Güncel
Giriş Tarihi : 10-06-2019 10:07   Güncelleme : 10-06-2019 10:07

Eğitimci Memiş Okuyucu: Köklü Bir Maarif Reformuna İhtiyaç Var!

Türkiye’nin en çok tartışılan meselesi olan eğitim sistemi hakkında açıklamalarda bulunan Eğitimci-Yazar Memiş Okuyucu, “Milli bir maarif felsefesi ve kimliğimizi, değerlerimizi geleceğe taşıyacak bir insan modeli oluşturmamız gerektiği muhakkaktır” diyor.

Eğitimci Memiş Okuyucu: Köklü Bir Maarif Reformuna İhtiyaç Var!

Türkiye’de Eğitim meselesi bütün hükümetlerin öncelikleri arasında olmasına rağmen ideal bir sistem henüz kurulamadı. Her parti hatta her Bakan değişikliği yeni değişiklikleri getirdi. İstikrarsızlık sebebiyle denenen sistemlerin hiçbiri de oturmadı. Ülkenin bekası eğitim öğretimle doğrudan bağlantılı. Maalesef hâlâ yerli ve millî eğitim yapıldığı söylenemez. Bu toprakların çocuklarının hayallerini Batı’ya yönelik kurgulayan, kendi değerlerini öteleyen yanlışlıklar devam ediyor. Yakın zamanda Milli Eğitim Bakanımızın açıkladığı Yeni Eğitim Modelinde Tarih dersinin seçmeli İnkılap Tarihinin zorunlu olması da başladığımız yere tekrar döndüğümüzün bir göstergesi. Kemalist zihniyetin tarihi kendileriyle başlatma hastalığını devam ettirmek, bu memlekete fayda getirmez. Umarız bu yanlıştan dönülür. Hafta sonu okullar kapanıyor. Eğitim-öğretim, üzerindeki sorunların kamburuyla birlikte yaz arası vermeye hazırlanıyor. Biz de bu vesileyle hem Maarif davamızı konuşalım hem de nerede hata yapıyoruzu sorgulayalım istedik. Maarif meseleleri üzerine kapsamlı bir esere imza atan Eğitimci-Yazar Memiş Okuyucu ile maarifimizin  sorunlarını ve çözüm yollarını konuştuk...

-Maarif dâvâsı bu topraklarda neden birinci meseledir?

Millet varlığımızın teminatı olan dört temel toplumsal dayanağımızın nesillerimize inşası, gençliğimizin ihyası ve medeniyetimizin devamı ancak maarif (eğitim) sistemiyle mümkün olabilecektir. Bunlar: 1- Ana dilimizi talim ve terbiye 2- Kimlik ve kültür donanımı 3- Ülkenin insan kaynağını yetiştirmek 4- Bilgi, bilim, kavram ve değer üretmek.  

Bakan iyi niyetli

-Gündemdeki yerini koruyan Yeni Eğitim Modeli hakkında düşünceleriniz nedir?

Yeni Eğitim Modeli, bir arayışın ürünüdür. Milli Eğitimimiz, sorunların farkındadır ve çıkış yolları ve çareler aramaktadır. Gözden kaçırılmaması gereken en önemli nokta; eğitim modeli değil insan modelidir. Hem çağın ruhunu okuyacak, hem de zamanın ruhunu yazacak bir insan modeline ihtiyacımız olduğu çok açıktır.

-Tarih dersinin seçmeli olması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Tarih dersi ve İnkılap Tarihi dersi birbirinin alternatifi değildir. Burada esas mesele, ne okuttuğunuz değil neyi, nasıl okuttuğunuzdur.

-Maarifimizin ayağa kalkması için hangi atılımları yapmalı?

Milli bir maarif felsefesi ve kimliğimizi, değerlerimizi geleceğe taşıyacak bir insan modeli oluşturmamız gerektiği muhakkaktır. Bunun için de son iki yüz yıllık ideolojik çerçeveye göre yapılandırılmış olan devlet ve akademik sistemimizi köklü bir maarif reformuna tabi tutmalıyız. Küresel gelişmeleri ve dünyayı da içine alan milli bir insan modeli ve milli bir kimlik tasavvuru ortaya koymalıyız. Geniş bir uzlaşma ve meşveret ile temelden çözüm hedefli bir ilim adamları gurubu oluşturulmalı.

İngilizce’ye “evet” Londra’ya “hayır”!

