek İslam’ı kendi sapkın emellerine hizmet eder şekilde yorumlama ve bu yolla deizm dalgasını yaymak.

DEİZM PROPAGANDASI

Bu anlamda Deizm’i geçtiğimiz yıllarda dünyanın gündemine getiren National Geographic’in yayımladığı The world’s newest major religion: No religion (Dünyanın en yeni büyük dini: Dinsizlik) adlı makale, bütün dinlere savaş açan bu akımı dünya çapında ele almış; eğitim, ekonomi ve devletlerin ideolojileri sebebiyle insanların dinsizliğe yöneldiği yönünde bir propaganda yapmıştı.

Bakıldığında Türkiye’de ise bu mesele yine, “muhafazakâr gençler arasında deizmin yaygınlaştığı” iddiası ile gündeme getirildi. Pek çok yazar, köşesinde deizmi içeren yazılar kaleme alırken internet haber sitelerinde yer alan röportajlı dosyalarda “Deizm” akımını yaymak isteyen küresel şeytani güçlerin ekmeğine yağ süren yayınlar yapıldı.

Burada şunun altını çizmekte fayda var. Konuyla ilgili yazılan makalelerde birilerinin ima ettiği üzere Müslümanlar için tehdit olan şeyin deizmin kendisi ya da felsefesi değil; İslam’ın yanlış bilinip uygulanması olduğu vurgusu yapılıyor. Dahası bu durumun gençleri, ciddi bir umursamazlık, ateizm veya deizme sürükleyebileceği yönünde yorumlar ortaya atılıyor. Bu noktada “Deizm” kavram olarak neye karşılık geldiğini ve amacının ne olduğunu iyi anlamak ve anlatmak gerekiyor. Özellikle de bu hastalıklı akımın hedef aldığı gençlere…

NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Avrupa’da ilk 17. Yüzyılda Rönesans sonrası kendini gösteren “deizm” yani din karşıtı inkârcı akımlar Batı’da Hıristiyanlığın dejenerasyonuna karşı ortaya çıktığı biliniyor. Zira söz konusu dejenerasyonla Hristiyan inancının kilise merkezli değişmesi ve hızla akıl dışılığa yönelmesi insanlarda Hıristiyanlığı sorgulamaya dönük bir yöneliş başlattı. Belli kaynaklar bu inanışın derinden sarsıldığı dönemde kilisenin uyguladığı baskılar, insanların dinden uzaklaştırılması, dünya-ahiret dengesinin kurulamaması, Hz. İsa’ya karşı sevgide aşırılık ve onun mucizelerinin yanlış yorumlanarak peygamberlik konumundan ilah konumuna yüceltilmesini bu yönelişin hızlandırdığına işaret ediyor. Netice olarak Batı’da yaşanan böylesi bir tarihi süreçte akla, bilime ve fıtrata aykırı yorumların yapılması insanları Hristiyanlık’tan uzaklaştırıp deizme yaklaştırdığı söylenebilir.

İSLAMÎ ŞUURA İHTİYAÇ VAR

Batı’daki ortaya çıkış süreci göz önüne alındığında bu akımın Türkiye’de ya da müslümanlar için tehdit olabilecek yönüne ise esasen deizmin kendisi veyahut da felsefesi değil, İslâm’ın yanlış bilinip uygulanması zemin hazırlıyor. Kökeni itibariyle Hristiyanlık içinde tartışma ve ayrılmadan doğan Batı düşüncesindeki deizm, Hristiyanlığın temel inançlarındaki sapmalara ve kilisenin dünya işlerine yönelik hırs ve politikalarına dayanıyor ve tarihsel arka planı bulunuyor. Buradan bakıldığında Hristiyanlıktaki deizm, Hristiyanlığı bilmekten, İslâm’daki deizm ise İslâm’ı bilmemekten kaynaklanıyor.

Bu noktada gençleri deizm tehlikesinden korumak için İslâm ile ilgili yanlış bilinen gerçeklerin onlara iyi anlatılması ve bunun doğru zeminin oluşturulması şartı. Ayrıca din adına uydurulan şeylerin, insanların inanç dünyası üzerinde oluşturduğu derin tahripleri tespit etmek ve yapıcı çözümler üretmek konun uzmanı olan din âlimlerimize düşüyor.

Gençleri çağın tuzaklarında koruyacak tek kalkanın her zamankinden çok daha fazla İslamî şuur olduğu bu dönemde, Kur’an-ı Kerim’in rehberliğine ve Hz. Peygamber’in (SAV) örnekliğine ihtiyaç var. Hiç şüphesiz insan aklına ve yaratılışına en uygun sistemi teklif eden İslam’ı ve onun biricik tebliğcisini doğru anlamak aklın ve gönlün bütün kör düğümlerini söküp atacaktır. Dahası gençlerin İslam’ın uçsuz bucaksız bilim ve düşünce geleneğinden haberdar edilerek modern çağın ihtiyacına uygun olarak modern çözümler üretmenin önünde hiçbir bir engel bulunmadığını anlatmak gerekiyor. Böylece din, bilim ve felsefenin bir anlamda vahiy, evren ve insan demek olduğunu anlayan her genç, hem evreni hem de kendisi ile birlikte bütün canlıları Allah’ın (c.c.) yarattığına inanan bir Müslüman olarak vahye, evrene ve kendisine karşı duyarsız kalamayacağının şuuruna erişecektir. Bu da “Deizm” gibi sapkın akımların önünde demirden bir kalkana dönüşerek genç beyinlerin zehirlenmesini önleyecektir.

“Deizm” nedir?

Kavram olarak ele aldığımızda belirli kaynaklara göre Yaratıcının varlığını ve âlemin ilk sebebi olduğunu kabul eden deizm inancına mensup kişiler, mantık ve doğal dünyaya dayandırdığı din anlayışında peygamberleri; dolayısıyla din ve kitapları reddeden bir ekolü benimsiyorlar. Latince tanrı anlamındaki “deus” sözcüğünden türetilen deizm (ilahiyye/ilahçılık), her türlü vahyi, risaleti, mucizeyi, ilhamı ve dolayısıyla vahyin bildirdiği Allah’ı, dini inkâr ederek sadece akıl ile idrak edilen bir yaratıcıyı kabul ediyor. Özetle, Allah’ın âlemin mimarı olduğunu, ona şekil verdiğini, onu düzenlediğini ve harekete geçirdiğini; fakat artık âleme karışmadığını tasavvur eden bir anlayışa karşılık geliyor.

Muhammed Şimşek/Analiz

adminadmin