Türkiye
Giriş Tarihi : 24-05-2016 10:05   Güncelleme : 24-05-2016 10:05

Dördüncü Çarşamba Kitap Fuarının Ardından Ve Bir Eleştiri...

Ali Fuad Başgil Kültür Etkinlikleri çerçevesinde Çarşamba Belediyesi tarafından düzenlenen Dördüncü Çarşamba Kitap Fuarı sona erdi

Dördüncü Çarşamba Kitap Fuarının Ardından Ve Bir Eleştiri...
Ali Fuad Başgil Kültür Etkinlikleri çerçevesinde Çarşamba Belediyesi tarafından düzenlenen Dördüncü Çarşamba Kitap Fuarı sona erdi. Çarşamba ve çevresi için şüphesiz çok önemli bir kültür etkinliği olan fuar, özellikle öğrenciler tarafından yoğun şekilde ziyaret edildi. Fuar esnasında gerek fuar alanında bulunan Tevfik İleri Söyleşi Salonu'nda gerekse Cemil Şensoy Kültür Merkezi'nde düzenlenen söyleşi ve konferanslar da izleyiciler tarafından ilgiyle takip edildi. Her ne kadar yakın zamanda TÜYAP'ın Tekkeköy'de düzenlediği kitap fuarının gölgesinde kalabileceği söylense dahi Çarşamba'da düzenlenen ve şu an bölgenin en uzun soluklu fuarı olan Çarşamba Kitap Fuarı hareketliydi. Birçok yazarın gerek imza programları gerekse söyleşileriyle iştirak ettiği fuar, bu yıl genelde genç yazarları ağırladı. Gölgesinin dahi memleketimizde olmasından onur duyacağımız Rasim Özdenören, Sadık Yalsızuçanlar, Salih Suruç, İsmail Kılıçarslan gibi usta şair ve yazarların da katılımcıları arasında olduğu fuar, düzenlendiği günler boyunca Çarşamba'da bir kültür rüzgarı estirdi diyebiliriz. Memleketimizin insanı olan ve memleketimizden yetişmiş olan yazar ve şairlerin imza programlarına ve söyleşilerine olan ilgisizlik ise bizleri üzdü. Bazen üç, beş kişiye bazen de on, onbeş kişiye konuşma yapan veya imza programı düzenleyip kimsenin selam dahi vermediği yazar ve şairleri görmek de üzdü bizleri. Oysa kendi memleketinde dahi ilgi gösterilmeyen her biri özgün birer eser vücuda getirmiş bu insanların tek çabaları kendilerini ifade etmeye çalışmak. Ayrıca fuar alanında bakır süsleme sanatçısının eserlerini sergilediği alan, ahşap mimari örneklerinin sunulduğu sergi ve resim sergisi de fuarın güzelliklerindendi. Bu yılki fuarın konusunun gençlikle ilgili oluşu genç yazarların fuardaki sayısından da anlaşılabiliyordu. Bazı yazarların söyleşi ve imza günlerinde uzun kuyrukların oluşması da yine dikkatleri çekenler arasında. Osman Sungur Yeken, Harun Serkan Aktaş, Kaan Murat Yanık, Hikmet Anıl Öztekin gibi genç yazarlara özellikle de gençler tarafından yoğun alaka gösterildi, söyleşilerinde yoğun kalabalıkların olduğu ve imza programlarında da uzun kuyrukların olduğu gözlendi. Benim bu fuarda en çok dikkatimi çeken kişilerden biri de Gözlük adlı bir eseri olan ve bu eserinden başka basılmış bir eseri olmadığını öğrendiğim -ve cehaletime verin- adını ilk defa duyduğum Koray Yersüren. İnternet üzerinden yayında olan wattpad.com adlı bir internet sayfasındaki paylaşımlarıyla dikkati çekmiş Koray Yersüren ve Koray Yersüren'in bu site üzerinde yazmış olduğu bölümler kitap olarak basılmış. Bu yazıyı yazarken ilgili sitede bu kitabın 5.450.000 kişi tarafından okunduğu, incelendiği veya görüldüğü bilgisi yer almaktaydı. 500 sayfanın üzerinde hacimli bir baskıyla piyasada olan ve 20 TL civarında bir ücretle satılan kitap kısa sürede beşinci baskısını yapmış. (kitapyurdu.com adlı internet üzerinden kitap satışı yapan sitede yazı kaleme alınırken eser en çok satanlar listesinde 23. sırada) Önceki parağrafta yazdıklarımdan Koray Yersüren'in çok başarılı bir grafiği olduğu anlaşılmakta. Doğrudur, çok satan bir kitap kaleme almış ve insanlar tarafından da ilgi görmüş yazdıkları. Fuarda da imza programında uzun kuyrukların oluştuğu Koray Yersüren'in okurlarının büyük bir bölümünün gençler, özellikle de genç kızlar olduğu görülüyor. Kitabını imzalatmak ve belki de Koray Yersüren'le konuşmak veya fotoğraf çektirmek için dakikalarca sıra bekleyen bu gençleri görünce merak etmedim değil kitabı. Peki neler var bu kitapta? Neyi anlatıyor Koray Yersüren bu eserinde? wattpat.com adlı internet sitesinden incelediğim kitabın bölüm başlıklarından bazılarını dahi buraya yazmaktan hicap duyduğum eser, Türkiye'de en çok satanlar arasında ve tekrar söylüyorum, anlaşılıyor ki okuyucuların çoğu da gençler. Eserin neredeyse tamamında gençler arasında geçen hoş olmayan olay ve hikayeler argo ve küfürlü bir anlatımla aktarılmış. Eserin edebî yönden tahlili bana düşmez ama hiç bir edebiyat eleştirmeninin de okuyup da üzerine bir şeyler yazmaya değer bulacağı bir eser olarak göreceğini zannetmediğim bu eser, tamamen seküler hayatın ve nefsinin esiri olmuş gençlerin hayatından kesitleri sunmuş. Yer yer dinî değerlerin de hafife alındığı eserde bulunan bir bölümün adı -affınıza sığınarak- "Oruç tutan teyzenin ayağına işeyen ateist". Her ne kadar bu tür kişi ve kitapların hem fuarlarda yer alışı hem de gençler tarafından ilgi görmesi canımızı sıksa da gençlere hitap eden bir mesleğe sahip olarak ve bir baba olarak bu tür kitaplardan ve internet portallarından bîhaber olmak da bizim eksikliğimiz herhalde. Gençlerin zihinlerini nelerin meşgul ettiğini bilmek, onların dünyalarına daha fazla girebilmek gerekiyor şüphesiz. Onların neleri önemsediğinin, neleri öncelediğinin farkında olmak.
adminadmin