-İngilizce eğitim hakkında görüşleriniz nelerdir?

İlim sahasında son 150 senede Batı’nın oluşturduğu birikimi göz önüne alırsak, neslimize İngilizce öğretmek temel kaynakların bir kısmına ulaşmak açısından büyük önem taşımaktadır. Sonuç olarak; İngilizce öğrenmeye ve öğretmeye evet, ancak, bütün sermayesi ve maliyeti bizden olup, sonuçları İngilizce olan İngilizce eğitime hayır dememiz gerekmektedir.

-Eğitimde öğretmen faktörü neden önemlidir?

Klasik sistemimizde ay yıldız modeli geçerli idi. Öğretmen merkezde, talebe onun etrafında halka olan bir sistemdi. Modern dönemde talebe merkezde, muallim talebeye öğrenme yollarını ve bilgiye giden yolu açan, analiz, sentez, strateji, kurgu yapabilme ve muhakeme yeteneğini kazandıran bir niteliğe bürünmüştür.

Meşrutiyet’ten beri problem

-Eğitimde neden bocalıyoruz? Bu ülkenin çocukları neden yabancı ülke vatandaşı olma hayali taşıyor?

Bizim milli maarifimizin milli hedeflerine inanmış bilim adamlarına ihtiyacı vardır. II. Meşrutiyet’le birlikte devlet ve toplum hayatımızı domine eden ‘Batıcı’ bakışın üzerine çıkarak teori üretecek yerli bir maarif için geniş toplumsal kesimlerle bir meşveret ortamı oluşturmak ve bu kesimleri harekete geçirmek gerekmektedir.

-AK Partinin eğitim meselesinde  beklenilen başarıyı yakalayamadığı eleştirilerine ne diyorsunuz?

Bu bakış açısı doğru değildir eksiktir.  Türkiye’nin maarif meselesi 150-200 yıllık bir meseledir. Bu meseleyi 17 yıla yıkmak doğru değil.  Ayrıca,  eğitim toplumsal bir meseledir. AK Parti, milletimizin beklentilerine cevap aramıştır. Devam etmek gerekir.

Ecdad, eğitim modelini terbiye üzerine kurmuş

-Ecdadımız maarif meselesinde nasıl bir modele sahipti?

Ecdadımızın maarif alanında modelinden söz ederken, ecdadımızın maarif felsefesini doğru anlamak gerekmektedir. Kimlik alanında sağlam karakterli ve kabiliyetleri keşfedip, her insanı fıtratına uygun alanlara doğru yönlendirecek şekilde eğitim/terbiye etmektir, şeklinde özetleyebiliriz. Enderun mektepleri için esas alınan; ‘Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz’ sözü bu durumu çok iyi özetler. Klasik sistemimizde ilm-i terbiye denilen pedagoji alanındaki fıtrata uygun terbiye de bu eğitim felsefesinin ana karakteristiğini teşkil etmektedir.

-Maarif meselelerine dair önemli bir esere imza attınız. Son olarak kitabınızın yazılış gayesini  anlatır mısınız?

Bu kitap ‘maarif meselemizi, maarif davamız’ haline getirmek için yazılmıştır. Ülkenin her ferdini ‘şekvacı değil, dâvâcı’ haline getirmek için yazılmıştır. Mesele şikâyet etmek değil, sahiplenmektir. Maarifimizi dert ve dava haline getirmek, çözüm yolunda çaba harcamaktır. Çünkü maarif davamız bir kişinin, bir grubun ya da bir kesimin yahut ta  her hangi bir yetkilinin tek başına çözebileceği bir mesele değildir. Topyekûn Türkiye’nin sahiplenmesi ile çözülebilecek bir meseledir. Her kesime kulak, her kısıma ses vererek, hak temelli ve milli bir mefkûre oluşturarak çözülebilecek bir meseledir.

Bu kitap, dünyanın 17. büyük ekonomisine sahip Türkiye’nin; zamanın tüm gelişmelerini kuşanmış, ruhunu yazabilecek, kimlik değerlerini yüklenmiş, bilgili, ezberleri ile değil analitik düşünebilen, medeniyet ve ekonomide ilk on iddiası olan; çağa sözü, insanlığa takip edilecek bir izi, küresel ideallerimize yürüyüşte gözü olan nesil hedeflerine hizmet için yazılmıştır.

Yeni Akit

adminadmin