Bizi yaratan Rabbimiz,
hem insanı sever,
hem kendini insana sevdirir,
hem bâkidir, ebedidir sonsuzdur,
hem bâki âlemleri var,
hem adâletle her işi görür ve hikmetle herşeyi yapıyor.
Ve nev-i insanda vuku bulan, insanlar arasında meydana gelen ve
kâinatın intizamına ve adâlet ve muvazenelerine, dengelerine ve
hüsn-ü cemâline münafi, kusursuz güzelliğine zıt ve muhalif ve çok büyük isyanları ve küfürleri, inkarcılıkları bu dünyada cezasız kalıp;
gaddar, acımasız, zâlim, rahat ile hayatını ve
bîçare mazlum, zavallı zulme uğrayan meşakkatler, sıkıntılar içinde ömürlerini geçirirler.
Ve umum kâinatta eserleri görünen şu adâlet-i mutlakanın mâhiyeti ise;
Kâinata bakılınca görülen sonsuz bir adalet esası ise;
dirilmemek sûretiyle o gaddar, acımasız zâlimlerin ve
me'yus mazlumların, ümitsiz haksızlığa uğrayan kişilerin vefat içindeki müsâvatlarına, eşitliklerine bütün bütün zıttır, kaldırmaz, müsaade etmez!..